İş yeri sahibi Bir şey olmaz dedi, tamirci 2.5 tonluk aracın altında kalarak can verdi

İstanbul Beykoz Kavacık'ta 10 Nisan öğle saatlerinde oto tamirhanesinde iş cinayeti yaşandı. Edinilen bilgilere göre, oto tamircisi 2 çocuk babası Fatih Taştan (43) araç asansörüyle kaldırılıp tamir ettiği otomobilin düşmesiyle ağır yaralandı. İhbar üzerine tamirhaneye sağlık ekipleri sevk edildi. Taştan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastanede 22 gün yoğun bakımda tedavi gören Taştan 2 Mayıs'ta hayatını kaybetti.

"2.5 TONLUK ARAÇ AĞABEYİMİN ÜZERİNE DÜŞÜYOR"

Fatih Taştan'ın kardeşi Çağatay Mehmet Taştan "Ağabeyim bir iş kazası sonucu vefat etti. Ağabeyim orada çalışandı. Servis müdürüydü, tamir yapıyordu. Herhangi bir ortaklığı yoktu. 10 Nisan saat 14.30 sularında araç servisinde tamir etmek üzere bir aracın altına geliyor. Stajyerler ve çıraklar aracı kaldırıyorlar. Araç servisinde lifler var, araçların kaldırdığı liftler. Stajyerler arabayı kaldırdıklarında sol arka ayağına basarak liftin kayması. Onun haricinde aracı kaldırırken gaza basıyorlar. Araba yarıya geldiğinde sağ arka liftin ayağı da yerinden oynuyor ve lift aracı tamamen yukarıya kaldırdıktan sonra ağabeyim arabanın altına gelerek arabayı kontrol etmeye çalışırken bir anda liften ayakları boşa düşüp 2,5 tonluk araç ağabeyimin üstüne düşüyor. Aracın altında kaldıktan sonra, 10-15 dakika ağabeyimi aracın altından çıkartmaya çalışıyorlar. Zaten birkaç dakika bir panik içerisinde kalıyor herkes. Ondan sonra ağabeyimi arabanın altından çıkartarak ambulansı arıyorlar. Hastaneye kaldırılıyor. Hastaneye kaldırdıktan sonra bir 6 buçuk saat ameliyathanede beyin ameliyatı gerçekleşiyor. O ameliyattan çıktıktan sonra bir 3 saatlik tekrar bir ameliyata alınıyor, beyin ameliyatına. Ondan sonra 22 gün yoğun bakımda yatıyor. Entübe bir şekilde bilinç yok. Hiçbir şekilde kendinde değil. 22 gün sonunda vefat ediyor" dedi.

"MADDİ MANEVİ YANIMIZDA OLMADILAR"

Taştan, "Bu süreçte işverenler, iş yerinin sahipleri hastanede sadece bizim yanımızda bir veya iki gün geldiler. Ondan sonra ne bizi arayıp ne manevi olarak hiçbir şekilde bir destekte bulunmadılar. Annem, ben ve akrabalarımız her gün hastanedeydik. Ağabeyimi kaybettikten sonra yine hiçbir şekilde bizim yanımızda olmadılar. Ağabeyimin içeride 3 maaşı var, onlara kadar hiçbir şekilde destek olmadılar. Bu süreçte zaten bizim maddi bir destekte bulunmaları yönünde talebimiz yok zaten. Biz canımızı kaybetmişiz, hiçbir şekilde maddi olarak bir şey düşünmüyoruz ama hiçbir şekilde maddi manevi bizim yanımızda olmadılar" diye konuştu.

"DÜKKANI DEVREDİYORLARMIŞ"

Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirten Taştan, "Şu anda aldığımız habere göre, 4-5 gündür dükkanları kapalı, devrediyorlarmış dükkanları, satıyorlarmış. Bununla ilgili bir haber aldık. Ama tabii dükkanlarını satsalar da hiçbir yere kaçamazlar. Adalet her türlü peşlerinde olacaktır diye umuyoruz. Hukuki işlemlerimizi başlattık. En ağır şekilde ceza almalarını istiyoruz. Adaletimize güveniyoruz" ifadelerini kullandı.

"'BİR ŞEY OLMAZ BÖYLE ÇALIŞIN' DEMİŞLER"

Çağatay Mehmet Taştan, "Ağabeyimin üzerine araba düşmeden 1 ay önce, ağabeyimin yanında çalışan bir çırak kendi arabasının bir tamirini yaparken arabayı kaldırıyor. Arabayı kaldırdıktan sonra soyunma odasına gidip tam geri gelirken bir bakıyor ki arabası kendi kendine lift boşalıyor ve aşağıya iniyor. ve bunu iş yeri sahiplerine bildiriyor. Diyor ki; 'Bu lift bu şekilde yaptı, arızalı, bununla çalışılmaz. Diyorlar ki; 'Hiçbir şey olmaz, devam edin. Biz o liftin öyle olduğunu biliyoruz, bir şey olmaz. Siz böyle çalışmaya devam edin' diyorlar ve biz bu olayı ağabeyimi kaybettikten sonra öğreniyoruz" şeklinde konuştu.

"18 SENELİK BİR LİFTMİŞ"

Olayda büyük ihmalkarlık olduğunun altını çizen Taştan, "Tabii önce kader ama bu işte çok büyük bir ihmalkarlık var. Yani bunu gören savcılarımız bile söylediler. Bu bildiğiniz cinayete teşebbüs. Daha önceden o lift arızalıymış ve orada 7-8 tane lift var. Bu ağabeyimin başına düşen kaldırılan lift de çok eski bir liftmiş. Yani 15 senelik 18 senelik bir liftmiş. Herhangi bir bakımları, muayeneleri falan yokmuş. Bunları biz sonradan öğrendik. Tabii ki ağabeyim geri gelmez. Bizim tek isteğimiz bunu ağabeyime yaşatan, sebep olan kim varsa, iş yeri sahipleri, artık kim varsa bunun için içinde, bunların en ağır şekilde ceza almasını istiyoruz. Bizim tek derdimiz bu" dedi.

"EVLATLARINA NASIL SÖYLEYECEĞİZ"

Taştan sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: "Annemin de içi soğumuyor, benim içim soğumuyor. Ağabeyimden kalan 2 buçuk yaşında bir kızı ve 1 buçuk yaşında bir oğlu var. Bunlar daha babalarını bilmiyorlar. Babalarının hastanede olduğunu, uyuduğunu biliyorlar. Öldüğünü, vefat ettiğini bile bilmiyorlar. Onlara bunları biz nasıl söyleyeceğiz? Her şeyden ziyade annemi ben nasıl ayakta tutacağım? Onların o kadar büyük bir ceza almasını istiyoruz ki bizim içimiz anca o şekilde soğur. Başka bir şey istemiyorum"