İktidar medyası da 400 sahte akademisyen iddiasını gündeme getirdi! Dezenformasyon yalanlamıştı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Türkiye’yi sarsan e-imza sahtekârlığı, 2024’te bir kamu görevlisinin e-imzasının kopyalandığını fark etmesiyle ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmada, sahte e-imzalarla düzenlenen diplomalar ve ehliyetler kamu sistemlerine işlendi.
İddianamelere göre çete, BTK Başkanı, YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nda görevli daire başkanları ile 15 üniversitenin öğrenci işleri birimlerinde çalışanların e-imzalarını taklit etti.
YÖK sistemine eklenen sahte diplomalar, kişilerin e-Devlet’inde görüntülenebiliyordu. Psikoloji, hukuk, inşaat mühendisliği ve eczacılık gibi alanlarda toplam 45 sahte diploma tespit edildi.
Sahte elektronik imza ile devlet sistemini hackleyenlerin 400 akademisyenin de sahte belgelerle üniversitede de hoca yaptığı öne sürüldü.
SARAY YALANLASA DA MEDYASI 400 AKADEMİSYEN İDDİASINI GÜNDEMDE TUTTUİddiaların üzerinde İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi açıklama yaptı. Merkez, iddiayı yalanladı.
Merkez iddiayı yalanlasa da AKP iktidarının medyasından Hürriyet Gazetesi, 400 sahte akademisyen iddiasını haberleştirdi. Sahte e-imza skandalı haberinin ana gövdesine, 400 sahte akademisyen iddiasını koyan Hürriyet, şüphelilerden Ayhan Ateş'in ifadesine yer verdi.
Hürriyet'in haberine göre; şüphelilerden Ayhan Ateş ifadesinde “Ziya Kadiroğlu’nun e-imza olaylarının en başındaki kişi olduğunu, 270 e-imza üretildiğini, yine joker eleman olarak tabir edilen çok iyi yabancı dil bilen Yakup isimli şahsın 2006-2010 yılları arasında yapılan yabancı dil sınavlarına sokularak sınavlarda başarılı puanlar aldırıldığını ve üniversitelere öğretim görevlisi, akademisyen olarak yerleştirilen Türkiye geneli 400’den fazla kişi olduğunu, birçoğunun doçent ve profesör olduğunu” iddia etti.
Ateş’in bu kişilerin kim olduğuna dair bir açıklama yapmadı. İddianamede, bu iddiaya ilişkin savcılığın bir tespiti de yer almadı.
Çetenin başında daha önce benzer usulsüzlükten ceza alan ve “Ziya Hoca” olarak bilinen Ziya Kadiroğlu bulunuyor. Şüpheliler, savcılıkça “organizatör” olarak tanımlandı.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin açıklaması da şuydu:
Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” yönündeki haberler, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır.
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almamaktadır. Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişiler öğretmen statüsünde değildir.
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
“400 akademisyenin usulsüz atandığı” yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir.
Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür. Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır.
Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi; yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır.


