İnsanlık ve vicdan filosu İhsan Aktaş
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bizim temel itikadımızda, kainata, zerreden küreye var olan her şeyin Cenab-ı Hakk’ın kudretinde olduğuna inanırız. Deprem, sel, yıkım gibi felaketlerle karşılaştığımızda ya da bunların hepsinden daha tehlikeli olan; insanlığın tamamının felaketini ve yok oluşunu hazırlayacak bir süreci yöneten sapkın bir zihniyetle karşılaştığımızda yine ilahi adalet ve hikmete olan bağlılığımız devam eder.
Gazze’de yaşanan acılar dayanılmaz boyutlarda. Kainatın gelmiş geçmiş en büyük zulmü, en korkunç zalimleri ve insanlık düşmanları bu coğrafyada
sahneye çıktı. Artık biliyoruz ki bu Siyonist sapkınlık sadece Müslümanların değil, sadece Hristiyanların değil, sadece gerçek Yahudilerin değil; tüm insanlığın düşmanı olan bir vampir sürüsüdür.
7 Ekim’den bu yana yaşananlara bakarsak, insanlığın dünyaya bakışı kökten değişmiştir. Gazze Savaşı’ndan önce dünyanın herhangi bir ülkesinde, bir televizyon kanalında ya da bir üniversitede İsrail aleyhine bir cümle kuran kişi linç edilirdi. Devlet adamıysa görevden alınır, ABD’de kongre üyesiyse itibarsızlaştırılır, bir sanatçıysa sahnelerini kaybeder, bir akademisyense üniversitelerden uzaklaştırılırdı.
Gazze’deki soykırımdan sonra dünya artık İsrail’in dokunulmaz olmadığını gördü. Siyonizme karşı net bir duruş sergileyenler, geniş halk kitlelerinden destek görmeye ve güçlü bir şekilde seslerini yükseltmeye başladı.
Şehadetin bereketi vardır. Ancak kainat, tarihin hiçbir döneminde on binlerce bebeğin, gözünü kırpmadan öldürüldüğüne tanıklık etmemiştir. Bugün İŞİD’den daha sapkın bir din terörü, eli silahlı askerlerine bebek öldürmeyi öğütlemektedir. Hz. Âdem’den bu yana bu zihniyet kadar sapkın bir topluluk dünyaya gelmemiştir.
Bugün dünyanın dört bir yanında Avustralya’dan başlayan güneşin izinde, Avrupa’nın ve Amerika’nın metropollerine kadar İsrail karşıtı gösteriler dalga dalga yayılıyor. Malezya, Endonezya, Bangladeş, Pakistan, Türkiye, İran… Londra ve Paris’ten İskandinavya’ya, İspanya’dan İrlanda’ya ve Meksika ve diğer Latin başkentlere kadar milyonların vicdan haykırışı sokaklara taşınıyor. Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na başvurması, Gazze soykırımının yargılanmasının önünü açtı.
ABD’de yapılan son araştırmalar bile Siyonistleri şoke etti. Harris Poll’un anketine göre Amerikalıların yüzde 25’i Hamas’tan yana olduğunu, gençlerin ise yaklaşık yüzde 50’si İsrail karşısında Filistin’in yanında durduğunu söylüyor. Bu oranlar, ABD halkının dahi bu savaşla birlikte gerçekleri gördüğünü kanıtlıyor. Kongre ve Temsilciler Meclisi üyelerinin büyük çoğunluğunun AIPAC’ın vesayeti altında olduğu biliniyor; artık Amerikalı entelektüeller bu üyeleri “AIPAC köleleri” diye anıyor.
İsrail’in yürüttüğü bu katliam ve soykırım, on binlerce çocuğu katletmesine rağmen bir sonuç getirmedi. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının on katına varan yıkıcı saldırılar gerçekleştirmesine rağmen İsrail hâlâ Hamas’ı teslim alamadı. Dünya kamuoyu her geçen gün İsrail aleyhine işliyor.
İlahi hikmet belki de burada tecelli ediyor; yeryüzünü işgal eden, insanları köleleştiren ve kendinden olmayan herkesi hayvan yerine koyan bu vampir sürüsü dünyadan hak ettiği cevabı alıyor. Bundan sonra Yahudilerin tarihte yaşadıkları sürgün ve dışlanma süreçlerini kendi elleriyle yeniden hazırladıkları bir döneme tanıklık edeceğiz.
Somut bir örnek olarak “Vicdan Filosu”na bakalım: Bir gemi yola çıktı, İsrailliler tarafından durduruldu ve bu olay dünya vicdanında büyük yankı uyandırdı. Her yasak, her engelleme, toplumsal tepkiyi daha da büyütüyor. Bugün bir gemiyle başlayan bu yolculuk, yüzlerce gemiyle devam ediyor İtalya’dan, İspanya’dan, Tunus’tan yola çıkan KÜRESEL SUMUD FİLOSU milyarlarca insanın vicdanını taşıyor.
Tarih boyunca adalet er geç galip gelmiştir. Bugün hepimizin insani görevi; bu zulmü durdurmak, bu sapkın yapının gücünü kırmak, insanlığın onurunu yeniden ayağa kaldırmaktır. Kimi zaman bir söz, kimi zaman bir yürüyüş, kimi zaman bir adım ve kimi zaman büyük riskler alarak yapılan bir eylem tarihin seyrini değiştirir.
İsrail’in vampirlermiş zulmüne karşı atılan her adım, Hz. Peygamber’in yürüyüşünü, Hz. İsa’nın attığı adımları hatırlatıyor. Bugün adalet, ahlak, namus ve vicdan adına atılan bu adımların bir benzeri tarihte az görülmüştür. Umuyoruz ki finalde insanlık galip gelecek ve bu soykırımcılar, kıyamete kadar lanetli olarak anılacaktır.


