iktidar medyası da itiraf etti: İmamoğlu nun tutukladıktan sonra hükümetin faize harcadığı para 135 milyar lira...

18 Mart tarihinde 31 sene önce almaya hak kazandığı diploması iptal edilen CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu 19 Mart tarihinde gözaltına alınmış ve 23 Mart tarihinde tutuklanarak Silivri'ye gönderilmişti.

İmamoğlu'na yönelik operasyonlar başlayınca hükümet sert bir şekilde dövize müdahale etti ve milyonlarca lira sadece dolar artmasın diye Merkez Bankası bütçesinden satıldı. Bununla beraber Erdoğan'ın sık sık karşısında durduğu faiz artırımı yoluna yine Merkez Bankası tarafından gidildi.

CHP ve muhalefet bulduğu her fırsatta İmamoğlu'nun tutuklanmasının ülke bütçesine ciddi sorunlar verdiğini rakamlar vererek dile getirdi. Ancak hükümet yetkilileri bu durumun ekonomiye yükünün ciddi olmadığını ifade etti.

İktidara yakınlığı ile bilinen Türkiye gazetesinde ekonomi yazarı Necmettin Batırel bugün 'Gölge etme' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Merkez Bankası'nın perşembe günü açıklayacağı faiz oranları için indirim olması gerektiğini kaleme alan Batırel, mart ayından bu yana artırılan ya da sabit bırakılan yüksek faizin bütçeye olan faturasını yazdı. Yazının ilgili kısmı şu şekilde:

Mart 2025’te %38 olan enflasyon Haziran 2025 tarihinde %35,05’e geriledi… Nisan 2025 tarihinde Merkez Bankası politika faizini İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından dövize yöneliş olmasın diye düşüş eğiliminde olan enflasyon oranına rağmen %42,5’ten %46’ya çıkardı...

3 ayda faize giden para 135 milyar lirayı buldu. Bu faiz euro bölgesinde yatırımcıya sunulan pozitif reel faizin 55,15 katı, ABD’dekinin ise 5,34 katıdır. Arjantin %8,36 negatif reel faizle ekonomisini yönetmektedir.

Mısır’da politika faizi %27,75, Gana’da %29,50, Nijerya’da %27,50 ile Türkiye’deki politika faizinden sonraki yüksek politika faizleridir. Türkiye’nin politika faizinden fazla olan yegâne ülke Venezuela’dır.

Perşembe günü faizin 250 baz puan aşağı çekileceği ağırlıklı görüş, 300 diyen de var. ABD'li yatırım bankası Goldman Sachs olumlu makroekonomik göstergeleri gerekçe göstererek piyasa konsensüsünden daha agresif 350 baz puan indirim olacağını tahmin ediyor.