İBB soruşturmasında skandal talep! Polis zaten elinde olan görüntüleri 36 gün sonra yeniden istedi
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Halktv.com.tr - ÖZEL HABER
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen mali soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu’nun Koruma Müdürü Mustafa Akın, avukatı Cihat Ceylan ile emniyette İBB konutunun kamera görüntülerinin polise teslim edildiğini söyledi. Kamera kayıt cihazlarının sökülmesinin, başkanlık konutunun tahliyesi sırasında gerçekleştirilen rutin lojistik işlemler kapsamında yapıldığı belirtildi. Söz konusu kamera kayıtlarının 22 Mart 2025 tarihinde, resmi tutanakla emniyet birimlerine teslim edildiği ifade edildi.
Buna rağmen, kayıtların tesliminden 36 gün sonra yeniden talep edilmesi dikkat çekti. Akın’ın avukatı, bu zamanlama üzerinden suç oluşturulmaya çalışıldığı yönünde değerlendirmede bulundu. Akın ise ifadesinde herhangi bir talimat vermediğini, sürecin ilgili personel tarafından yürütüldüğü ve cihazlara hiçbir şekilde müdahale edilmediğini vurguladı. Akın ve avukatı, Dilek İmamoğlu’nun çeşitli tehditlere maruz kaldığını, güvenliğinin sağlanmasının Mustafa Akın’ın görev alanı içinde yer aldığına da dikkat çekti.
POLİS KENDİSİNE VERİLEN GÖRÜNTÜLERİ BİR DAHA İSTEDİMustafa Akın, İBB’nin başkanlık konutuna dair 21 Mart’ta alınan tahliye kararının ardından konutun boşaltılması sürecinde kamera hayıt cihazlarını tahrip edilmesi ile suçlanıyor ve iktidara yakın medyada sık sık hedef haline getiriliyordu. Son dalga operasyonda gözaltına alınan Akın, ifadesinde, bu sürecin nasıl yürütüldüğünü ve hangi adımların atıldığını ayrıntılı şekilde aktardı:
“21 Mart 2025 akşamı Başkanlık resmi konutunun taşınması kararı alınmasından dolayı akşamüzeri konutta bulunan sorumlu arkadaşlarla beraber konuttan artık boşaltılacağını ve konutta bulunan iade edilmesi gereken demirbaş eşyaların belirlenerek ilgili birimlerine kayıtları araştırılarak teslim edilmesi konusunda konuştuk. Konuştuğumuz arkadaşların biri de Davut Bildik’tir. Davut Bildik isimli şahıs yetkisi kamera kayıt ve cihazlarının kontrol ve arızalarının giderilmesinde yetkili olmasından dolayı Davut Beyden de uygun zamanda artık konutta bir kayıt cihazına taşınma dolayısıyla ihtiyaç kalmayacağından dolayı ilgili birime teslim edilmesi konusunda konuştuk.”
AKIN: TALİMAT VERMEDİM“Burada hiçbir arkadaşımıza kesinlikle hiçbir talimat yoktur bu tamamen standart lojistik taşınmanın gerektirdiği bir uygulamadır. Nitekim sayın başkanın özel eşyaları ve ailenin özel eşyaları taşınacağı için aile mahremiyetinin korunması adı altında cihazın uygun şekilde sökülüp ilgili birime teslim edilmesi konuşulmuştur. Burada herhangi bir bilgi belge saklama ve yok etme gibi bir gaye kesinlikle yoktur ve kabul edilemez.”
GÖRÜNTÜLER ZATEN POLİSTEYMİŞBaşkanlık konutunda bulunan kayıt cihazlarına dair bilgilerin resmi yollarla güvenlik birimlerine ulaştırıldığı da ifadesinde yer aldı. Akın ve avukatı süreç içinde iki defa görüntülerin polise teslim edildiğini söyledi. Akın 19 Mart sabahı görüntülerin tutanak ile karakola teslim edildiğine dikkat çekti:
“Zaten mahalli karakoldan 19 Mart sabahı ile ilgili kamera kayıt ve bilgilerin İBB güvenlik müdürlüğümüz aracılığıyla ilgili karakol amirliğine tutanak ile teslim edilmiştir.”
