İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Kocaeli de gençlerle buluştu: Kocaeli Haberleri
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, "Gerçekten AK Parti kadrolarındaki kalite, eğitim düzeyi ve iş yapma kabiliyeti, Türkiye'de başka hiçbir siyasi harekette kesinlikle mevcut değil." dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığının Kocaeli Diriliş Kampı Tesisleri'nde gençlere yönelik düzenlediği İnsan Hakları Eğitim Kampı'nın ikincisinde gençlerle bir araya geldi.
Burada konuşan Erdoğan, 3-5 günde bir çıkan yeni gündemlerle gençlerin aldatılabildiğine değinerek, "İşte en son yaşanan gündemde olan, sahte e-imzayla ilgili gündem, 1,5 yıl önce tespit edilmiş, soruşturma açılmış, savcılığa intikal ettirilmiş, savcılık gerekenleri yapmış, ilk tutuklamalar 6 ay önce yapılmış, ondan sonra iddianame hazırlanmış. Yani aslında ülkede idarenin, yargının üzerine düşenleri yaptığının bir delili olan bir süreç yaşanıyor ama adeta kamuoyundaki algıya bakılırsa iktidar yine oradan dayak yiyor gibi bir duruma düşüyor." ifadelerini kullandı.
Ülkenin iyi yönetildiği konusunda zerre endişe taşınmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu ülke hiçbir zaman olmadığı kadar iyi yönetiliyor. Bunun delilleri saymakla bitmez." dedi.
Erdoğan, yalan yanlış bilgilerle insanların kandırılmasına engel olmak zorunda olduklarını kaydetti.
Türkiye'de eğitimin nerede olduğunu iyi bildiğini, ABD'de 10 yıl, İtalya'da 5 yıl Batı'nın eğitim sistemlerini çok iyi gördüğünü anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'de eğitimin 23 yılda çok iyi noktaya geldiğini, belli noktalarda zirveye oynadığımızı, belli noktalarda Avrupa ülkeleriyle yarışır noktada, belli noktalarda biraz geride olduğumuzu, biraz daha mesafe almamız gerektiğini çok net görebiliyorum. Ama bugün Türkiye'de bir kısım gençlik Türkiye'de eğitimin kötü olduğuna ikna edilmiş durumda, aldatılmış durumda. Türkiye'de eğitim iyi, imkanlar iyi, dünya çapında her geçen sene ilk 500'e giren üniversitelerimizin sayısı arttı, sıraları yükseliyor. Onun dışında da okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise düzeyinde okullaşmada OECD ortalamalarını birçok alanda geçtik."
Erdoğan, Türkiye'de eğitimin geldiği seviyenin takdir edilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Dünyanın hiçbir ülkesinde 1 milyon üniversite öğrencisine yurt imkanını bu şartlarda sağlayan ülke yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde yükseköğretim Türkiye kadar uygun değil. Bunları konuşup dünyaya hava atmamız lazım. Yani ne Almanya'da ne İngiltere'de ne de Amerika'da var bu kadar bedava eğitim, bu kadar bedava üniversite öğrencisine konaklama imkanı, burs imkanı, kredi imkanı bu şartlarda." diye konuştu.
Türkiye'nin sağlık alanında da dünyanın önemli ülkelerinden biri olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem sağlığın uygulamasında hem sağlığın eğitiminde çok iyi bir noktadayız. Türkiye mühendislik eğitiminde dünyanın iyi ülkelerinden biri. İşte bugün savunma sanayindeki başarılarımızı buna borçluyuz. Selçuk Bayraktar gibi Amerika'da konunun en iyi eğitimini almasına rağmen ülkesine hizmet etme şuurunda olan mühendisler yetiştirmemiz lazım. Türkiye'de devletin on binlerce dolar eğitimine vergi paralarıyla masraf edip ondan sonra bu ülkeye ihanet etme derdinde olan veya bu ülke umurunda olmayan mühendisler yetiştirmek acaba ne kadar doğru, değil mi? Vatandaşların vergileriyle bu ülkenin çocukları eğitiliyor ama bazı okullar yurt dışına sanki eleman yetiştirme derdinde. Yani dünyanın büyük firmalarına Türkiye'nin en iyi dimağlarını adeta peşkeş çekme derdine düşmüşler. Çocukların kusuru yok ki çocuklar aldatılmanın içindeler. Türkiye'nin nerelere gelebileceği konusunda bizim yaşadığımız hayalleri paylaşmadan yetişmişler, paylaştırılmadan yetişmişler."
