‘İlk defa bu tarz bir karakteri canlandıracağım’
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
'Aynadaki Yabancı' bu akşam ilk bölümüyle atv ekranlarında başlıyor. Dizide Onur Tuna, manipülasyonun ve travmaların gölgesindeki 'Emirhan'ı canlandırırken; Simay Barlas, uğruna her şeyi göze alan bir annenin cesaretini ekrana taşıyor. Caner Topçu ise başkalarının yaralarını sararken kendiyle yüzleşemeyen bir doktorun iç çatışmasını izleyiciyle buluşturuyor. Dizinin 'Emirhan'ı Onur Tuna, projeyi ve canlandırdığı karakteri GÜNAYDIN'a anlattı.
Aslında Emirhan'la çok tanıdık taraflarımız yok. Yabancı tarafları daha çok hatta, çünkü Emirhan biraz manipülatif ve sevdiklerini kendi travmalarından ötürü göz ardı edebilen bir insan. Mesela dünya anlayışımız zaten burada ayrılıyor. Ama nihayetinde haklı taraflarını da bularak kendimi Emirhan'a çevirmek adına uğraşıyorum. Dolayısı ile zaman içerisinde de belki tanıdık halleri de çıkacaktır ama tabii ki refleksler, reaksiyonlar ya da tepkiler Onur'un çıkardığı şeyler olacaktır diye düşünüyorum.

AKSİYONEL BİR DRAMASI VAR
Ana akımda daha önce bu derece kötüye evrilen bir adamı oynamamıştım. Dijital platformlarda buna benzer karakterlere hayat verdim ama tabii ki de her insanın birbirinden farklılığı gibi, birbirine benziyor dediğim karakterlerin de derinliğine indiğinizde çok fazla ayrıştığını görüyorsunuz. Ana akımda ilk defa bu tarz bir karakter canlandıracağım. Ama dediğim gibi ayrıştırma noktasında; iyi karakter ile kötü karakter zaten çok çabuk birbirinden ayrışıyor. O yüzden pürü pak temiz bir karakter yok elimizde.
Dünyada kadın haklarının gereğince yerine getirilmediği ve erkek manipülasyonuyla ilişkilerini devam ettiren çiftler çoklar. Bence kendi ilişkilerinde küçücük bile olsa manipülasyona uğrayıp farkında olmaması tabii ki önemli, yoksa manipüle edilmemiş olur. Burada da böyle bir denklem olduğu için daha sonradan farkına varabileceği birçok doneyi içerdiğini düşünüyorum işin. Aynı zamanda da hızlı akan, kendi içinde aksiyonel bir draması var, durağan bir draması olduğunu düşünmüyorum. O yüzden de takip ediyorken insanları daha canlı, daha hareketli tutacağını düşünüyorum. Sahne olarak hangilerine yakın hissederler bilemem ama dediğim gibi genel amaç itibariyle dizide kadınların, erkeklerin, zengin hayatın aslında ne denli manipülatif bir düzen içerdiğini anlatıyor. Bunu mikro - makro boyutta düşünürsek, bu manipülasyon toplumumuzda / vatandaşlarımızda en alttan en üste kadar tüm sınıflar da var. O yüzden hem erkekler, hem kadınlar ortak bir paydada buluşabilirler bence. Belki erkekler kendilerinin farkına varırlar, belki kadınlar daha az manipüle olabilirler ya da daha özgür bireyler ortaya çıkabilir.
'KARAKTERLE EMPATİ KURMAYA ÇALIŞIYORUM'
Oynadığım karakterlerde genelde durum içerisinde eğer 'O olsam nasıl davranırdım, yazılı metine bağlı kalarak nasıl reaksiyon gösterirdim?' noktasında kendimden tepkiler çıkartıyorum. Ama bunu, karakterin bana ne kadar yakın ya da uzak olduğu ile değerlendirmiyorum hiç.


