İmamoğlu nun tutukluluk durumu incelendi, avukatı isyan etti
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen mali suçlar soruşturmasında tutuklu bulunan 10 kişinin tutukluluk durumunu değerlendirdi.
Tutuklu bulunanalar SEGBİS aracılığıyla cezaevinden bağlanarak savunma yaptı.
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu yerine ise avukatı Mehmet Pehlivan duruşmaya katıldı.
Hakimlik, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 108/1. maddesi uyarınca yapılan incelemede yalnızca şüpheli ya da müdafiden birinin dinlenmesinin yeterli olduğuna karar verdi. Yani mahkeme, İmamoğlu'nun duruşmada olmasına gerek olmadığını iddia etti.
İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan bu yoruma itiraz etti.
Pehlivan, müvekkilinin ve kendisinin duruşmadan çok kısa süre önce, aniden telefonla bilgilendirildiğini ve ulaşım gibi pratik nedenlerle duruşmaya sağlıklı bir şekilde hazırlık yapamadıklarını belirtti. T24'ün haberine göre; Pehlivan mahkeme uygulamasını eleştirerek şunları söyledi:
"İMAMOĞLU'NUN KENDİNİ İFADE ETMEK HAKKI ORTADAN KALDIRILDI""BARONDAN AVUKAT ATACAĞINI YÖNÜNDE HAKSIZ UYARI YAPILMAKTA"“Her ne kadar CMK'nın 108. maddesi tutukluluğun en geç 30'ar günlük sürelerle incelenmesi sırasında şüpheli veya müdafinin dinlenmesini öngörse de hem şüphelinin hem de müdafinin hazır bulunmasının mümkün olduğu, olanakların buna uygun olduğu durumlarda bu maddenin dar ve temel hakları zedeleyecek şekilde yorumlanması, yani yalnızca biriyle yetinilmesi Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve adil yargılanma hakkının özüne açıkça aykırıdır. Zira yalnızca şüphelinin hazır bulunduğu bir inceleme kişiyi hukuki yardımdan yoksun bırakır, yalnızca müdafinin hazır bulunduğu bir inceleme ise kişinin doğrudan kendini ifade etme hakkını ortadan kaldırır. Bu durum savunma hakkının özüyle bağdaşmaz ve temel hukuk ilkeleriyle telif edilemez.
"ADİL YARGILANMANIN İHLALİ"
Bunun ötesinde müvekkilimizle ilgili öteki incelemelerde ve şu an huzurunuzda yapılmakta olan incelemede ne müvekkil ne de müdafi makul sürede bilgilendirilmemiştir, aksine İstanbul gibi büyük bir şehirde ulaşım ve hazırlık olanaklarının sınırlı olduğu bir ortamda yalnızca telefonla ve aniden haber verilmek suretiyle hazır bulunmamız istenmiştir. Üstelik gelinmediği takdirde barodan müdafi atanacağı yönünde haksız bir uyarı yapılmaktadır, bu uygulama hukuk güvenliği ilkesinin ve insan onurunu zedeleyen ağır bir hukuka aykırılıktır.
Ayrıca vurgulamak isterim ki yapılan tutukluluk incelemelerinde soruşturma dosyasının tamamı çoğu zaman incelemeyi yapacak yargıcın önüne sunulmamakta, yargıç dosyayı yeterli inceleme imkanı bulmadan karar vermektedir. Bu durum yalnızca şekli değil maddi anlamda da adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir.
Pehlivan, savunma yapmayı hukuki ve vicdani olarak “anlamlı ve yararlı bulmadığını” belirterek şu sözlerle tepkisini dile getirdi:
"HUKUKEN ANLAMLI VE YARARLI DEĞİL"DİĞER TUTUKLULARDAN DİKKAT ÇEKEN SAVUNMALARTüm bu açık hukuka aykırılıklar nedeniyle şu anda huzurda bulunuyor olmama rağmen tutukluluk konusunda beyanda ve talepte bulunmayı hukuken ve vicdanen anlamlı ve yararlı bulmuyorum. Bu denli açık hukuka aykırılıkların olduğu yerde adil bir karar verilmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Bugün burada bulunmamın tek sebebi hukuka aykırılıkların tarih önünde kayda geçmesini sağlamaktır. Yargıçlığınızdan başkaca bir talebimiz yoktur.”
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Duruşmada SEGBİS ile ifade veren 10 şüpheli tahliye talebinde bulundu. Bazı ifadeler öne çıktı:
"YURT DIŞINDAN GELİP TESLİM OLDUM, KAÇMA İHTİMALİM ZATEN YOK"Elif Güven:
"HER YERİMDE YARALAR ÇIKMAYA BAŞLADI"“Ben yurt dışından kendim gelip teslim oldum, kaçma ihtimalim zaten yoktur, adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Güldem Şık:
"KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYORDUM"“Ayın 24'ünde tutuklandım, Silivri'de yatarken Sakarya'ya nedensiz bir şekilde gönderildim, ortak alanda yatıyorum, hijyen şartları yeterli değildir, her yerimde yaralar çıkmaya başladı, ailemden kilometrelerce uzağım, kaçma şüphem yoktur, kendim teslim oldum, adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Kamil Timur Delibaş:
"KENDİM TESLİM OLDUM"“23 yıldır imalat sektöründeyim, hiçbir belediyeyle ve iştirakle bu 23 yıllık zamana kadar çalışmadım, iş almadım, ihale de almadım, suçlamalarla benim hiçbir alakam yoktur, hiçbir belediye çalışanını da tanımıyorum, neden tutuklu olduğumu gerçekten anlayabilmiş değilim, bu süreçte de kanser tedavisi görüyorum, adalete sonuna kadar güveniyorum, ama en kısa zamanda da tecelli etmesini umuyorum.”
Orçun Muhittin Yılmaz:
"HESABIM YOK DEDİM İNCELEYİN DİYE ZAPTA GEÇTİ"“Suçlamalara karşı önceki savunmalarımda tek tek beyanda bulundum, geçen zamanda 30'a yakın kişi etkin pişmanlıktan yararlanmak için beyanda bulundu, bu beyanlarda benim ismim yoktur, ben avukatım, kendim giderek teslim oldum, yerim yurdum bellidir, kaçma şüphem yoktur, 16 yıllık avukatım, tutuklu olmam mesleğime büyük zarar vermektedir, en ağır adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Serkan Öztürk:
TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI“Geçen SEGBİS'de 15-20 yıldır hiçbir hesabım olmadığını belirterek incelenmesini istedim ancak 15 yıldır kullandığım hesabımı inceleyin şeklinde zapta geçmiştir, MASAK hesap incelediğini beyan etmiş ise de benim kullandığım hesap yoktur, ihaleye girmedim, kimseyle telefon görüşmem yoktur, herhangi bir yerde imzam da yoktur, tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Mahkeme, yapılan değerlendirme sonrası tüm kişilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Hakimliğin dayandığı CMK’nın 108/1. maddesi, tutuklu şüphelilerin en geç 30 günde bir tutukluluklarının gözden geçirilmesini ve bu kararın şüpheli veya müdafii dinlenerek verilmesini öngörüyor.


