İBB soruşturmasında Servet Yıldırım ın ifadesi ortaya çıktı: Paraları ben taşıdım
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
GİRİŞ 05.06.2025 16:42 GÜNCELLEME 05.06.2025 16:42
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında tutuklanan ve etkin pişmanlıktan yararlanarak hakkında tahliye kararı verilen Ekrem İmamoğlu'nun 'Kasası' olduğu öne sürülen Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet Yıldırım'ın etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifade ortaya çıktı.
Yıldırım ifadesinde, "Etkin pişmanlıktan yararlanarak ifademi vermek istiyorum. Hüseyin Köksal isimli şahsın 15 yıllık şoförlüğünü yaptım. Köksal’ı sürekli ikametine bıraktığımdan dolayı burada Hasan Şenyurt isminde biri ile tanıştım. Şenyurt sohbetimizi kayda almış ve bu ses kaydını yaklaşık bir yıl önce savcılığa vermişti. Ses kaydının savcılığa verilmesi üzerine işime son verildi. Ancak Hüseyin Köksal işime son vermesine rağmen maaşımı ödüyordu. Son bir yıldır Hüseyin Köksal’ın yanında fiili olarak çalışmıyorum. Hasan Şenyurt’un almış olduğu ses kaydında aşağıda detaylarıyla anlatacağım olaylar mevcuttur" dedi.
Yıldırım ifadesinin devamında, "Patronum olan Hüseyin Köksal ile Ekrem İmamoğlu bildiğim kadarıyla 15-20 yıldır tanışıyorlar. Olay TV’nin sahibi Cavit Çağlar’dı. Hüseyin Köksal, Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Olay TV isimli TV kanalını Cavit Çağlar’dan almak istedi. Satın alma ile ilgili finansmanı Ekrem İmamoğlu sağlayacaktı. Cavit Çağlar ile Hüseyin Köksal Olay TV’nin satın alınması hususunda 2,5 Milyon Euro’ya anlaştılar. Satın alma sürecindeki ve televizyonun kuruluş aşamasındaki tüm süreç ile ilgili finansmanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Fatih Keleş İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden sağladı. Olay TV satın alınırken Kültür A.Ş’nin parası ile satın alındı. Bu dönemde Kültür A.Ş’nin genel müdürü Serdar Taşkın’dı. Yaşanan tüm süreci Serdar Taşkın da bilmektedir. Cavit Çağlar ile Hüseyin Köksal satın alma konusunda anlaştıklarında, Ekrem İmamoğlu Olay TV’nin merkezini Bab Plazaya taşımak istedi. Bunun üzerine plazanın 1. Katı soy ismini bilmediğim ismini İsmail olarak bildiği emlakçıdan 1 milyon 200 bin euroya satın alındı. Plazanın 1. Katının parası da Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Kültür A.Ş’nin bütçesinden sağlandı. Bu parayı da Fatih Keleş, Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Fatih Keleş, Hüseyin Köksal’a verdi. Hüseyin Köksal da söz konusu parayı emlakçıya ödedi. Bahsettiğim para transferleri Hüseyin Köksal’ın hesaplarında görünür. Teçhizatların finansmanı da Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Kültür A.Ş üzerinden Fetih Keleş aracılığı ile Hüseyin Köksal’a yapılmıştır. Kağıthanedeki Bab Plazadaki 1. Kat tamamlandıktan sonra Olay TV Bursa’dan, Kağıthane’ye taşındı. Kağıthane’de yaklaşık bir hafta yayın yaptı. Olay TV Kağıthanede yayına başladıktan sonra Cavit Çağlar, Hüseyin Köksal’ın yanına gelerek kanalın devrini yapamayacağını söyledi. Bunun üzerine Olay TV’nın satışı konusunda anlaşılan 2,5 milyon Euro Cavit Çağlar tarafından Hüseyin Köksal’a iade edildi. Cavit Çağlar devir parasını Hüseyin Köksal’dan almıştı ancak, resmi devir işlemini henüz yapmamıştı. Cavit Çağlar faaliyetlerini Levent’te bulunan ofisinde yapmaktaydı. Hüseyin Köksal Olay TV’yi satın alırken 2,5 Milyon euro’nun bir kısmını elden Cavit Çağlar’a ödedi. Parayı Fatih Keleş nakit olarak Hüseyin Köksal’a getirdi. Hüseyin Köksal da elden ödediği paraları bizzat kendisi, Cavit Çağlar’a Levent’teki ofisinde teslim etti. Bu esnada Hüseyin’in şoförlüğünü ben