Hedef her kesimi ‘eve’ çekmek
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Geçmişte de denenen ama tek projede kalan bu model 8 yıl sonra neden yeniden sahneye çıktı? Cevabı net: İhtiyaçtan doğdu...
Gayrimenkule talep birçok dönemde olduğu gibi bugün de hâlâ oldukça canlı. Evi olmayan kesim artan kiralar nedeniyle ‘Başımı koyacak bir yer bulmalıyım” diyor. Yatırımcılar ise hem getirisi nedeniyle hem geleneksel alışkanlıklarla konut almak istiyor. Ne var ki bu istediği alıma çevirmek çok da kolay değil. Gelin neden zor olduğuna birlikte bakalım...
NEDEN KONUTA ERİŞEMİYORUZ
TCMB verilerine göre ülke genelinde 100 metrekarelik evin ortalama fiyatı 4 milyon liraya ulaştı. Büyükşehirde rakam bunun çok üzerinde. Türkiye ortalaması üzerinden gidersek tablo şu:
4 milyon liralık ev için yüzde 20’ye denk gelen 800 bin liranın peşin verildiğini düşünelim.
3 milyon 200 bin lira için 10 yıl vadeli banka kredisi çekildiğinde (yüzde 3 faizle) aylık ödeme 98 bin 848 lira. Toplam geri ödeme yaklaşık 11 milyon 862 lira. Tabi bu senaryo bankanın kredi talebinize olumlu yanıt vermesi durumunda...
Üstelik bu fiyat ortalama, depreme karşı güvenli yeni bir konutu bu rakamla almak zor. Bu seçenekte dahi ortaya çıkan taksitler, değil dar orta gelirlinin de neden ev alamadığını gösteriyor. Tam da bu tablo yüzünden Türkiye’de ev sahipliği oranı adım adım geriliyor, kiracı sayısı rekor kırıyor. Kiralık arzı sınırlıyken talebin artması da kira fiyatlarını yukarı çekiyor.
BEYAZ YAKALI DA YATIRIMCI OLACAK
Tüm bu anlattıklarım ev sahibi olmayanlar içindi. Bir de gayrimenkule yatırım odaklı bakanlar var. Bütçesi yetenler son bir yıldır fırsat dönemini değerlendirdi ve alımını yaptı. Bunu konut satış verilerinden görüyoruz. Geliri, birikimi tek başına ev almaya yetmeyenler ise zorunlu bekleyişe geçti. Onlar beklerken fiyatlar daha da arttı ve geniş bir kitle için gayrimenkul yatırımı hayal oldu...
İşte bu yeni modelle hem ev almak isteyenler hem de yatırımcılar için yeni bir pencere açılacak.
Vatandaşlar peşinat, taksit, faiz derdi olmadan bütçesine göre sertifika biriktirip hedef sayıya ulaşınca ev sahibi olacak. Bir kesim ise ev almak yerine gayrimenkuldeki değer artışından faydalanacak. İsterse proje bitince sertifikasına denk gelen parayı alıp cebine koyacak, isterse Borsa’da alım-satımla kâr hedefleyecek.
BAŞARILI OLURSA...
2017 yılında denendiği zaman sertifika modeli büyük ilgi görmemişti ama bugünün şartları o günkinden çok başka. Bu nedenle yeni model için beklenti yüksek. Üstelik ilk denemede yapılan hatalardan ders çıkarılması da sürece önemli bir katkı sunacak. Tabi burada kritik nokta geleneksel konut yatırımcısını Borsa’ya çekmek olacak...
Modelin başarılı olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Başarılı olursa;
Ev alma umudunu kaybeden kesime umut olacak. Sistem yaygınlaştıkça ev sahipliği oranında toparlanma görülecek.
Küçük paylarla kademeli alım yapılabilmesi sayesinde çok daha geniş kitleler gayrimenkul yatırımcısı olacak. Bugüne kadar üst gelir grubuyla sınırlı olan yatırım amaçlı alım imkânı, toplumun geniş bir kesimine yayılacak.
Mevduat ve altın yatırımına önemli bir alternatif olacak. Özellikle mevduat faizindeki düşüşle birlikte birikimi için yön arayanlara yeni bir enstrüman sunulacak.
Klasik konut yatırımına ya da diğer yatırım araçlarına kıyasla daha güvenli ve şeffaf bir alan açılacak.
Elde edilen kaynak, üretimi ve kentsel dönüşümü destekleyecek. Artan arz da fiyat ve kira dengesine katkı sunacak.


