ICRYPEX in patronu, Göksu yu uyuşturucuya mı zorladı? Son dakika haberleri
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
27 yaşındaki avukat Göksu Çelebi, 7 ay önce tanıştığı Kripto borsası ICRYPEX'in sahibi Gökalp İçer ile 14 Temmuz gecesi madde kullandıktan sonra hastaneye kaldırıldı ve o günden bu yana da bilinci kapalı şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Olay sonrasında emniyette alınan ifadesinde birlikte uyuşturucu aldıktan sonra fenalaşan Göksu Çelebi’yi 7 ay önce Linkedin üzerinden tanıdığını söyleyen Gökalp İçer, “Göksu 13 Temmuz'da Ankara’ya geri dönecekti fakat beraber Kireçburnu’nda alkol alınca Ankara’ya dönmekten vazgeçip uçağını iptal ettirdi. Sonra benim tek başıma kullandığım eve geçtik” dedi.
İçer, emniyetteki ifadesinde 8 gram kokaine 800 dolar ödediklerini söylemiş, paranın yarısını Avukat Göksu Çelebi’nin ödediğini iddia etmişti. Aylık gelirinin 600 bin TL olduğunu söyleyen İçer, "Gökçe ile birlikte bir gelecek planlıyorduk. Suçlamaları kabul etmiyorum" demişti.

Emniyette verdiği ilk ifadesinin ardından serbest kalan ancak sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düğmeye basmasıyla olayın şüphelisi olarak yakalanan İçer, 28 Temmuz'da uyuşturucu madde temin etme ve olası kastla öldürmeye teşebbüs suçlarından tutuklandı. İçer Göksu Çelebi ile yaptıkları tüm masrafları kendisinin ödemesine rağmen, uyuşturucu maddenin parasının yarısını genç avukat Göksu Çelebi'nin karşıladığını beyan etmiş, İçer'in bu ifadesi tutuklanma gerekçesinde suçtan kurtulmaya yönelik olduğu vurgulanmıştı.
"HEKİMLER DARP İZLERİNİ TESPİT ETTİ"
Yoğun bakımda 25'inci gününü dolduran Göksu Çelebi'nin ailesinin avukatı Sezgin Tunç ise Gökalp İçer'in ifadesinde öne sürdüğü iddialara ilişkin Habertürk'e şu açıklamaları yaptı: "Göksu Çelebi hala yoğun bakımda ve bilinci kapalı durumda. Basında ve sosyal medyada vefat ettiğine yönelik iddialar gerçeği yansıtmıyor. Yatmakta olduğu hastanede görüştüğümüz hekim aracılığıyla, müvekkillerin kızının vücudunda darp şüphesi uyandıran çok sayıda morluk, iz ve hatta tırnak izi bulunduğu ifade edilmiştir. Her iki üst kolda paralel morluk izi ve kalça bölgesinde belirgin morluklar dikkat çekicidir. Bu hususlar delillendirilmiş ve savcılık dosyasına sunulmak üzere hazır hale getirilmiştir. Savcılık da bu kayıtları istemiştir. Ayrıca tıbbi müdahalenin ciddi şekilde geciktiğine yönelik ciddi şüpheler mevcut. Müvekkillerin kızlarının uzun süre oksijensiz kaldığı düşünülmektedir. Bu durum hem travmanın ciddiyetine hem de hastaneye götürülmesinde yaşanmış bir gecikmeye işaret ediyor."
"Basına da yansıyan bilgiler ve tarafımızca yapılan araştırmada, olay yeri olan şüphelinin ev adresi ile müvekkillerin kızının ilk götürüldüğü hastane arasında yalnızca 2 km’lik ve 4-5 dakikalık bir mesafe bulunduğunu tespit ettik. Bu kadar kısa mesafeye rağmen tıbbi müdahalenin gecikmiş olması, sürecin bilinçli bir şekilde ihmale uğratıldığını düşündürüyor bize... Olay gecesine ilişkin kamera kayıtları, sağlık verileri ve diğer delillere yönelik taleplerimiz detaylı şekilde savcılık dosyasına sunuldu. Savcılık makamı bu delilleri topluyor."
"VÜCUDUNDAKİ DARP İZLERİ FOTOĞRAFLANMADI"
Avukat Sezgin Tunç, Göksu'ya ilk müdahalenin yapıldığı devlet hastanesinde de eksikler ve ihmaller olduğunu öne sürdü: "Örneğin vücuttaki darp izleri ve morlukların fotoğraflanmamış, idrar veya kan tahlili yapılmamış ya da bu işlemler yapıldıysa dahi sonuçları ikinci hastane ile paylaşılmamıştır. Ayrıca hastane sisteminde bazı kayıtlara ilişkin değişiklikler yapıldığını düşünüyoruz."

Göksu'nun ailesinin avukatı Tunç, genç kadının uyuşturucu madde ücretinin yarısını ödediği iddiasını da yalanladı: "Bu iddialar hayatın olağan akışına tamamen aykırıdır. Müvekkilin kızları sigara dahi içmemektedir. Şüpheli İstanbul Sarıyer’de ikamet ediyor ve uyuşturucu madde Maslak civarından temin ediliyor. Müvekkillerin kızları ise Ankara’da ikamet ediyor ve orada çalışıyor; temin edilen kişiyi tanıması dahi mümkün değil. Öte yandan, şüphelinin malvarlığı durumu ile hakkında yürütülen diğer soruşturmalar birlikte değerlendirildiğinde, ekonomik gücü çok daha sınırlı olan mağdurun bu maddeyi temin etmesi ya da finanse etmesi mümkün değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, hazırlanmış ve çalışılmış bir ifade olduğu ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu açıktır."


