İstanbul’da en az 20 yıl deprem yok! Sözcü Gazetesi

İnsanlarımızın derinden yaşadığı ekonomik çile yetmiyormuş gibi, profesör unvanlı bazı kişilerin yine “Marmara’da beklenen ve İstanbul’u da yıkacak olan büyük deprem her an olabilir.” şeklinde açıklamalar yapması insanlarımızı canından bezdirdi.

Nedir bu “Felaket tellallığı” merakı?

Yalova’nın sevimli tatil beldesi Çınarcık’ta ailesiyle birlikte yaz tatilini geçiren bir arkadaşımdan şöyle bir mektup aldım:

“Yalova’ya bağlı Çınarcık’tayım. Buranın havası, suyu, doğası çok güzel. Sessiz, sakin bir tatil beldesi. Ancak, son günlerde yaygınlaşan ‘Marmara’da deprem olacak... Özellikle Gölcük, Yalova, Çınarcık, Erenköy kolunda stresin biriktiği ve bu fayın büyük deprem potansiyeli taşıdığı şeklindeki açıklamalar, yaz tatilimizi burnumuzdan getirdi. Panik halindeyiz!”

Bu dertli arkadaşım “İmdat hocam!” diyerek Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’a başvurmuş.

Jeofizik mühendisi olan Ercan, günümüzün önde gelen deprem uzmanlarındandır. Deprem gerçeğini, halkı korkutucu, abartılı ifadeler kullanmadan anlatır.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın, arkadaşıma verdiği rahatlatıcı bilgileri özetle naklediyorum:

★★★

“İstanbul’da her an deprem olacak” sözü bilimsel değildir. 1999 depreminden sonra, aradan geçen 26 yıl bunu göstermiştir. Çünkü İstanbul kabuğunun kırılmaya karşı gösterdiği direnç ‘6 milyar gigatondur.’ Bunu yenecek güç şimdiye kadar birikmemiştir.

7.5’lik deprem gerilimini Gölcük’te boşaltan Marmara, henüz büyük kırılma yapabilecek dirilikte değildir. Kırılma direncini oluşturabilmek için en az 2065-2075 yıllarına kadar beklemesi gerekir.

Geçmiş depremlerin gidiş sıklığına bakarak yapılan incelemeler, en uygun deprem yılını 2071 olarak göstermektedir. Bunun erken sapma sınırı 2045 olup, gecikerek 2100 yılına kadar uzama olasılığı da vardır.

Gölcük-Yalova-Çınarcık-Erenköy kolu ise 1999 depreminde kırılmıştır. Kırılmayı bekleyen kol ise ‘Armutlu-İmralı-Bandırma’ koludur. Burada beklenen deprem büyüklüğü 6.3-6.4 arasındadır. Ne var ki, bu kolda gerginlik birikimini gösteren yeterli jeofizik depremcik etkinliği yoktur. Depremin yıkıcı olması için 6.4’ten büyük olması gerekir.”

Prof. Ercan’ın verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre Marmara’da 2045 yılından önce yıkıcı büyüklükte bir deprem beklenmiyor. O depremin 2100 yılına kadar uzama ihtimali de var.

Türkiye büyük bir cezaevi gibi oldu ve son 6 ayda 50 bin kişi daha hapse girdi.

Toplam 405 cezaevinde 392 bin 456 tutuklu ve hükümlü yatıyor!

Bir ülkede iktidar mensuplarının yeni cezaevleri açmakla övünmesi normal midir? Ülkede cezaevlerinin çokluğu ve rekor düzeyde tutuklu ve hükümlü olması, aslında utanç verici bir durum değil midir?

AKP Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler’in “Yeni cezaevlerinin açılacağını” bir müjde gibi açıklaması hepimize “Güleriz ağlanacak halimize” dedirtti!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, AKP’li Abdullah Güler’e:

“Bir ülkede cezaevi açılışı müjde olarak açıklanır mı? İşte, böyle oluyor AKP’nin müjdesi! İnsanları hapse atmak için yeni cezaevleri açıyor ve bunu müjde diye açıklıyorlar! Ancak hukuksuz bir ülkede cezaevi övülür, içinde adalet olmayan saraylar yapılır!” diye tepki gösterdi. Haksız mı?

Kendini bilmez adam!

Seçim konuşması yapan bir milletvekiline, rakip partinin şaibeli bir milletvekili:

“Hey, ne havlayıp duruyorsun orada?” diye bağırır.

O vekil hakkında birçok yolsuzluk, rüşvet ve soygun iddiası olduğunu bilen kürsüdeki milletvekili, alaylı bir tebessümle bakarak:

“Ne yapayım ahbap” der “Karşımda bir hırsız gördüm de...”

Bir ülkenin gelişip ilerlemesini sağlayan karşıt fikirlerdir!