Hamburg limanı NATO’ya teslim: Tatbikat mı, savaş provası mı? Dış Haberler
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Almanya'da gündem, Hamburg'da gerçekleştirilecek NATO tatbikatı.
Görünürde, bu sadece büyük bir askeri tatbikat. Ancak perde arkasına bakıldığında “Red Storm Bravo”, Hamburg’u üç günlüğüne yalnızca askeri araçların dolaştığı bir alan değil, aynı zamanda dijitalleşmiş bir savaş laboratuvarına dönüştürmeyi amaçlıyor.
Senaryo; siber saldırılardan sabotajlara, propaganda kampanyalarından iletişim hatlarının çökertilmesine kadar modern savaşın bütün unsurlarını içeriyor. Bu nedenle tatbikat, klasik bir manevradan çok, hibrit tehditlerin ve psikolojik savaş yöntemlerinin şehir merkezinde test edilmesi anlamına geliyor.
Gerçeklik ile simülasyon arasındaki sınırlar bu kez çok bulanık; Hamburg halkı için bu, hem günlük hayatın askeri görüntülerle kesintiye uğraması hem de zihinsel olarak “ya gerçek olursa” sorusunun ağır bir şekilde gündeme gelmesi demek. Alman kamuoyu şimdiden bu tabloya karışık tepkiler veriyor: kimileri güvenlik gerekçesiyle anlayış gösterirken, kimileri ise tatbikatı “savaş provası” olarak nitelendirip açıkça reddediyor.
Sigorta şirketi anketleri, halkın yüzde 41’inin “ülkenin savaşa sürüklenmesinden panik derecesinde korktuğunu” ortaya koyuyor. Tatbikat, Almanya’daki askeri histerinin boyutunu gözler önüne sererken; Rusya cephesi ise manevrayı “NATO’nun kuşatma tiyatrosu” olarak niteliyor. Hamburg sokakları, üç gün boyunca gerçek ile simülasyon arasındaki çizginin bulanıklaştığı bir sahneye dönüşecek.
Tatbikatın anatomisi: Gerçeklik kılığında bir senaryo
25–27 Eylül tarihleri arasında, Hamburg limanı ve çevresinde yaklaşık 500 Bundeswehr askerinin katılımıyla “Red Storm Bravo” tatbikatı gerçekleştirilecek.
Tatbikat senaryosu şöyle işliyor: Baltık coğrafyasındaki bir NATO ülkesinin “Rusya tehdidi” altında olduğu kabul edilecek ve müttefik güçler hızla doğu kanadına sevk edilecek. Hamburg limanı, lojistik üs hâline gelecek; askerler zırhlı araçlarla kent içinden gece konvoylarıyla geçecek; helikopterler, insansız uçan sistemler (İHA/Drone) ve “kitle yaralı senaryoları” ile simülasyonlar yürütülecek.
Polis, itfaiye, yerel yönetimler, lojistik firmalar ve altyapı kurumları da senaryoya dahil edilecek. Tatbikatın hedefi, “Operationsplan Deutschland” (Almanya Operasyon Planı) çerçevesinde askeri ve sivil süreçlerin senkronizasyonunu test etmek.
Resmi kaynaklara göre bu bir tatbikat — savaş değil. Ancak tatbikatın kurgusu, “melez tehditler”, “hibrit savaş yöntemleri”, “siber saldırı”, “propaganda”, “sabotaj” gibi unsurları içeriyor. Bu da senaryoyu tek boyutlu bir manevradan çıkartıp bir “stratejik stres testi”ne dönüştürüyor.
Tatbikatın boyutu ise kimi dış kaynaklarda abartılı şekilde sunuluyor: Bazı yabancı medya, “800 bin asker” ifadesiyle büyük bir manevrayı işaret ediyor. Resmi açıklamalarda bu rakam doğrulanmıyor; Almanya kamuoyunda bu sayı abartılı ve provokatif olarak değerlendiriliyor.