yapıyordum. Paralar Cavit Çağlar’a tek seferde gitmedi. Parça parça çantalar ile gitti. Hüseyin Köksal’ın, Cavit Çağlar’a toplamda nakit olarak ne kadar para götürdüğünü bilmiyorum. Paralar çantalar ile arabanın bagajına konulurdu. Ben de Hüseyin Köksal’ın şoförlüğünü yapardım ve paraları bu şekilde götürürdük. TV devri gerçekleşmeyince Cavit Çağlar devir için verilen paraların iadesini hemen yapmadı. Belirli bir süre sonra yaptı. İade edilen paraların bir kısmını Hüseyin Köksal, Cavit Çağlar’ın Leventteki ofisinden aldı. Ben de bu esnada Hüseyin Köksal’ın şoförlüğünü yapıyordum. Leventten çantalar ile almış olduğumuz paraları Beylikdüzünde bulunan Hüseyin Köksal’a ait ofise götürdük. Olay TV’nin devri olmayınca Bab plazadaki yer Tarih TV’ye devredildi. Devir işlemini Hüseyin Köksal yaptı. Tarih TV şu an bu binada faaliyetlerine devam etmektedir. Bildiğim kadarıyla Tarih TV’nin devri karşılığında 4,5 Milyon Euro alındı. Hatırladığım kadarıyla bu para resmi olarak alındı. Buradan gelen 4,5 milyon Euro ile Beyoğlu ilçesinde bulunan Söktaş adlı firmaya ait tarihi bina Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Carsal firması üzerine alındı. Carsal firması Hüseyin Köksal’ın üzerinedir. Fakat Carsal firması gerçekte Ekrem İmamoğlu’nundur. Carsal firmasına ait “Tarih" isimli dergi de vardır. Bu dergi de Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile alınmıştır. Alınan tarihi bina Pera Palas Otelinin bir arka sokağındadır. Bu bina halen Carsal firmasına aittir. Bu bina ödenirken 4,5 Milyon Euro bildiğim kadarıyla resmi olarak ödendi" dedi.
Yıldırım, "Hüseyin Köksal’ın gerçek işi tekstildir. Köksal Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile medya ve reklam işine girmiştir. Hüseyin Köksal medya işine girince Ekrem İmamoğlu Hüseyin Köksal’a 'Medya işine girdiğinden dolayı Hükümet tarafından sana baskı gelir. Tekstil işinde kredi kullanamazsın. Bu sebeple sana 2 tane reklam şirketi kuralım. Bu şirketler üzerinden belediyedeki reklam ihalelerine girersin' dedi. Bunun üzerine Hüseyin Köksal Advertcity ve Urban Medya isimli şirketleri kurdu. Ancak Hüseyin Köksal şirketleri amcasının oğlu olan Av. Ahmet Köksal’ın üzerine kurdu. Ahmet Köksal’ın ortağı da Murat Kapki’dir. Advertcity’nin yüzde 80’i Ahmet Köksal’ın yüzde 20’si Murat Kapki’nin üzerinedir. Ben yaklaşık bir yıl önce Hüseyin Köksal ile çalışmayı fiili olarak bıraktım. Ben bıraktıktan sonra Hüseyin Köksal bahsedilen şirketleri kendi üzerine almış olabilir. Urban Medya’daki ortaklık yapısı da aynısıydı. Ancak burada Ahmet Köksal’ın resmi olarak ortağı bir bayandı. Bayanın ismini şu an hatırlamıyorum. Bu şirketler kurulur kurulmaz İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin reklam ihaleleri bu şirketlere verildi. Üst geçit reklam ihalelerinin tamamını bu şirketler alıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Olay TV’nin devir işi olmayınca Ekrem İmamoğlu, Hüseyin Köksal’ı çağırarak medya işinin gerçekleşmemesi sebebiyle artık Hükümet ile bir tehlike kalmadığını, Kurulan reklam şirketlerinden gelen paranın yüzde 60’ının Ekrem İmamoğlu’na, yüzde 20’sinin Murat Kapki’ye, yüzde 20’sinin ise Hüseyin Köksal’a ait olduğunu söylemiş. Reklam ihalelerinin alınması amacıyla kurulan şirketlerden gelen paralar 30-40 gün ara ile paylaşılıyordu. Bu paylaşım genelde nakit olarak yapılmaktaydı. Ekrem İmamoğlunun payına düşen kısmın tamamı Ekrem İmamoğlunun şirketine gönderilmezdi, şirketlerindeki ihtiyaç durumlarına göre Tuncay Yılmaz kullanmaları gereken miktarı ya bizden kendi şirketlerinin şoförleri aracılığıyla alırdı ya da biz şirketten birisi aracılığıyla gönderirdik" ifadelerini kullandı.
