İkinci Cumhuriyet fikrini Abdullah Öcalan ortaya atmış! Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Büyük araştırmacı gazeteci, basın şehidi Uğur Mumcu diyor ki;
“PKK’nın yurt dışındaki kendi yayınlarını inceledim. İlk kez “ikinci Cumhuriyet” fikrini ortaya atanın Abdullah Öcalan’ın bizzat kendisi olduğunu gördüm. Çünkü, Türkiye gibi bir ülkede devleti kuran siyasal düşünce Atatürkçülüktür. Bu düşünceyi, bu yollarla yıpratmak da örneğin PKK gibi terör örgütlerinin başlıca amaçlarıdır. Öbür birtakım yazar çizer de bunları fantezi için, kendilerine dikkat çekmek için yapıyorlar. Aslında söylediklerinin ipe sapa gelir bir tarafı yoktur. Çünkü Cumhuriyeti bir sayaca bağlamak anlamsızdır.” (13 Ocak 1993-Harp Akademileri Konferansı).
★★★
İkinci Cumhuriyetçiler ve eski solcu, yeni liberal diye ortaya çıkanlar, Uğur Mumcu’nun tarif ettikleridir. Bunlar, Atatürk karşıtıdır, ulus devlete, üniter yapıya karşıdırlar. PKK’nın hedeflerine hizmet ederler. Her tarafta kendilerine yer bulurlar. Onların “Terörsüz Türkiye” sürecinde PKK’lılardan daha PKK’cı ağzıyla konuşmalarını da yadırgamamak gerek. Nitekim koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne dayatmalarda bulunan, hatta tehdide (!) cüret eden teröristlerin yanlarında saf tutmaya ve üniter devlet yapımızı savunanlara karşı alaycı bir dille saldırmaya başladılar bile...
★★★
Bakın bunların desteklediği, Kuzey Irak’taki, Süleymaniye kenti yakınlarında silahlarını sembolik olarak yakan grupta yer alan PKK’lı teröristlerden Tekoşin Ozan ve Tekin Muş ne diyorlar:
“Devlet tarafından somut adımlar atılmadığı sürece, şu bilinmelidir ki bu ilk ve son gruptur.
Adım atılmaması halinde farklı bir beklenti içinde olunmasın.
Biz bu eylemimizle gereken ciddiyeti ve iyi niyeti gösterdik.
Bundan sonraki süreç devletin atacağı adımlara göre şekillenecektir.
Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi ve silahların imha aşamasında şimdilik Kürt hareketi bununla sınırlıdır.
Şayet iktidar ve devlet buna uygun adımlar atar ve yasal zemin hazırlanırsa, bu durumu yeniden değerlendirmeye tabi tutacağız. Bu adım ancak böyle gelişir. Adım atılmaması durumunda, bunun dışında gündemimizde ikinci grubun gelip silahlarını imhası yok.”
★★★
PKK Terör Örgütü elebaşlarından Behzat Çarçel ise şunları dayatıyor:
“Biz Türk Cumhuriyeti’ni zorlayacağız. Dönüşmek zorundadır, başka yolu yoktur. Türkiye’de yasal, anayasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Hala tam tanımlanamıyor. Yani sürekli “Terörsüz Türkiye” diyorlar.
Çatışmasız, şiddetsiz Türkiye ya da Kürdistan diyelim buna. Doğru ifade edelim.
Yüz yıllık, hatta iki yüz yıllık Kürt inkar gerçekliği vardı. Şimdi varlık ispatlandı, yeniden inşa edilecek.
Yeniden inşa edilirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ya da Kürdistan demokratik ulusu içinde nasıl tanımlanacak?”
★★★
Şimdi soralım;
Okurken bile sıkıntıdan terlediğimiz bu konuşmaları yapan teröristler koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı meydan okuma cesaretini nereden alıyorlar?
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Mehmetçiğin PKK’yı perişan ettiği gerçeği tarihsel bir olgu olarak önümüzde dururken, bilemediğimiz neler oldu, ne sözler verildi de bu hainler böylesine cüretkar dayatmalar içine girebildiler?
Hani onlara hiçbir söz verilmemiş, PKK herhangi bir talepte bulunmadan, dış güçler devreye girmeden “Terörsüz Türkiye” sürecine katılmıştı.
Evet, ne oldu da bu noktaya gelindi?
Bu sorulara cevap istemek ve süreci yürütenlerden şeffaflık beklemek, her yurttaşımızın hakkı.
Terörsüz Türkiye ama ne pahasına?..


