Hasat için bekleyen çiftçiler yıkıldı: Sabahın erken saatinde tarlalarına koştular Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Yozgat’ta dün akşam saatlerinde yağan yağmurun doluya dönüşmesi nedeniyle Merkez ile Yerköy, Sarıkaya, Çayıralan, Boğazlıyan ilçelerindeki tarım alanları ciddi zarar gördü. Çiftçilerden bilgi alan Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, bölgenin doğal afet kapsamına alınmasını isteyerek, “Bu tarım devam edecekse, bu ülkede tarımın değeri varsa, Sayın Cumhurbaşkanımız 'Dama kadar ekin' diyorsa, bugün bu çiftçileri bir şekilde taşımamız lazım” dedi.
ÜRÜNDEN TOHUMLUK BİLE ALAMAYACAKLARHavanın aydınlanmaya başlamasıyla birlikte tarlasına koşan çiftçiler, tarlada kalan üründen tohumluk bile alamayacağını belirtip, yetkililerden destek beklediklerini söylediler.
“ARAZİLER BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU SİGORTASIZ"Dolu afetinin zarar verdiği tarım alanlarının büyük bölümünün kiralık tarla olması nedeniyle tarım sigortası yaptırılamadığını kaydeden bölge çiftçisi şunları anlattı:
Lök köyünden Alican Önal: “Dün akşam üzeri dolu düştü, mahvolduk, hiçbir şey kalmadı. Ne yapacağız bilmiyorum. Çaresini devletten bekliyorum. Buna çok masraf ettik. Ben buna 4-5 milyon masraf etmiştim, ne olacak bilmiyorum. Nasıl ekeceğiz geri? Tohum yok, gübre yok, mazot almış başını gidiyor, gübre öyle...”
Büyük İncirli Köyü Muhtarı Sedat Zorlusoy: “TARSİM sigortası çok az bir miktar da var. Benim köyümün 35 bin dönüm arazisi var, kiralık, icar olayı olduğundan dolayı. Mesela ben bin dönüm arazi ekiyorum, bunun 200 dönümünün sigortası var. Kiralama olayından dolayı her yeri sigortalı gösteremiyoruz. Bütün çiftçiler benim gibi aynı. 35 bin dönüm arazinin toplasanız 3 bin dönümü sigortalı çıkar. Bu yüzden de doğal afet bölgesi ilan edilmediği sürece hiçbir şekilde çiftçi ayağa kalkamayacak. Hiçbir şekilde çiftçi seneye şu şartlarda ekim yapamayacak. Dönüm başına dünyanın masrafı ediliyor ama şu halde heba oldu, bitti gitti. Devletimizin bir an önce bu bölgelerimizi doğal afet bölgesi ilan etmesi lazım.”
Battal Köyü Muhtarı Hasan Gülsaçan: “Çok büyük bir facia oldu, dolu afetine yakalandık, yüzde 20 sigortanız var. Ne tohumunuz var, ne gübremiz var, biz bu araziyi ne işleyebiliriz ne de yapabiliriz. Devletimizden yardım bekliyoruz. Arazimizin yüzde 20'si sigortalı, geri kalanı kira sözleşmeli. Doğru dürüst sigortamız da yok. Biz tohumu, gübreyi, nasıl işleyeceğiz bu araziyi bilmiyoruz. Yetkililerden gerekli yardımı yapılmasını talep ediyoruz.”
MHP'li İl Genel Meclisi Üyesi çiftçi Oğuz Kapusuzoğlu: “Bu yıl biz çiftçiler için çok sıkıntılı bir yıl. İnşallah en kısa sürede ilimiz afet bölgesi ilan edilir.”
Özlüce Köyü Muhtarı Uğur Nemli: “Köyümüzde dolu afeti oldu, gördüğünüz gibi yüzde 70, yüzde 60’ın üzerinde zarar var. Köyümüzde kiralık olup da ÇKS’si olmayan, evrakı olmayan tarlalarımız var. Bu konu hakkında çok çiftçi mağdur, bir sürü masraf etti, ÇKS’den tarım desteklemelerinden faydalanamayan, sigorta yaptıramayan halkımız var. Bu konu için devletimizden yardım beklemekteyiz.”
Taşkışla Köyü'nden Murat Korkmaz: “2025'te büyük umutlarla başladık, soğuk vurması, kuraklıkla ve son olarak hasata yaklaştığınızda dolu vurması ile büyük bir felaket yaşadık. Büyük çoğunluğu sigorta yaptıramıyor, icar ekmekten, ortak ekmekten dolayı. Bu yüzden köyümüzün genel afet sigortasına girmesini istiyoruz. 2026 tarlalarını hazırladık, onlara bu tohumu nereden alacağız, bu gübreyi, bu mazotu nereden alacağız.”
ZARAR YÜZDE 70-80'LERE DAYANDIBayatören Köyü Muhtarı Mustafa Şahiner: “Dolu çok büyük zarar verdi, zararımız çok. Arpalarda, buğdaylarda, mercimek, nohutta yüzde 70, yüzde 80’inde zararımız çok. Milletin sigortası yok, icar yapıyorlar, çoğunun hiç sigortası yok. Devletimizin buna el atması lazım."