Yıldırım ifadesinin devamında, "Reklam işinden gelen parayı Ahmet Köksal, Hüseyin Köksal’ın Beylikdüzünde bulunan ofisine nakit olarak getiriyordu. Son zamanlarda ben ayrılmadan önce reklam işinden gelen para Laleli’de bulunan Bülent Özbek isimli şahsa ait döviz bürosuna gidiyordu. Parayı döviz bürosunun kuryesi Ahmet Köksal’dan nakit alıp döviz bürosuna götürüyordu. TL olarak döviz bürosuna giden para Amerikan Dolarına çevrilip Hüseyin Köksal’ın Beylikdüzünde bulunan ofisine gönderiliyordu. Hüseyin Köksal’ın Beylikdüzünde bulunan ofisine döviz cinsi paraları döviz bürosuna ait kuryeler getiriyordu. Bu paralar Hüseyin Köksal’ın ofisinde çelik kasalarda muhafaza ediliyordu. Paraya ihtiyaç olduğunda İmamoğlu İnşaat’ın genel müdürü Tuncay Yılmaz, Hüseyin Köksal’ı arıyordu. Bunun üzerine çelik kasada muhafaza edilen döviz cinsi paralar nakit olarak valizlerle Tuncay Yılmaz’a götürülüyordu. Hüseyin Köksal’ın talimatı üzerine 5-6 defa da İmamoğlu İnşaat genel müdürü Tuncay Yılmaz’a valizlerle bizzat ben para götürüp İmamoğlu İnşaat’a ait Beylikdüzünde bulunan ofiste teslim ettim. Bu süre içerisinde Zafer Keleş de Hüseyin Köksal’a ait Beylikdüzünde bulunan ofise birçok kez yüklü miktarda paralar getirdi. Bu paraları kapalı pickup tarzı araçlarla getirmekteydi. Bir çoğunda farklı arabayla gelmişti. Bu tarz araçlarla para getirdiği zaman her seferinde yaklaşık 8-10 valiz para getirilmekteydi. Zafer Keleş’in getirdiği paraları Fatih Keleş gönderiyordu. Fatih Keleş Spor A.Ş.’nin genel müdürüdür. Spor A.Ş’den Hüseyin Köksal’ın ofisine gelen paralar da lazım oldukça İmamoğlu İnşaat’a götürülüyordu. Bazen de Tuncay Yılmaz İmamoğlu İnşaat’ta şoför olarak çalışan şahısları gönderip Hüseyin Köksal’ın ofisinden para aldırıyordu" şeklinde konuştu.
‘SERDAR TAŞKIN KÜLTÜR A.Ş’NİN PARALARINI EVİNE GÖTÜRÜRDÜ’Yıldırım, "Ekrem İmamoğlu ilk Belediye Başkanı seçildiğinde Kültür A.Ş’ye Serdar Taşkın isimli şahsı atadı. Serdar Taşkın Kültür A.Ş Müdürü olunca Hüseyin Köksal ziyaretine gitti. Ben de bu vesile ile Serdar Taşkın’ın şoförü Orhan Cevahiroğlu isimli kişi ile tanıştım. Hüseyin Köksal ile Serdar Taşkın içeride görüşürken biz de Orhan Cevahiroğlu ile dışarıda muhabbet ederdik. Orhan Cevahiroğlu bana; Serdar Taşkın’ın Kültür A.Ş’ye ait paraları evine götürdüğünü, hatta bir kısmını Orhan’ın hesabına yatırdığını, kendisine külçe altın aldırıp kiralık kasalara yatırdığını anlatırdı. Ben de kendisine senin hesabına yatırdığı parayı çek götür savcılığa ver dedim. Hüseyin Köksal ile Serdar Taşkın aynı bölgede oturduklarından dolayı Serdar Taşkın bazen Hüseyin Köksal’ı arayıp eve birlikte gidelim derdi. Bunun üzerine Hüseyin Köksal Serdar Taşkın’ı alırdı ve birlikte Bahçeşehir’e giderlerdi. Bizim araba Milletvekili tahsisli (CHP Milletvekili Özgür Karabat) olduğundan çakar vardı. Bu sebeple Serdar Taşkın bizimle gelmek isterdi. Serdar Taşkın bizimle geldiğinde şoförünün anlattığı gibi yanında sürekli çanta vardı. Birgün benzinliğe girdiğimizde Serdar Taşkın ve Hüseyin Keskin tuvalete gitti. Bu esnada merak edip Serdar Taşkın’ın çantasını açtım. Çantanın içi Amerikan Doları ve Euro doluydu. Bu paranın Kültür A.Ş’nin parası olduğunu düşünüyorum. Serdar Taşkın’ın Şoförü Orhan Cevahiroğlu, Serdar Taşkın’ın iki tane villa alıp bu villaları Zafer Saatçi üzerine yaptığını söylerdi" dedi.