Kamuoyunda yankılar: Korku, itiraz, normalleşme
Hamburg halkı ve Alman kamuoyu, bu tatbikatı karışık duygularla karşılıyor:
• Endişe ve panik: Hamburg halkı kentlerinde bu kadar büyük çaplı bir tatbikat nedeniyle panik içinde
• İtiraz ve protesto: Sol, pasifist ve anti-militarist gruplar; “Hamburg asker istemiyor”, “NATO limana giremez” sloganlarıyla ses vermeye hazırlanıyor. Die Linke, MLPD gibi partiler ve sivil inisiyatifler tatbikatın şehir merkezinden çıkarılmasını talep ediyor.
• Devlet ve yerel yönetim desteği: SPD Hamburg gibi partiler, tatbikatı “şehir sorumluluğu” ve “güvenlik politikası” bağlamında savunuyor. Hamburg eyalet meclisi temsilcileri, tatbikatın halkla işbirliği içinde yürütüleceğini, şehir altyapısına ağır yük bindirmeyecek şekilde kurgulandığını iletiyor.
• Eleştiri ve mizahla karışık tepkiler: Almanya’da bazı medya ve düşünce kuruluşları tatbikatı, “savaş histerisi”, “propaganda tiyatrosu” gibi kavramlarla değerlendiriyor. Die Zeit gazetesi, Hamburg’a “savaş alanı provası” benzetmesi yaparak, tatbikatın askeri prosedürlerin şehre sokulması bağlamında taşıdığı mesajı tartışıyor.
Eleştiri yönlerinden biri de senaryonun “video oyunu estetiği” taşımayı göze alması: sabote eden protestocular, hackerlar, kesilen iletişim altyapısı, zehirlenen su kaynakları gibi öğeler...
Avrupa’da perspektif, Rusya’da algı
Bu tatbikat yalnızca Almanya için değil, Avrupa güvenlik ortamı açısından da sembolik bir sınav:
• AB/NATO çevresi: Baltık ülkeleri, Polonya gibi doğu kanadı üyeleri öncelikle lojistik hatlarla yakından ilgili. Hamburg üzerindeki tatbikat, Almanya’nın NATO içindeki “transit üs” rolünü görünür kılmak anlamında önemseniyor.
• Rusya ve Kremlin cephesi: Tatbikat, Rus medyasında ve devlet yanlısı yayınlarda sıklıkla “provokasyon” ya da “NATO’nun Rusya’yı kuşatma tiyatrosu” tezleriyle eleştiriliyor. Rusya kamuoyuna yönelik yayınlarda, Almanya’nın kendi topraklarında “NATO operasyon alanı” hâline gelmesi teması sıkça işleniyor.
• Uluslararası analizler: Farklı düşünce kuruluşları tatbikatı “NATO’nun caydırıcılık stratejisinin görünür gösterisi” olarak yorumluyor. Bazıları da tatbikatın sembolik olarak “Avrupa artık savaş hazırlığında” mesajı verme aracı olduğunu belirtiyor.
Riskler, sınırlar ve tehlike senaryoları1. Algı krizi riski: Tatbikatın karmaşık senaryosu, halkta “gerçek mi yoksa prova mı?” algı krizine yol açabilir. Medya yanlış abartırsa, paniğe dönüşebilir.
2. Provokasyon kapısı: Eğer senaryoya gerçekten radikal unsurlar (propaganda, sabotaj, siber operasyon) dahil edilirse, tatbikat sınırı ihlal eden eylemlerle karşılanabilir — bu da istenmeyen bir gerilim zemini oluşturabilir.
3. Yaşamın aksamı: Şehir içinden geçen askeri konvoylar, helikopter sesleri, altyapı kesintileri — bunlar halkın günlük hayatını rahatsız edebilir. Hamburg İçişleri Senatörü bile “şehir halkının anlayışı” beklendiğini belirtiyor.
4. Normalleşme tehlikesi: Eğer askeri varlık şehir içinde sıradan hale gelirse, militarizm toplumsal rutinleşme riskini taşır — halk her gün tank konvoyuna alışabilir, eleştiri refleksi zayıflar.
Hamburg sokakları 25–27 Eylül’de sadece bir prova alanı olmayacak; hem Alman devletinin hem NATO’nun “cephede hazırız” mesajını veren vitrini hâline gelecek. Bu vitrinde, gerçek ile simülasyon arasındaki çizgi, silah sesinden önce daha bulanık bir hale gelecek.


