İstanbulspor da Mustafa Alper Avcı dan Ederson ve İlkay Gündoğan açıklaması! Bunun sonu yok Fanatik Gazetesi Futbol Haberleri Spor
Fanatik sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
İngiltere'de başta Manchester City olmak üzere Chorley ve Port Vale gibi kulüplerin altyapılarında antrenörlük yaparak edindiği deneyimlerle dikkat çeken İstanbulspor Teknik Direktörü Mustafa Alper Avcı, futbolun temelinde disiplin, planlama ve genç oyunculara güven olduğunu vurguladı. Avcı, hem İstanbulspor'un hedefleri hem de Türk futboluna ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu.
"Tarihsel bir geçmişi olan köklü bir camiaya sahibiz"
Mustafa Alper Avcı, İstanbulspor'un kulüp yapısını ve hedeflerini değerlendirerek, "Tarihsel bir geçmişi olan köklü bir camiaya sahibiz. Bu camiada görev yapmak mutluluk verici. Geçtiğimiz sene mevcut kadrodan ayrılan oyuncularımız oldu. Bu isimlerin yerine yeni oyuncular dahil ettik. Hepsi alt yaş gruplarında, kendi takımlarında ve milli takımlarda potansiyeli olan yüksek yeteneğe sahip oyuncular. Süper Lig'de kalmış, tecrübe edinmiş ama diğer taraftan da oyuncu yetiştirmiş, yetiştirdiği oyuncuları da gerek büyük takımlara gerekse de milli takımlara dahil etmiş bir İstanbulspor'dan bahsediyoruz. Amacımız hem rekabetin içinde olmak, rekabetle de beraber bünyemizdeki genç oyuncuların potansiyelini ortaya çıkarmak ve onlara katkı sağlayıp Türk futboluna, dünya futboluna pazarlamak" ifadelerini kullandı.
"Sahada problem çözebilen oyuncu profili oluşturmak amacımız"
Oyun anlayışını da anlatan Avcı, savunma ve hücumun ayrılamayacağını belirtti. 44 yaşındaki teknik adam, "Oyunun içinde savunma ya da hücumu ayırt edemezsiniz. O yüzden disiplin anlamında sahada bizim ne istediğimizi bilen, bu doğrultuda problem çözebilen bir oyuncu profili oluşturmak amacımız. Gerektiğinde savunma yapan gerektiğinde hücumda doğru aksiyonları alan, sahada anlık problemleri çözebilen, analitik zekaya sahip oyuncular geliştirmek ya da yetiştirmek amacımız" şeklinde konuştu.
"Türkiye ve İngiltere arasında ciddi bir fark var"
Mustafa Alper Avcı, İngiltere'deki tecrübelerine değinerek, Türkiye ile aradaki en büyük farkın planlama ve sabır olduğunu aktardı. Avcı, "Türkiye ve İngiltere arasında ciddi bir fark var. Bizleri etkileyen kısmı ise öncelikle sabır. Bu sabrın neticesinde de belli bir yol haritası. Kulüpleri kendine özgü bir kulüp kimliği var. Bu Türkiye'deki en büyük eksiklerimizden bir tanesi. İngiltere'deki yapıda oyuncu küçük yaştan itibaren kulüp çatısı altına girdiğinde kendini o kulübe ait hissetmesi, A takım seviyesine geldiğindeki süreç itibarıyla o ihtiyaçları karşılayabilmek adına doğru eğitimin verilmesi ve o eğitim neticesinde de yetenekler potansiyele dönüşüyor. O doğru eğitimde birçok oyuncu bugün dünya sahnesinde çok erken yaşlarda şans bulabiliyor" diye konuştu.
"Türkiye'de skor odaklı, kısa vadeli sonuç bekleniyor"
Türkiye'ye döndüğünde görev aldığı kulüplerde en çok hangi konuda zorlandığına ilişkin başarılı teknik adam, "Adana Demirspor'da ortam ve beklentiler daha farklıydı. Ama İstanbulspor kendi ideallerimle örtüşen bir yapıya sahip. Fark dersek de bu sabır. Türkiye'de genel anlamda skor odaklı, kısa vadeli sonuç bekleniyor. Oyunun gelişimine katkı sağlamak için ise bir zaman gerekiyor. En büyük fark yurt dışı ile Türkiye arasındaki bence bu" cümlelerine yer verdi.
"Altyapıdaki en büyük problem eğitim"
Türk futbolunda altyapıdan oyuncu çıkarılamamasını yorumlayan Avcı, şunları dile getirdi:
"Altyapıdan oyuncu çıkaramama konusunda başlıca problem, kulüplerin kendine özgür bir kimliğinin olmaması. Altyapılarda gerek oyuncu gerekse antrenör anlamında doğru etiğimin olmaması da bunda etkili. Bana göre Türkiye'deki en büyük eksikliklerden bir tanesi antrenör eğitimi. Bu eğitimin yetersiz olmaması sebebiyle birçok antrenör yurt dışında kendini geliştirmek için bir uğraşa giriyor. Tabii diğer parametreler de beraberinde geliyor; tesisleşme, altyapıya bakış gibi.. 19, 20 yaşında oyuncuyu genç olarak nitelendirip, onların gelişimi için 2 ya da 3 sene zaman verilmesi ve 23 veya 24 yaşına gelmiş bir oyuncudan sahada performans beklenmesi de yanlış. O yüzden altyapıdaki eksiklerden bir tanesi eğitim ama eğitim ile beraber doğru bir planlamanın olmaması ve kulüplerin kendi profilini oluşturamamasını söyleyebiliriz."
