İsmail Saymaz dan Fatih Altaylı yorumu! Hep aynı mekanizma işliyor, kıyma makinesi...
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Halktv.com.tr Yazarı İsmail Saymaz, Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programında Gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Saymaz, Altaylı’nın gözaltına alınmasına giden sürecin, sistematik bir mekanizmanın sonucu olduğunu savundu.
Saymaz, son altı aydır muhalif isimlerin hedef alındığını belirtti:
“6 aydır muhaliflere kıyma makinesi dönüyordu. Fatih Altaylı'nın bir açığı aranıyordu. Bir bir bahane bulunacaktı. O bahane bulundu.”Altaylı’nın gözaltına alınmasına neden olan video kaydının bilinçli biçimde kurgulandığını öne süren Saymaz, şöyle konuştu:
“Ne oldu? Hemen 3 dakikalık konuşması montajlanarak 26 saniyeye indirildi. Sanki Fatih Altaylı Osmanlı tarihinden misal vererek Cumhurbaşkanı’nı tehdit ediyor’a dönüştürüldü.”
Saymaz, sürecin nasıl işlediğini adım adım anlattı:
“Hemen bu görüntü bir AK Partili siyasetçiye ya da bürokratın ayağına atıldı. Pas atıldı. Oktay Saral çıktı: ‘Suyun ısındı Fatih Altaylı’ dedi. Bu tweet atılınca hemen yargının önüne düştü ve 10 saat içerisinde Fatih Altaylı birdenbire Cumhurbaşkanı tehdidi iddiasıyla gözaltına alındı.”Bu tür davalarda hep aynı senaryonun devreye girdiğini savunan Saymaz, şöyle konuştu:
Her zaman. Bak hangi muhalif tutuklandıysa aynı mekanizma işliyor. Hep karşımıza, bir demecin, bir açıklamanın montajlanmış, kurgulanmış hali oluşturuluyor. Sonra bu troller tarafından sosyal medyada ısıtılıyor. Onlar da giriyorlar topa.Trolleşmiş gazeteci ya troller montajlanmış, kesip biçilmiş kaydı ya da yazıyı pişiriyorlar. Bir AK Partili bürokratın önüne düşürüyorlar. O daha sonra bunu yargılama konusu olacak şekilde kamuoyunun gündemine taşıyor ve sonra ilgili kişinin tutuklanmasıyla sonuç veriyor."KIRMIZI PAZARTESİ GİBİ"Saymaz, Altaylı’nın tutuklanmasının Yazar Gabriel Garcia Marquez'in dünyaca ünlü kitabına atıf yaparak şöyle yorumladı:
“Fatih Altaylı'nın durumu Kırmızı Pazartesi romanı gibi. İşleneceğini herkesin bildiği fakat sonucu gördüğü, önlemediği cinayet. Geliyordu yani. 6 aydır Fatih Altaylı bir şekilde tutuklanacaktı.”Altaylı’nın hangi gerekçeyle tutuklandığını da değerlendiren Saymaz, Türk Ceza Kanunu’ndaki ilgili maddelere dikkat çekti:
Saymaz, tehdidin Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde, Cumhurbaşkanına karşı fiili saldırının ise 310. maddede yer aldığını anımsatarak, şunları söyledi:
“Tehdit suçundan tutuklama olmaz. Çünkü yasalarımıza göre bir kişinin tutuklanması için 2 yılın üzerinde ceza alması gerekir.”"MÜMTAZER TÜRKÖNE KARARI İLE TUTUKLANDI"Altaylı'nın tutuklanabilmesi için tehdit suçunun “nitelikli” hâle getirildiğini öne süren Saymaz, bu yorumuna emsal bir dava örneğiyle açıklık getirdi:
Geçmişten bir içtihat var. Mümtazer Türköne kararı. 2014 yılında Türkiye'nin o dönem Zaman'da yazarken çözüm sürecinin yürütücüleri işte iplerde sallandırılırlar gibi bir ifade kullanılıyor.Şimdi Mümtazer Türköne çözüm sürecini yapanları iplerde sallandırırlar gibi bir ifade kullandığı için 4 yıl 2 ay ceza aldı bu usülle. Aynı usül. Yani tehditle Cumhurbaşkanına karşı fiili saldırı bir arada ele alınarak yargılamaya gidildi. Burada da diyorlar ki TCK'nın 310. maddesi Cumhurbaşkanına karşı suikast girişimidir.310. maddenin ikinci bendi ise suikast dışında kalan fiili saldırılar olarak açıklanıyor. Tehdit suçu bu fiili saldırılar kapsamına sokuldu. Halbuki fiili saldırıdan kasıt basın ve yayın yoluyla ifade edilen sözler ve açıklamalar değildir. Efendime söyleyeyim demeçler değildir ya da gel tehdit eylemi değildir. Bunu ben söylemiyorum. Kim söylüyor?Saygın Ceza Hukukçusu Adem Sözüer söylüyor. Avukat kamuoyunun tanıdığı avukat Rezan Epözdemir söylüyor.Bunları geçtim. AK Partili hukukçu Mücahit Birinci de böyle söylüyor. Çok namuslu Hakkaniyetli davranmış. Yoksa Mücahit Birinci Fatih Altaylı'yı sevmez ama hukukçu yani hukukçu yani hukuku kendince tutarlı hukukçu olanı neyse oldu ve cesaretle.Mücahit Birinci'nin mahallesinde bu işleri böyle söylemek biraz yürek de istiyor. Takdir etmek gerekiyor. Şimdi Mücahit Birinci de böyle söylüyor. Diyor ki; Tehdit yani yazılı ve sözlü ifade tehdit yani Cumhurbaşkanına karşı fiili saldırıya girmez. Fiili saldırı yani açıklamasında görüldüğü üzere Yani somut bir eylem davranış olmalı.

