İran’a ilk reaktörü 58 yıl önce ABD verdi
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İRAN- İsrail savaşı balistik füzelerle devam ediyor. ABD her an dahil olup İran’ı vurabilir. ABD kamuoyu iki parça; biri ABD’nin müdahalesini desteklerken diğeri Irak ve Afganistan örneklerini hatırlatarak itidal telkin ediyor. Trump’ın ne yapacağı ise belirsiz. İsrail’deki ABD Büyükelçisi Mike Huckabee ise dinsel motiflerle süslü bir açıklama yapmıştı. Huckabee, Trump’ı, Japonya’ya atom bombası atıp 2. Dünya Savaşı’nı bitiren ABD Başkanı Truman’ı örnek göstererek İran’ı vurmaya teşvik ediyor.
SOVYETLER’E KARŞI�
ABD-İran ilişkilerinin tarihi ise bu tablodan çok farklı bir ironiye işaret ediyor. Zira 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetlere karşı İran’ı bir ‘cephe’ olarak gören ABD, İran’ın askeri gücü ve diğer altyapı kapasitelerini arttırmak için elinden geleni yaptı. Muhtemel bir Sovyet müdahalesine karşı İran güçlendirilmeliydi. Bu programa nükleer altyapının kurulması da dahildi. Başkan Truman’dan sonra Eisenhower döneminde 1957’de İran’da ilk nükleer çalışmalar başladı. ‘Barış İçin Atom’ adı verilen program kapsamında İran,1958’de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na üye oldu, bir yıl sonra da Tahran Nükleer Araştırma Merkezi kuruldu.
HİBE REAKTÖR
İran altyapıyı kurmaya devam ederken ABD, 1967’de 5 Megawatt gücündeki bir nükleer reaktörü İran’a hediye etti. Böylece İran ilk kez bir nükleer reaktöre sahip oldu. Görünüşteki amaç nükleer tıpta kullanılan izotopları üretmek, kanser teşhis ve tedavisi için malzeme sağlamak ve İran’ın tıbbi altyapısına katkıda bulunmaktı. Ama çalışmalarda yüzde 93 zenginleştirilmiş uranyuma kadar çıkılabiliyordu. Yıllar içinde reaktörlerin sayısı arttı. 1974’te 20 yeni reaktör kurmak için harekete geçen İran, uranyum zenginleştirme konusunda yetkin olan bir Fransız şirketine de ortak olmuştu. Bugünkü tartışmaların merkezindeki Buşehr’deki Nükleer Santral için de Alman şirketlerinden destek almıştı.
HUMEYNİ YASAKLADI
1979’da Şah devrildi ve Humeyni iktidara geldi. Bugünkü İran rejiminin siyasi ve ideolojik kurucusu Humeyni, nükleer çalışmalara karşıydı. ‘Dinen sakıncalı’ diyerek bir fetva verdi ve nükleer çalışmaları yasakladı. Nükleer çalışmalara ‘israf’ diyordu. Ama zaten bu çalışmaların omurgası olan Avrupalı şirketler rejim değişikliğinden dolayı bütün nükleer anlaşma ortaklıklarını iptal edip İran’dan çekilmişti. Ancak nükleer mühendislik ve reaktör fiziği konusunda da ciddi bir birikim oluşmuştu. İran kısa süre sonra nükleer çalışmalarını yine başlattı. Rusya, Çin, Pakistan, Kuzey Kore gibi ülkeler yeni partnerleriydi. 2000’lere gelindiğinde ise İran çoktan artık nükleer silah üretebilenler ligine çıkmıştı.


