İsrailli analistten itiraf gibi sözler: Ankara yenilmez Türkiye ye karşı üçlü ittifak önerisi
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İsrailli güvenlik analisti Shay Gal, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde yayın yapan Simerini gazetesine verdiği röportajda Türkiye’ye ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı.
Açıklamalarında Türkiye'nin bölgedeki etkisine vurgu yapan Gal, İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında Ankara’ya karşı “ortak kader anlaşması” yapılması gerektiğini savundu.
TÜRKİYE'YE KARŞI STRATEJİK İTTİFAK ÇAĞRISI
İsrailli analist, GKRY ve İsrail arasındaki yakınlaşmanın sembolik düzeyin ötesine taşınması gerektiğini dile getirdi.
“Tatbikatlarla ve diplomatik nezaketle yetinmemeliyiz. GKRY ve İsrail arasında, varoluşsal bir dayanışmayı temsil eden ortak kader anlaşması yapılmalı” diye konuşan Gal, bu anlaşmanın iki ülkenin güvenliğini birbirine bağlayan “kalıcı bir mutabakat” olması gerektiğini vurguladı.
Haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan 12 Gün Savaşı’na da atıfta bulunan Gal, “İsrail sivil uçaklarının güvenlik nedeniyle sessizce GKRY ve Yunan havaalanlarına transfer edildiğini” ve Güney Kıbrıs’ın “İsrail’i korumak için risk aldığını” dile getirdi.
Analist, bu süreçte GKRY'nin “İsrail’in yanında durarak bedel ödemeyi göze aldığını” belirtti ve iki ülke ilişkilerinin “tarihlerinin en yüksek noktasına ulaştığını” söyledi.
Yunanistan ile İsrail’in birlikte yürüttüğü ve “Poseidon’un Öfkesi” adı verilen ortak caydırıcılık stratejisine de değinen Gal, bu stratejinin, “Türkiye’nin askeri gücüne karşı şeffaflık yoluyla denge kurmayı” hedeflediğini savundu.
Ne var ki bölge uzmanları, bu tür açıklamaların gerilimi azaltmak yerine artırabileceği uyarısında bulunuyor.
TÜRKİYE’NİN KUZEY KIBRIS’TAKİ GÜCÜ
Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki askeri ve stratejik varlığına ilişkin “Ankara yenilmez” ifadesini kullanan analist, “Türkiye’nin Bayraktar ve Akıncı SİHA’ları ile ATMACA füzeleri, Güney Kıbrıs ve İsrail için ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.
Haberde, Ankara’nın Doğu Akdeniz’de uzun süredir barış, enerji güvenliği ve bölgesel iş birliğini merkeze alan bir dış politika yürüttüğü hatırlatıldı. Gazete Türk diplomatik kaynaklarının, “Türkiye’nin garantörlük haklarından, Mavi Vatan vizyonundan ve bölgedeki doğal denge rolünden vazgeçmesinin söz konusu olmadığı” şeklindeki görüşlerinin de altını çizdi.
Uzmanlara göre, Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de kalıcı bir güvenlik mimarisi veya sürdürülebilir bir ticaret hattı kurulması mümkün değil. Enerji geçişleri, ticaret koridorları ve NATO’nun güney kanadındaki askeri denge, Türkiye’nin stratejik omurgası üzerinde şekilleniyor.
IMEC PROJESİ VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ
Gal’in övgüyle bahsettiği IMEC, (Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) projesi, Hindistan’dan Avrupa’ya uzanacak yeni bir ticaret hattı olarak tanımlanıyor. Ancak uzmanlar, bu hattın Türkiye’yi devre dışı bırakma girişimi olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin enerji ve lojistik altyapısı olmadan IMEC’in hayata geçirilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekiliyor.
Uzmanlara göre Türkiye, rekabet yerine “kazan-kazan” esasına dayalı ortaklıklar kurmayı hedefliyor. Ancak bazı İsrailli analistlerin Türkiye karşıtı söylemleri, Doğu Akdeniz’deki istikrarı tehdit etme riski taşıyor. Buna rağmen Ankara, barış, enerji güvenliği ve diplomatik istikrar çizgisini koruma kararlılığını sürdürüyor.


