İmamoğlu olayında son çare Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Sevgili okurlarım oralarda bir yerde yatmakta olan önemli bir kişi bu iktidarı rahatsız ediyor. Rahatsız etmekle de kalmıyor, adeta sallıyor.
Oralarda bir yer dediğim İstanbul’daki Silivri cezaevi...
Önemli bir kişi dediğim ise Ekrem İmamoğlu.
Tek kişilik bir odada yaşıyor.
Gününün büyük bir bölümünü ziyaretçileriyle geçiriyor. Ziyaretçilerin en başında avukatları yer alıyor.
Dışarı ile haberleşmenin çoğunu avukatlar sağlıyor.
Bütün cezaevlerinde geçerli olan kurallara göre, tutuklu veya hükümlü olması hiç fark etmez, avukatlarla yapılan görüşmelerin şu veya bu biçimde kısıtlanması mümkün değildir.
Yanlarında hiçbir görevli bulunamaz, konuşulan konular kesinlikte kayda alınamaz.
Bu kurallar Türkiye’deki bütün cezaevlerinde geçerlidir.
Üstelik bunlara ek olarak çok önemli bir durum daha var.
Tutuklu veya hükümlü bir kimse avukatına istediği sözlü ve yazılı talimatları verir, onun kendisine ilettiği notları özgürce alır.
★★★
Şimdi gelelim Silivri’de (yeni adıyla Marmara Cezaevinde) yatmakta olan Ekrem İmamoğlu’nun olayına.
Ziyaretçileri, Adalet Bakanlığı’ndan önceden izin almak koşuluyla her gün geliyor...
İçlerinde avukatları var, siyasetçiler dahil her kesimden birileri var.
Örneğin Özgür Özel dahil...
Bildiğim kadarıyla Bakanlık bu ziyaretlere kamuoyunda tepki oluşmasın diye ses çıkarmıyor, izin veriyor.
★★★
İmamoğlu içeride yaşadıklarını, kamuoyuna duyurulmasını istediği şeyleri onlara anlatıyor.
Elindeki bilgi ve belgeleri veriyor.
Onlar da ellerinde dosyalarla geliyor.
Yani iş sıraya bindirilmiş, birileri geliyor birileri gidiyor.
★★★
Bu durum Tayyipgiller iktidarını doğal olarak çok rahatsız ediyor. Bir yanda cezaevi kuralları var, uygulanması gerekiyor.
Öbür yanda ise İmamoğlu’nun iktidarı zıplatan ve sinirini bozan sosyal medya açıklamaları...
İktidar bu konuyu mutlaka araştırmış olmalı...
Ne yapsak da bu adamın sesini kıssak!
Bu konuda bugüne kadar (bildiğimiz kadarıyla) somut önlemler almamışlardı.
Ama dün bir olay yaşandı.
İmamoğlu’nun ‘X hesabını’, başka bir deyişle sosyal medyasını iptal ettiler.
★★★
Bunun en basitçe anlamı İmamoğlu bundan sonra sosyal medyada rahatça yer almayacak! Buna yasak getirildi. Amaçları da zaten bu idi.
Böylece onun çeşitli konularda söyledikleri, çağrıları, verdiği mesajlar ve güncel konulardaki fikirleri bilinmeyecek..
Ancak unutmayalım...
Benim de çok az bildiğim, anlamadığım, içinde yer almadığım ve kullanmadığım “Teknoloji dünyasında” yaşıyoruz.
Yani bu yeni dünyada yasaklara yer yok!
Daha doğrusu her yasağın çaresi derhal ve en kısa zamanda bulunuyor.
İmamoğlu olayında da aynı durumu yaşayacağımız kesin.
★★★
Sevgili okurlarım, bu gibi durumlarda insanoğlunun aklına olumlu veya olumsuz bir sürü fikirler üşüşür!
İmamoğlu yatmakta olduğu Silivri cezaevinde bile iktidarı son derece rahatsız ediyor. Bu kesin.
Cezaevinde yatıyor diye susmayacağı da artık iyice belli oldu. Üstelik Silivri’nin ona sağladığı birtakım avantajlara sahip.
Bu cezaevi İstanbul’a çok yakın, neredeyse içinde. Dolayısıyla İmamoğlu ile görüşme izni olanlar (avukatlar ve siyasetçiler dahil) Silivri’ye kolayca ulaşabiliyor. Bu çok önemli.
(Şimdi aşağıdaki son bölümde söyleyeceklerim ‘Ankara’da edindiğim kulis bilgileri’ falan değil, tamamen kendi görüşlerimdir. Ben o palavralara girmem.)
★★★
O halde soruyorum:
Bunlar sesini kısmak için İmamoğlu’nu acaba İstanbul’a uzak bir cezaevine sürgün eder mi? Ya da edecek mi?
Diyelim ki Selahattin Demirtaş gibi Edirne Cezaevine ya da kafadan söylüyorum Düzce’ye, Afyon’a, Trabzon’a... Bizde cezaevi bol!
O takdirde ziyaretçi trafiği ister istemez azalır ve sesi kısılmış olur!
İktidarın ‘en büyük sorunlarından biri’ de böylece bir miktar çözülmüş olur!
Yani öyle bir dönem yaşıyoruz ki bir cumhurbaşkanı adayını bile susturup sosyal medyada etkisiz hale getirmeye kalkıştılar...
Ve bundan sonra neler olacağını, “Son çare” olarak sürgün edilip edilmeyeceğini hep birlikte görüp izleyeceğiz!