Erdoğan, çalışkan bir kültürden gelmelerine rağmen birilerinin kendilerini tembelliğe özendirmesine geçit vermemek durumunda olduklarını vurgulayarak, gençleri, Türkiye'yi hedef alan, Türkiye'nin hayrını değil şerrini dileyen dış mihrakların ve onların Türkiye'deki işbirlikçilerinin kıskacından kurtarmaları gerektiğini anlattı.
Yalanlara kanarak yurt dışına gidip de mağdur olan, mahcup olan, Türkiye'ye geri dönen nicelerinin hikayeleri olduğundan bahseden Erdoğan, "Bu kamplar vesilesiyle AK Parti kadrolarında olmanın ne anlama geldiğini, bizim nasıl bir kızıl elmamız olduğunu, sadece ülkemiz, sadece İslam ümmeti, sadece komşu coğrafyamız için değil, bütün dünya için ne denli hayallerimizin, ne güzel hayallerimizin olduğunu tekrar anlayıp, tekrar görüp bunu nasıl bütün topluma yayabilirizin derdine düşmemiz lazım." diye konuştu.
Bir tarafta memleketle ilgili, dünyayla ilgili derdi olan kadroların diğer tarafta ise böyle dertleri olmayan kadroların olduğuna işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tek derdi kendi cebini doldurmak olan, kendi menfaatini artırmak olan, siyaseti bunun için yapan kadrolarla karşı karşıyayız. Bu gördüklerimiz daha belki buz dağının ucu. Hakikaten gününü gecesini acaba ben komşularıma, ilçeme, ilime nasıl daha iyi hizmet ederim derdiyle geçiren insanlar var. Gerçekten AK Parti kadrolarındaki kalite, eğitim düzeyi ve iş yapma kabiliyeti, Türkiye'de başka hiçbir siyasi harekette kesinlikle mevcut değil. Bu kendiliğinden olmadı. Bir kere ihlasla, samimiyetle yola çıkıldı 2002 yılında. Güzel temeller atıldı, doğru temeller atıldı. Bıkmadan, usanmadan takip eden, koşturan, çalışan, dinlenmeyen bir liderin gölgesinde bu yetişti. Başka türlü mümkün değil."
- "Ümmet bilincini güçlendirmemiz lazım"
Erdoğan, Türkiye'nin 2100 yılında 50 milyon nüfuslu bir ülke olma durumuyla karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, "Nüfus konusunda da uyanık olmamız lazım, duyarlı olmamız lazım. Artık çocuk sahibi olmak, bu vatanı sevmenin şartı haline gelmiştir. Bu kadar net. Bu arada buna kim ne kulp takarsa taksın, ben reddediyorum. Şu anda bu ülkenin varoluşsal meselesi haline gelmiştir. 'Ben bu ülkeye nasıl hizmet ederim?' diyenin evlat sahibi olması lazım." dedi.
Bir katılımcının sosyal medyayla ilgili sorusu üzerine Erdoğan, sosyal medyanın gençler için sosyalleşmenin tek aracı olmaması gerektiğini belirterek, sporun sosyalleşmek için çok sağlıklı bir mecra olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, "Dünya Gazze'deki zulme sessiz kalıyor. Bu konuda gençler olarak neler yapabiliriz?" sorusu üzerine, İslam İşbirliği Teşkilatının kuruluş sebebinin Kudüs'ün korunması ve kurtarılması olduğunu ama bugün İslam İşbirliği Teşkilatının hayal ettikleri dirayeti göstermediğini söyledi.
Türkiye'nin tek başına attığı adımların, 55 İslam ülkesi tarafından aynı anda atılması durumunda bu işin sürdürülemeyeceğine işaret eden Erdoğan, aynı adımları atmak için Türkiye'nin diğer ülkelerle görüşmeler yaptığını ama bütün İslam ülkelerinin aynı anda belli adımları atmasını sağlayamadıklarını anlattı.
Erdoğan, uzun vadede ümmet bilincini güçlendirmeleri gerektiğini vurgulayarak, "İster istemez yöneticiler halklarının baskısıyla, yönlendirmesiyle hareket etmek durumundalar. Kimisi daha az etkilenir kimisi daha çok etkilenir. Yani bugün İslam dünyasında da toplumunun beklentilerine sağır, tepkisiz yönetimler de var. Ama evvelallah Türkiye gibi toplumuyla hareket eden yönetimler de var." ifadesini kullandı.
