Her türlü senaryoya hazırız
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
HASSAS BİR DÖNEMDEYİZ
“Türkiye, tüm enerjisini ve kapasitesini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken çok hassas bir dönemden geçiyor. Stratejik önemi bugün daha iyi anlaşılan ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizin hedefine suhuletle ulaşması için uzlaşıya, işbirliğine, birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. CHP dahil grubu bulunan tüm partilerin, bu dönemde yüksek bir hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini bekliyoruz. Ana muhalefet partisi başta olmak üzere herkesi bu noktada sağduyulu davranmaya davet ediyorum.
HİTLER’İ GERİDE BIRAKTI
İkinci Dünya Savaşı’nın en dehşetli fotoğrafları, videoları, bugün Gazze’den gelen görüntüler yanında, inanın, çok ama çok masum kalıyor. Avrupa’daki o Holokost sürecinde, Gazze’deki kadar dehşetli, Gazze’deki kadar acı, insanlık dışı, vicdan dışı, Gazze’dekine benzer görüntüler oluşmamıştır. Netanyahu soykırım suçunda, zalim Hitler’i çoktan geride bırakmıştır. Umarız akıbetleri aynı olmaz. İnşallah, er ya da geç, uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, bütün yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin ve katliamların hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir.
İRAN’IN HUKUKİ HAKKI
Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, İran’daki bazı hedeflere saldırarak, İran içinde suikastler düzenleyerek haydutluk sahasını biraz daha genişletti. İran’ın İsrail’in bu haydutluğu karşısında, bu devlet terörü karşısında, kendisini savunması son derece doğal, meşru, hukuki bir haktır. İran; hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, şımarık, şımartılmış, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır. Üstelik bu saldırılar İran’ın nükleer müzakereleri devam ederken düzenlenmiştir. Kendisi nükleer silahlara sahip olan, üstelik nükleer çalışmalarında hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail, müzakerelerin bitmesini beklemeden, sonucu beklemeden, tam olarak terör eylemi gerçekleştirmiştir.
HAYDUTLUĞA DESTEK
Bütün dünyanın, bütün insanlığın gözleri önünde yapılan bu saldırganlık karşısında ne yazık ki başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta, hatta bazıları maalesef bu haydutluğa alenen destek vermektedir. Bu saldırganlık, bu kural tanımazlık, bu devlet terörü ve haydutluk karşısında sessiz kalmak olan bitene özellikle rıza göstermektir. İsrail’in bu şımarıklığına destek verenler kadar, sessiz kalanların da eline, alnına, katledilen sivillerin, öldürülen bebeklerin, çocukların kanı sıçramıştır ve o kan lekesi o ellerden, o alınlardan asla temizlenmeyecektir.
BAKKAL DÜKKÂNI YÖNETMİYORUZ
Bu saldırıların Türkiye’ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız, ilgili bütün arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa, her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz. Biz bakkal dükkânı değil dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyoruz. Devlet tecrübemiz, tarihi derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sâri birikimimiz, bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır. İktidar sorumluluğu içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz. Biz attığımız ve atacağımız adımları, daha burunlarının dibini görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz. Biz çatışmanın, şiddetin, zulmün tarafında değil hakkın, adaletin, diyalog ve diplomasinin tarafındayız.”
SALDIRGANA HAK ETTİĞİ CEVABI VERİRİZ
Biz, Ortadoğu’nun tamamında sadece işbirliği, istikrar ve güvenlik istiyoruz. Adil, onurlu ve sürdürülebilir bir barışın kaybedeni olmaz. Biz, barış için tüm samimiyetimizle çabalarız ama bize yönelik her saldırıda da tarihimizden, ecdadımızdan devraldığımız mirasla saldırgana hak ettiği cevabı veririz.
Kimsenin endişesi, tereddüdü olmasın. İsrail saldırganlığını durdurmak için mücadelemiz sürecek. Diplomatik temaslarımıza, telefon diplomasimize ara vermeyeceğiz. Herkesi etkileyebilecek büyük bir felaketin önünde özellikle durmak ve önüne geçmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bununla birlikte Türkiye’ye, içeriden ya da dışarıdan gelecek her saldırı ise karşısında milletimizin kendisini bulacak, hükümetimizin çelikten iradesini bulacaktır.
DEVLETLERDEN BİR DEVLET DEĞİLİZ
Türkiye, artık kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleriyle koruyan, entegre ve katmanlı bir savunma mimarisine sahip bir ülkedir. Çok daha güçlü ve caydırıcı hale gelmemiz şart. Kabine toplantısı sonrasında da ifade ettiğim gibi, caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkartacağız ki bırakın bize saldırmayı, hiç kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecek. Ciddi manada ihracata da başladık.
Türkiye, ülkelerden bir ülke değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devletlerden bir devlet değildir. Kimse bizi başkalarıyla kıyaslamasın. Kimse bizi test etmeye, sınamaya, sabrımızı zorlamaya yeltenmesin. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimsenin toprağının üzerindeki ve altındaki hazinelerinde gözümüz yok. Bizim kimsenin egemenliğiyle herhangi bir sorunumuz yok. Bölgemizde huzur, barış, istikrar dışında hiçbir emelimiz, arzumuz yok.
ÖZEL’E: ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANMALI
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de eleştiriler yöneltti:
“Ana muhalefet partisi yönetimi, uyarı levhalarına dikkat edip kendilerine çeki düzen vermek yerine maalesef içine sürüklendikleri anaforda daha fazla dibe batıyor. Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak, Türk siyasetini de enfekte ediyor. Türkiye’nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor. Sayın Özel ve CHP yönetiminin, yanlışta ısrar etmekten bir an önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bunun vakti çoktan gelmişti. Sadece CHP’nin değil, Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır.
MATEMATİK BİLGİSİ PEK İÇ AÇICI DEĞİL
Sayın Özel’in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor. Madem hesap makinası yerine mazot bidonuyla gezmeye başladı. Göreve geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bununla sadece 170 litre mazot alınabiliyordu. Yani asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz, şayet bir arabası varsa bir aylık geliriyle deposunu 4 kez fulleyebiliyordu. Bugün ise asgari ücretle tam 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücret alan bir vatandaşımız, arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor.”
SIKINTILARIN FARKINDAYIZ
Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız. Buna çözüm bulmak için başarılı bir ekonomik program uyguluyoruz. Yeni bir adım daha atıyoruz. Program büyüklüğünü 300 milyar liradan, yüzde 70 artışla toplam 500 milyar liraya çıkartıyoruz. Cari açığın kapanmasına ve fiyat istikrarına katkı sunan yatırımlara inşallah daha güçlü destek olacağız. Biz, hükümet olarak her alanda olduğu gibi ekonomide de ne yaptığımızı ve nasıl netice alacağımızı gayet iyi biliyoruz.
Burada dingil kırmış kamyon şoförü misali ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Genel Başkanı Sayın Özel’dir.
SAYIN ÖZEL’E TAVSİYEM
Sayın Özel’e tavsiyem kendini fazla yormasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Mesela toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, çalışmayan merdivenlerden, ödenmeyen SGK borçlarından bahsetsin. Mesela kapı dışarı edilen işçilerden, hısım-akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Mesela şişirilmiş konser faturalarıyla soyulan beytülmalden bahsetsin. Yüreği yetiyorsa, çıksın İstanbul’un yağmalanan kaynaklarından bahsetsin; alınan rüşvetlerden, kesilen haraçlardan bahsetsin, milletten topladıkları paralarla besledikleri trol ordularından bahsetsin.


