Hizbullah silahları Lübnan ordusuna mı teslim edecek? Ortadoğu Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Lübnan’da 1975-1990 arasında süren iç savaş sonrası en etkin aktör olarak ortaya çıkan Hizbullah hareketi, geçtiğimiz eylül ayında İsrail ile yaşanan çatışmalarda güç kaybetmesinin ardından sona yaklaşıyor. Aralık 2024’te Suriye’de Esed rejiminin çökmesi ve 13 Haziran’da başlayıp 12 gün süren İsrail-İran savaşı sonrası Tahran ile olan bağının da zayıflamasıyla örgüt, iç baskılara maruz kalıyor. İsrail’in Güney Lübnan’da işgal ettiği bölgelerden çekilmek için Hizbullah’ın silahlarını orduya teslim etmesini şart koşmasının ardından Lübnan hükümeti de yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. Hükümet, Hizbullah’ın silah teslim etmesi karşılığında İsrail’in güneyden çekilmesini ön gören bir anlaşmayı parlamentoya sunmaya hazırlanıyor. Hizbullah’ın Lübnan içindeki müttefikleri de bu anlaşmaya desteklerini ilan ederken örgütün tavrının ne olacağı merak konusu. Lübnan’da yaşanan gelişmeleri ve Hizbullah’ın tavrını Lübnanlı Siyaset Bilimci ve Hukukçu Tarık Şendeb ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yetim Yeni Şafak’a değerlendirdi.
HÜKÜMET BASKIYI ARTIRIYOR
Londra merkezli Suudi Arabistan gazetesi Şarku’l Avsat’ın verdiği bilgiye göre, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ile bir görüşme yaptı. İkili, görüşmede İsrail’in geri çekilmesi için bir anlaşma yapılması karşılığında Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesini yasalaştırmak için meclise bir tasarı sunacaklarını bildirdi. Ancak Avn, ABD yönetimine, İsrail'in geri çekilme, saldırıları durdurma ve esirleri iade etme konularında karşılıklı tavizler vermeden bu talebini yerine getiremeyeceğini resmi olarak aktardı. Avn, Hizbullah ile ağır silahların Lübnan ordusuna teslim edilmesi gerektiğini görüştüğünü ve ordunun bu silahları koşullara ve gerekliliklere göre muhafaza veya imha edeceğini kaydetti.
MÜTTEFİKLER HİZBULLAH’I TERK EDİYOR
Örgütün bu adıma nasıl bir cevap vereceği henüz belirsizliğini korurken Lübnan içinde Hizbullah’ın iki önemli müttefiki olarak öne çıkan Şii Emel Hareketi ve Maruni Özgür Yurtseverler Partisi, silah teslimini desteklediklerini bildirdi. Emel Hareketi’nden yapılan açıklamada, hareketin zaten 1990’da iç savaşın sona ermesinden beri silahlarını teslim ettiğine vurgu yapıldı. Açıklamada, İsrail’in son saldırılarında savaşan Emel üyelerinin de bireysel olarak savaşa katıldığı öne sürülerek Hizbullah’ın silah bırakması gerektiği kaydedildi. Özgür Yurtseverler Partisi Lideri ve Eski Dışişleri Bakanı Cibran Basil de silah teslim edilmesini desteklediklerini açıkladı. Basil, sosyal medyadan yayınladığı açıklamada, “Devlet dışı silah, Lübnan’a zarar veriyor. Artık füzeler, yapay zekaya karşı varlık gösteremiyor. Ülkeyi savunma işi ordunun tekelinde olmalı. Silahlar da orduya teslim edilmeli. Hizbullah’ı bu sürece katılmaya davet ediyoruz” cümlelerine yer verdi.
İSRAİL GÜVENDE OLMAK İSTİYOR
Konuya dair Yeni Şafak’a değerlendirmelerde bulunan Lübnanlı Siyaset Bilimci ve Hukukçu Av. Tarık Şendeb, Hizbullah’ın silah bırakması konusunun İsrail’in değil, esasen Lübnanlıların talebi olduğunu vurguladı. Şendeb, Hizbullah ve İran ekseninin “Direniş” olarak nitelediği şeyin başarısız olduğuna dikkat çekerek, “İsrail’in amacı, Lübnan’ın güneyinde kendisine yönelecek tehditleri ortadan kaldırmaktır. Bunun için 1701 sayılı BM kararını ve diğer uluslararası kararları bahane ediyor” dedi.
LÜBNAN’DA TAM BİR FİKİR BİRLİĞİ VAR
Hizbullah’ın elindeki silahı bugüne kadar İsrail’den çok Suriye ve Lübnan’da halklara karşı kullandığına dikkati çeken Şendeb, “Örgüt, silahları teslim etmemek için hâlâ bazı manevralar yapıyor. Ancak hem halk tabanında hem siyasette hem de askeri çevrelerde Lübnan’da artık Hizbullah’ın silahsızlanması için tam bir fikir birliği var. Hatta örgüt içinde bile silah bırakma taraftarları çoğunluk durumda. Buna karşılık örgütün silah bırakmayı kabul etse bile içindeki bazı grupların bunu reddederek bazı şiddet olaylarına karışma ihtimali de bulunuyor. Bu gerçekleşse bile Lübnan’ın yeni bir iç çatışmaya sürüklenmesine sebep olmayacaktır” cümlelerini sarf etti.
TAKTİKSEL BİR DÖNÜŞÜM MÜMKÜN
Hizbullah’ı Lübnan’da “hegomon” konuma getiren bölgesel dengelerin son birkaç yılda kökten değiştiğine vurgu yapan ESOGÜ Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mustafa Yetim ise örgütün “en azından” Güney Lübnan’da taktiksel bir dönüşüme rıza gösterebileceğinin altını çizdi. Yetim, “Hizbullah’ın baskılara ne derece direneceği önemli bir sorun olarak duruyor. Bu bağlamda halihazırda İsrail ile yeniden bir topyekûn bir mücadeleyi bölgesel-yerel dinamikleri dikkate aldığımızda riske atması ihtimal dışı olan Hizbullah’ın en azından Şii nüfusun yoğun olduğu Güney Lübnan bölgesinden taktik bir silahsızlanma ve meseleyi Lübnan otoritelerine devretme söylemini benimseyeceği söylenebilir. Suriye’den coğrafi, askeri ve ekonomik olarak beslenemeyen ve Filistin tarafı ile de stratejik etkileşimini yitiren Hizbullah’ın, konumunu düşündüğümüzde Lübnan devletiyle müzakere ve örtülü kabul süreçleri ile İsrail ve diğer baskı alanlarını hafifletmeye ve zaman içerisinde yeniden toparlanma arayışına yöneleceği ifade edilebilir” diye konuştu.