Lafa gelince Türkiye'de herkesin Filistin dostu ve taraftarı olduğunu belirten Erdoğan, Hamas'a "terörist" diyen muhalefetin bile sözde Filistin sevdalısı olduğunu söyledi.
Erdoğan, Filistin'e Destek Platformu'nun 9 Ağustos'ta yürüyüş yapacağını aktararak, "Güzel bir görüntü olsun, dünya kamuoyuna gösterelim. Filistinli kardeşlerimize bir nebze olsun moral olsun. Bunun için yapıyoruz." dedi.
Boykotun öneminden bahseden Erdoğan, gençlerin de bunu önemsemesi, yerli üretim ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, Batı'nın bu işin arkasında sponsor olarak yer aldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı Avrupa ülkeleri geç de olsa Filistin devletini tanıma kararı aldıklarını söylediler. Bunlar kamuoylarının baskısı sayesinde oldu. O yürüyüşler sayesinde oldu, o gösteriler sayesinde oldu. Bunu kabul etmek durumundayız. Bu böyle oldu yoksa niye tanısın? Amerika tanınmasını istemiyor.
Şu anda İsrail'de bile iki önemli insan hakları örgütü soykırım tespitinde bulundu. Biri 70 küsur sayfalık rapor yayımladı. Bu soykırımdır. Yöneticilerimizin beyanatlarıyla da sabittir. Sahada gerçekleşenlerle de sabittir. Biz zaten soykırım olduğunu biliyoruz da İsrail'in içinden kuruluşların da artık bunu söylediği noktaya geldik. Dolayısıyla boykotun önemli olduğunu düşünüyorum. Yürüyüştü, toplanmaydı, eylemdi, basın bildirisiydi, bunların önemli olduğunu düşünüyorum."
- Filistin'e Destek Platformu'nun Gazze yürüyüşüne katılma çağrısı
İstanbul'da Galata Köprüsü'nde 2 yıldır 1 Ocak'ta gerçekleştirilen Filistin'e destek eyleminin, dünyada ses getirdiğini belirten Erdoğan, bunun Filistinli kardeşlerine de moral olduğunu söyledi.
Erdoğan, orada insanların açlıktan öldüğünü aktararak, herkesi Filistin'e Destek Platformu'nun 9 Ağustos'ta Gazze için fenerlerle yapılacak yürüyüşe davet etti
"Sayın Cumhurbaşkanımız, okuduğu şiir sonrasında hapis süreci yaşadı. Ailede bu nasıl yankı uyandırdı?" sorusuna ilişkin Erdoğan, o dönem lise sonuncu sınıfta bulunduğunu, durumun kendileri açısından büyük bir dram olduğunu söyledi.
Babasının yaklaşık 4 ay hapis süreci olduğunu aktaran Erdoğan, "Cumhurbaşkanımızı cezaevinde ziyarete, yanına gider gelirdik. Burada belki en anlamlı olan şeyi söyleyeyim, etrafta kimse kalmadı. Yani Tayyip Erdoğan hapse girdiğinde eş, dost, tanıdık, arkadaş falan filan bayağı bir suyunu çekti. Muhtar bile olamayacak manşetleri atılınca insanlar buna inanarak etrafından dağıldılar. Tayyip Erdoğan'a gerçekten inanan, gerçekten Tayyip Erdoğan'ın doğru yolun yolcusu olduğuna inananlar haricinde belki sırf menfaati için, sırf havası için etrafında olanlar vardı, onlar dağıldı." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, babasının cezaevine girdiği andan itibaren çalışmaya devam ettiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendisine mektup, mesaj ileten insanların mektuplarına cevap gönderdi. Gelen ziyaretçilerini ağırladı, kitap okudu, belli konularda fikretti. Çıktıktan sonra siyasi hareketin nasıl devam edeceğinin planlarını yaptı. Hamdolsun şunu gördük, o etraftan dağılanlar önemli değil, önemli olan halk nezdinde itibarınız. Halk nezdinde itibarın çok iyi pazarlamacılarla, sosyal medyacılarla, reklamcılarla çalışmak, siyaset stratejistleriyle çalışmakla olmadığını yakinen görmüş olduk. Her zaman Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki grupların bu alanlardaki güçleri, donanımları, görgüleri, imkanları kat kat daha fazlaydı. Ama ihlas ve samimiyet, bence buradaki sır budur."
Programda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da selamlama konuşması yaptı.
Daha sonra Erdoğan, ok atışı yapıp gençlerle fotoğraf çektirdi.
İnsan Hakları Eğitim Kampı'nın ikincisi, gerçekleştirilen etkinliklerle sona erdi.