Dayılı Köyü'nden Battal Çolak: “Bir yıldır buna hizmet ediyoruz, emek veriyoruz. Bir yıl sonra yüzde 100 hasar. Kavun, karpuz, domates, biber onları da bitirdi. Çiftçi gerçekten perişan.”
Dereboymullu Köyü'nden Ali Kahraman: “Ekip-biçtik ama bunu hep borca yaptık, Ziraat Bankası'na, Tarım Kredi Kooperatiflerine. Biçmemiz gerekiyordu ama dolu bizden önce biçti. Bunu ne yapacağız, yetkililerden bize yardım bekliyoruz. Tekrar ekmemiz için gübre lazım, tohum lazım. Hayvancılık yapmamız için hayvanlarımıza yem, saman lazım. Yetkililerden yardım bekliyoruz.”
"BANA GEREK KALMADI, CENABIALLAH BİÇTİ"Arpa biçmek için gelen biçerdöver sahibi Hidayet Biçiçi: “Ben biçerci olarak geldim, bugün başlayacaktım, Cenabıallah dün ikindi vakti 15 dakika bir dolu yağdırdı, bana gerek kalmadı, Cenabıallah biçti. Köylüm perişan, ben de perişanım biçerci olarak, çiftçi olarak. Ben de bu köylüyüm ama mahsullerin hepsi gitti. Çok perişanız. Tohumumuz yok, gübremiz yok, kooperatif borçlarımız var, Ziraat Bankası borçlarımız var. Komşularımızın birazı sigortalı, birazı sigortasız, çok mağdur durumda kaldılar. Hayvanlarının yemi yok, samanı yok, herhangi bir yerden geliri yok. Köylü perişan hale düştü.”
“Önce don oldu, ondan sonra kuraklık oldu. Bunlara razı olduk, bu sefer de dolu oldu”
Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz ise bu yıl tarım sezonundaki sorunların devam ettiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Dün akşam saat 18.00'de dolu meydana geldi. İl merkezinin 96 köyünden 33-34 köyü bu hale getirdi. Allah çiftçimize yardımcı olsun. Samanı nereden alacak, daneyi nereden alacak? 2026 hazırlığını yapıyordu, 2025-26 hasadının tohumu nereden alacak, gübreyi nereden alacak? Çiftçi gerçekten şu an puslar içerisinde. Tarım İl Müdürlüğü köyleri gezecek, TARSİM gezecek, sigortası olanlar yararlanacak, olmayanlar için de sayın büyüklerimizden, yetkililerimizden doğal afet ilanı istiyoruz. 2025 yılı çok ağır geçiyor. Önce don oldu, ondan sonra kuraklık oldu, bunlara razı olduk, bu sefer de dolu oldu. Samimi konuşuyorum biçer girmeyecek tarlalar var. Bu insanlar üreten insanlar, bu insanlar garip insanlar, şunların suratına bak, eğilmiş aşağıya. Devlet babadır, devlet büyüktür, biz bu doğal afetin olmasını istemiyoruz ama başımıza geldi. 34-35 köy az bir köy değil. Doğal afete girip tarım sigortası olan normalde yaptırır ama bizim ilimizde yüzde 60 kira sözleşmesi var. Şu köy 30 hane, 5 kişi çiftçilik yapıyor, 25 kişi devletin desteğini alıyor, bu bizlere çok yanlış oluyor. Eğer kendimiz yaptırmış olsaydık biz oraların da sigortasını yaptırdık bugün doğal afette istemezdik. 'Tarla benim, ben yaptıracağım' deniyor, ondan dolayı da bu insanlar bin dönüm arazi ile uğraşıyorsa 300 dönümü sigortalı, 700 dönümü yok.”
“Saman bugün bin 800-2 bin liraya tekabül ediyordu, şu an belki 3 bin lira olacak”
Yaşanılan sorunun hayvancılığı da etkileyeceğini kaydeden Açıkgöz, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Davarının yemi yok, davarının samanı yok, yani hayvancılık bu durumda küçüldü, tarım bu durumda küçüldü. Türkiye genelinde bir kuraklık var, saman bugün bin 800-2 bin liraya tekabül ediyordu, şu an belki 3 bin lira olacak. Ondan dolayı bir şekilde büyüklerimiz bu insanları taşıyacak, taşımak mecburiyetindeyiz. Bu tarım devam edecekse, bu ülkede tarımın değeri varsa, Sayın Cumhurbaşkanımız 'Dama kadar ekin' diyorsa, bugün bu çiftçileri bir şekilde taşımamız lazım. Doğrudur yıl kötü geçiyor, devletimizin de sıkıntısı vardır ama biz daha sıkıntıdayız. 1 kilo tohum alma şansı yok araziden. 2025 yılında zaten borçlu geliyordu, Tarım Kredi'ye borcu var, Ziraat Bankası'na borcu var, petrolcüye borcu var, bu insanlar gerçekten şu an kara kara düşünüyor. Büyüklerimizden, büyük destek istiyoruz, yardım istiyoruz.”


