İmamoğlu nu ziyaret eden Yavaş ın Herkes bir baksın dediği atfı cürüm nedir?
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Özel Haber / Halktv.com.tr
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Yavaş ziyaret sonrası yaptığı açıklamada kendisine itirafçıların sorulması üzerine “Herkes atfı cürümün ne olduğuna bir baksın” dedi.
Ceza yargılamasında sanıkların en sık başvurduğu savunma yöntemlerinden biri olan atfı cürüm, yani suçu başkasına atma ya da başkasını suça dahil etme yönündeki beyanlar, adli sürecin seyrini doğrudan etkileyebiliyor. Ancak Yargıtay, bu tür beyanların mahkumiyet için tek başına yeterli olmadığını, mutlaka başka somut ve inandırıcı delillerle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan emsal kararlar verdi.
Peki atfı cürüm nedir? Yargıtay bu konuda ne diyor? İşte detaylar…
ATFI CÜRÜM NEDİR?
Hukuk literatüründe atfı cürüm, bir kişinin suçu bir başkasına atması ya da kendisinin de işlediğini ileri sürerek başka kişileri suçla ilişkilendirmesi anlamına geliyor. Ceza yargılamalarında iki temel biçimde karşımıza çıkıyor:
- Suçu başkasına atmak: Sanık, suçun faili olmadığını, başka bir kişinin bu suçu işlediğini ileri sürüyor.
- Tevilli ikrar: Sanık, suçu kısmen ya da tamamen işlediğini kabul ederken, başka bir kişiyi de bu suça ortak olduğunu belirtiyor.
Her iki durumda da beyanlar, yargılamanın seyri açısından önem taşıyor. Ancak bu beyanların, diğer delillerle desteklenmeden hükme esas alınması, Yargıtay’a göre hukuka aykırı.
YARGITAY'DAN PEŞ PEŞE EMSAL KARARLAR- Yargıtay 8. Ceza Dairesi – 2013/18682 E., 2014/9951 K.
Konu: Hırsızlık suçlamasıyla yargılanan sanık, diğer sanıkların beyanları dışında aleyhine hiçbir delil bulunmadan mahkûm edildi.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
“Sanık hakkında, diğer sanıkların atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında, cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı hâlde mahkûmiyet hükmü kurulması, hukuka aykırıdır.”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Sonuç: Yerel mahkemenin kararı bozuldu.
Değerlendirme: Yargıtay, atfı cürüm içeren beyanların tek başına yeterli olmayacağını açık şekilde vurguladı. Suç isnadının kabul edilebilmesi için bağımsız ve destekleyici delil şartı arandı.
- Yargıtay 2. Ceza Dairesi – 2020/20648 E., 2020/16017 K.
Konu: Silahlı kavga olayında sanıklardan biri, olay sırasında ateş edenin diğer sanık olduğunu ileri sürdü. Bu ifade dışında, olay yerinde bulunmayan sanığın ateş ettiğine dair başka bir delil bulunmuyordu.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
“Sanığın atılı suçu işlemediği yönündeki savunmasının aksini gösterir, diğer sanığın atfı cürüm niteliğindeki beyanlarından başka, mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi bozmayı gerektirir.”
Sonuç: Yerel mahkeme kararı bozuldu.
Değerlendirme: Tanıklık yapan diğer sanığın ifadesinin taraflı ve savunma amaçlı olabileceği, bu nedenle tek başına mahkûmiyet için yeterli görülemeyeceği ifade edildi.
- Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2019/3366 E., 2022/3886 K.
Konu: Uyuşturucu ticareti suçunda sanığın üzerinden uyuşturucu madde çıkmazken, diğer sanık onun da olayla ilgili olduğunu söyledi.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
“Sanığın, diğer sanığın atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında, ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi bulunduğuna ilişkin savunmasının aksine, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı hâlde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.”
Sonuç: Sanığın mahkûmiyet kararı bozuldu.
Değerlendirme: Uyuşturucu suçlarında da ispat yükünün yüksek olması gerektiği, yalnızca atfı cürüm niteliğindeki beyanların yeterli sayılamayacağı vurgulandı.