‘MURAT ONGUN’UN ŞOFÖRÜ KURULTAYDA ÜYELERE PARA DAĞITILDIĞINI SÖYLEDİ’Kurultay üyelerine para dağıtıldığını iddia eden Yıldırım, "Hasan Şenyurt isimli şahsın almış olduğu ses kaydından bahsetmiştim. Bu ses kaydında Kurultay meselesinden de bahsetmişim. Kurultay’da para dağıtımına ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yoktur. Ancak Murat Ongun’un şoförü soy ismini bilmediğim Kadir isimli şahıstan duyduğum kadarıyla Kurultay’da üyelere para dağıtılmış, KİPTAŞ’tan ev verildiğinden bahsetmişti" ifadelerini kullandı.
‘EMRAH BAĞDATLI ALDIRDIĞI İHALELERİ NAYLON FATURALARLA DIŞARIYA ÇIKARIYORDU’Yıldırım ifadesinin devamında, "Ekrem imamoğlu tarafından kurulan yapı çok karmaşık bir ilişki şeklindeydi. Bu yapının başındakiler birbirlerinin işlerine karışmazlardı. Hüseyin Köksal'ın bir yakınlığı olmaması nedeniyle Ertan Yıldız hakkında bir bilgim olmamakla beraber medya alanındaki işleri Murat Ongun’un altında Emrah Bağdatlı dizayn etmekteydi. Emrah Bağdatlı aynı zamanda Hüseyin Köksal'ında eski bir arkadaşıdır. Bu şahıs birçok firmalar kurarak ihaleler aldırmış, aldırdığı ihaleleri naylon faturalar suretiyle dışarıya çıkartıyordu. Fatih Keleş'ten sonra tüm paranın toplandığı esas kişidir. Boğaziçi İmar'da temin edilen usulsüz paralarda bu şahsa gitmekteydi. Boğaziçi İmarda onun bilgisi olmadan hiçbir işlem yapılamazdı. Bu paraları hem şirketlerinde kişisel zenginleşmelerinde hemde kurdukları yapının devamı için kullanırlardı. Cumhuriyet Başsavcılığınızca operasyon yapılmadan yaklaşık 1 hafta önce Av. Mehmet Pehlivan beni arayarak seni ifadeye çağırabilirler, senden dik durmanı istiyorum, bunu ailen ve çocukların için yapacaksın benim için değil şeklinde tehditvari bir konuşma gerçekleştirmiştir. Ben bu güne kadar hem ilk ifademde hemde cezaevinde bulunduğum süreç içerisinde bildiklerimi Cumhuriyet Başsavcılığınıza anlatmak için niyetlenmiş olsam da ceza infaz kurumunda avukatlar tarafından ciddi gözetim altına tutularak ifade vermemizin engellenmesi nedeniyle bu ana kadar ifade veremedim. Bana rızam dışında atanan avukatı değiştirmek istediğimi beyan ettiğimde de böyle bir şeyin mümkün olmadığını ilettiler. Ben bildiklerimi şahit olduklarımı tüm açıklığıyla anlatmış bulunmaktayım. Görüleceği üzere şahsen herhangi bir suça bulaşmadım. Kurulan bu yapınında üyesi değilim. Hüseyin Köksal'ın yanında çalışmam nedeniyle bu yapının bir parçası gibi gözüksem de hiçbir zaman bu şahısların yapmış olduğu usulsüzlükleri tasvip etmedim. Yaklaşık bir buçuk iki yıl önce CHP İl Binasının satın alınma sürecinde benim ses kayıtlarımın ortaya çıkması neticesinde beni zaten yanlarından uzaklaştırdılar" şeklinde konuştu.
KAYNAK: DHA
Ayşe Tan Haber7.com - Editör

Editör Hakkında 1990 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek hayatına Aydın Doğan Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde Gazetecilik bölümü okuyarak başladı. İlk stajını Hürriyet Gazetesi’nde yaptı. Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Yayımcılığı bölümünde tamamladı. 2009 yılında Milliyet Gazetesi’nde internet haberciliğine başladı. 15 senelik kariyerinde çok sayıda gazete, haber portalı ve televizyon bulunmaktadır. Meslek hayatına Haber7.com’da “Gündem Editörü” olarak devam etmektedir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


