İnsansız insan yapmışlar!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Başka bir ülkede yaşasaydı heykeli dikilecek Behiç Ak, çocuktan veriyor haberi:
“Okudun mu? İNSANSIZ İNSAN yapmışlar.”
Karikatür şahane.. Haber şahane.. Ama kusura bakmasınlar, bayat!
Zira onu buralarda çoktan yaptılar. Kendi adıma o kadar çok örneğini gördüm ki!
Mesela Gazze Gazze diye bağıranlar.. Sıra haksız yere Silivri’ye atılanlara gelince sus pus olanlar..
Son haberlerle kulakları çınlatıldı: Ekran animatörü Erkan Tan da meğer sahte diplomalılardanmış.
Ergenekon kumpası günlerini hatırlıyorum. Arada bir hatırımı sorardı: “Ayşenur Arslan’ı da atın Silivri’ye..”
Ben izlemezdim doğrusu. Arkadaşlar, tanıdıklar “haberin olsun” diye gönderirlerdi. Sonra sonra komiklik seviyesi yüzünden, en azından sosyal medyaya düştüğü kadarıyla, ilgilenmeye başlamıştım!
O sıralarda tam bir Fethullah Gülen tutkunuydu. Hemen her programında selamlarını iletirdi. Sanıyorum Numan Kurtulmuş’u ağırladığı bir programda, aniden kamerasına döndü. Ağdalı, acıklı bir sesle Gülen’e seslenmeye başladı… “Dönün lütfen” diyordu.. Derken cümleyi nasıl tamamlayacağını bilemedi: “Dönün artık.. Biz burada siz olmadan… eğlenemiyoruz.“
Eğlenmek mi?
Türkiye’nin en nitelikli, en yetişmiş kadroları her gün polis eşliğinde Silivri’ye gönderilirken Erkan Tan neyin derdindeydi!!!
O gün fark etmiştim. Bilim, insansız insan yapacak düzeye gelmişti.

Aslında tüm memleketi “insanlıktan çıkartacak” başlıklar sel gibi. Her gün bir yenisiyle sınanıyoruz.
Mesela..
Bir yanda ünlü isimler ve Osmanlı Şehzadesi falan gibi figürlerle sahte diplomalılar skandalı..
Bir yanda TÜİK’imizin Temmuz enflasyon açıklaması: Yıllık yüzde 33.52
“BİRAZCIK” artmış Temmuz’da. Ama Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e göre 44 ayın en düşük seviyesindeymiş.. Tabii bu da doğru yolda olduklarını kanıtlıyormuş.
Ekonomist Mustafa Sönmez yorumlamış:
“İsterseniz inanmayın. TÜİK’in umurunda mı! Gıda fiyatları Temmuz’da nerdeyse artmamış. Giyimde yüzde 6 ucuzlama var. Doğalgaz zammına rağmen konut harcamaları artışı da yüzde 6..”
İstanbul Ticaret Odası’nın yıllık yüzde 42.48 oranı, bana TÜİK’ten çok çok daha inandırıcı geliyor. Belki İstanbul’da yaşadığım.. Belki de -sahtekarlık diye nitelendirilebilir mi bilmem- habire yalan ya da eksik bilgilendirmeye muhatap olduğumuz için..
Mesela her seferinde beni zıplatan ihracat rekoru haberleri yüzünden!
Saray medyası iftiharla birinci sayfadan sunar ya: İHRACATTA REKOR!
Peki ya ithalat?
Yani şu kadar satarken ne kadar almışız?
Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş bugün tam da bunu yazmış:
“Siz hiç herhangi bir vatandaşın yaşadığı enflasyonu, yani bir anlamda cebinden çıkan parayı dikkate almadan “Aman ne güzel, maaşım sürekli artıyor” diye sevindiğini gördünüz mü?"
Sıradan vatandaş bile geliri artarken bunu yaşadığı enflasyonla kıyaslar ve ikisi aynı oranda artıyorsa bundan lehine bir pay çıkarmaz; çıkarmaması gerektiğini bilir çünkü. Ya da şöyle söyleyeyim. Vatandaş yalnızca gelirindeki artışa odaklanır cebinden çıkana bakmazsa kendini kandırmakta olduğunu bilir.
Şimdi gelelim ihracat rekoruna! Dedim ya sık sık rekor kırılıyor. Olabilir, temmuzda da rekor kırılmış, şimdiye kadarki en yüksek ihracata ulaşılmış.
İyi de cebimizden çıkan para, yani ithalat?
Bir yılda ne açık çok değişmiş, ne karşılama oranı; iki değer de neredeyse yatay.
Zaten 2015’ten bu yana olan dönemin ortalamasında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75 dolayında.
Türkiye 3 satıyor, 4 alıyor; bu yıllar yılı böyle.”
* * *Kamuya açık verilerle bunu öğrenen ve kamuya anlatanlar bilir de yetkililer bilmez mi acaba?
Mesela ihracat rekoru açıklamasına imza atan iki bakan; Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.
Yetenek ve bilgileri yetersiz olduğu için mi fark edememişler?
Ya da biliyorlar ama halkı kandırmaya mı çalışıyorlar?
Günün en anlamlı saptaması ve sorusu ise Mahfi Eğilmez’den geldi:
“Enflasyon düşüyorsa ve açıklandığı gibi gelecek 2 yılda yüzde 5'ler düzeyine inecekse Emlak Vergisinde planlanan 5 kat, 10 kat artışlar ne? Hükümet kendi inanmadığı ve desteklemediği enflasyon düşüşüne başkalarının inanmasını ve ona göre davranmasını nasıl bekler?”
Gerçekten de vergi ve cezalarda vahşi bir döneme gidiyoruz.
Ama beyler bize masal okuyup duruyor.
Yüzler kızarmadan, diller sürçmeden, utanıp sıkılmadan..
Şaşıracak bir şey yok değil mi! Sahte diploma ile onca yıl aramızda dolaşanlar.. Diplomalarını çıkartıp kanıtlayamayanlar.. 35 yıl önce zamanın yönetmeliklerine uygun biçimde alınmış ve yatay geçiş yapılmış diploma yüzünden İmamoğlu’nu tutuklayanlar.. Sağlıkları çok ciddi alarm veren tutukluları görmezden gelenler.. Düşünceyi ifade etmesini “fiziki saldırı” diye yorumlayıp Fatih Altaylı’yı da hücreye kapatanlar..
Sizce İNSAN mı?