YILLARIN KAMU GÖREVLİSİNE YÖNELİK SUÇLAMA VE GÖREV TANIMI
Ceylan, müvekkilinin görev geçmişine ve yasal sorumluluğuna vurgu yaptı: “Müvekkilin Ekrem İmamoğlu’nun yakın koruması olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yüklenmiş olduğu fiziksel saldırılardan korunmasından ibaret bir sorumluluğu, yalnızca fiziksel güvenlik meselesi işgaldir.
“Nitekim her ne kadar Belediye Başkanı da olsa Ekrem İmamoğlu’nun özel hayat gizliliğinin korunması ve kişisel verilerinin ihlal edilmemesi istenmeye pek tabii hakkı vardır ve bu hakkın tesisinde en önemli vazife müvekkile düşmektedir.”
“Müvekkil uzun yıllar boyunca üst düzey kamu görevlileri, devlet başkanlarının yakın korumalığını yürütmüş ve çok uzun yıllar üst düzey kamu görevini de bizzat kendisi ifa etmiştir. Gelinen safhada koruma vazifesinin ifa edilmesinin suç olarak yorumlanması, hukuk devleti ilkesine alenen aykırılık teşkil etmektedir. Keza geçmişte de günümüzde de pek çok devlet görevlisinin de benzer uygulamaları gerçekleştirdiği kamuoyunca bilinmektedir.”
KAYIT SÜRESİ 30, TALEP 36 GÜN SONRACeylan, taşınma sürecinin devam ettiğini ve görüntülerin 22 Mart’ta yine emniyete teslim edildiğini de belirtti. Kamera kayıt süresinin 30 gün olmasına rağmen aradan 36 gün geçtikten sonra görüntülerin istenmesinin amacının ise suç uydurma çabası olduğuna dikkat çekti:
“Bahse konu yer kamuya açık bir alan olmayıp kamera kayıt cihazının hiç olmaması ihtimali de söz konusu olabilirdi, kamera kayıtları 22 Mart 2025 tarihinde tutanak ile teslim edilmiştir. Aradan belirli bir süre geçirildikten sonra kayıtların tekrar istenmesi üzerine kayıt yapılacağının bilgisinin bilinmediği anlamına gelir diğer deyişle olağan kayıt süresi bir ayın aşılmasını beklenmesi anlamındadır ve dolayısıyla suç yaratılmaya çalışılmaktadır güvenlik ekibi tarafınca ve özellikle müvekkil tarafınca hiçbir cihaza zarar verilmemiş kayıt verilerine herhangi bir müdahalede bulunulmamış ve bu haliyle TCK madde 281 anlamında ortada bir suç yok iken müvekkilin bir suçu gizlemeye çalışmasından bahsetmek te mümkün değildir suçun maddi unsuru ve kast unsuru mevcut değildir. Nitekim taşınma sürecinin doğal parçası olarak kamera kayıt cihazı ve sair pek çok demirbaşın aidiyetleri tespit edilerek ilgili kişi ve kurumlara iade edilmeye devam edilmektedir.”
KORUMA GÖREVİNİ SUÇ SAYMAK MÜMKÜN MÜ?Öte yandan Akın’ın avukatı Ceylan, savunma ile koruma görevini karşılaştırarak Akın’ın görevini yaptığı söyledi ve görevi nedeniyle suçlandığını söyledi: “Müvekkilin şahsına yöneltilen suçlamalar, müvekkilin görev ve sorumluluğu olup, nasıl ki vekilin savunma görevini yerine getirmesi suç değilse, korumanın da kollama vazifesini ifa etmesi suç değildir. Müvekkilin fiziki saldırı tehditlerine ve açık saldırı dahil olmak üzere pek çok tehditten korunması ve korunması gerekliliği toplum kamuoyunun malumudur. Günümüze kadar tek bir müessir fiil saldırıya muhatap olmaması, müvekkilin vazifesini ne kadar layıkıyla icra ettiğini göstermektedir ve bu durumu da ispatlamaktadır.”
OLASI BİR TUTUKLAMA VE RİSKLİ SONUÇLARSon olarak tutuklama ihtimalinin yaratacağı etkilere dikkat çekildi: “Çok yakın tarihte ana muhalefet partisi lideriyle gerçekleştirilmesi safhada Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun yapılacak bir görüşme sırasında göz önüne alındığında, müvekkil hakkında verilecek tutuklama kararı, başta sahada Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun toplum nezdinde açık hedef hâline getirilmesi anlamına gelecektir.”