"Premier Lig'de pas ve düşünce hızı çok farklı"
Mustafa Alper Avcı, Türkiye ile İngiltere arasındaki oyun farkına da dikkat çekerek, "İngiltere Premier Lig'de oyunun hızı, pasın hızı, düşünce hızı, taktiksel zeka ciddi farklılık oluşturuyor. Championship'te ise biraz daha fiziksel verilerin öne çıktığını gözlemleyebilirsiniz. Türkiye'ye göre pasın hızı, oyunun hızı farklı. Bu ritmi bulamadığınızda zaten ciddi farklılıklar oluyor. Topun oyunda kalma süresini de eklediğimizde maalesef tempodaki düşüklükler, maçtan maça fark eden oyun anlayışları en büyük fark" açıklamasını yaptı.
"Türkiye, birçok lig seviyesinin gerisinde"
Türk futbolunda transfere harcanan paraların sürdürülebilir başarıyı getirmediğini vurgulayan Avcı, "Diğer liglerdeki kulüp yapılarını doğru analiz ettiğimizde Türkiye olarak birçok lig seviyesinin çok gerisinde kaldığımızı gözlemleyebiliyoruz. Ekonomik anlamda bağımlıyız, altyapı vermediğimiz önem bizi transfere bağımlı hale getiriyor. Yurt dışına baktığımızda gerek antrenörlerin çalışma süresi gerek genç oyuncuların buldukları süre bizlerden katbekat daha fazla. Ülkemizdeki kulüplerin ekonomik anlamdaki yapılarını da gözlemlediğimizde ciddi anlamda problemli bir lig haline geliyoruz. Tabii ki çok değerli oyuncular Türkiye'ye geliyor; İlkay gibi, Ederson gibi.. Bu bizim ligimizin kalitesini gösterse de diğer tarafta gerçeklerle yüzleştiğimizde maalesef diğer liglere göre eksik kaldığımızı görebiliyoruz" diye konuştu.
"Avrupa'da başarı elde edilememesindeki sebep, taraftar ve sosyal medya baskısı"
Türkiye'de kulüplerin transfere büyük bütçeler ayırmasına rağmen Avrupa'da başarılı elde edilememesinin sebeplerini ise sarı-siyahlı takımın teknik direktörü, şu şekilde açıkladı:
"Avrupa'da başarı elde edilememesindeki birinci sebep, taraftar ve sosyal medya baskısı. Büyük camialarda bu beklentilere yönelik transferler yapılıyor. Ama Türkiye'de ciddi anlamda scouting departmanına sahip kulüp yok. Suyun başına scouting departmanı bulunuyor. İngiltere'de artık 6, 7, 8 yaş gruplarında kulüpler scout çalıştırıyor, kendi kulüp profiline uygun oyuncuyu bulabilme adına. Bizde maalesef böyle bir yapı olmadığı için taraftar ya da sosyal medyanın baskısıyla doğru oyuncu profiline sahip olmasa da transferler yapılıyor. Ayrıca her antrenörün kendine özgü bir taktiksel disiplini, anlayışı oluyor. Bunlar da değiştiğinde transferlerden verim alınamıyor ve saha sonuçları düşüyor. O yüzden öncelikle olması gerek kulübün bir profili, bu profile bağlı scouting departmanı, onunla beraber de yön verilen bir transfer politikası, genç oyunculara yatırımlar, devamında rekabete uygun ve altyapıdan gelen oyunculara da cevap verebilecek bir teknik direktörle kalıcı ve sürdürülebilir bir başarı sağlanabilir."
"Altyapıya yatırım yapmadığımız her gün zarar"
Kulüplerin ekonomik olarak içinde bulunduğu durumun iç açıcı olmadığı üzerinde duran Mustafa Alper Avcı, kurtuluş reçetesinin altyapıdan geçtiğini söyledi. İstanbulspor Teknik Direktörü Avcı, "Bu sebeple altyapıya yatırım yapmadığımız her geçen gün bizler adına zarar. Doğru bir yapılanma ve organizasyon kulüplerin sürdürülebilir başarısı için olmazsa olmaz. Transfere bağımlı takımlar olduğu sürece gerek ekonomik problemler gerekse de kaosun bitmediği kulüp yapılarıyla yüzleşiyoruz. Avrupa ile yarışmak istiyorsak altyapı yaşını 6, 7'ye kadar indirmemiz gerekiyor. Doğru antrenör profilleri oluşturmamız lazım. 6 - 9 yaş aralığında çalışan bir antrenörün birkaç sezon altyapıda çalıştıktan sonra Süper Lig'de antrenör olması bizim en büyük problemlerimizden bir tanesi" şeklinde konuştu.
"Ederson ve İlkay Gündoğan takımlarına katkı sağlayacaktır"
Avcı, Manchester City'den Fenerbahçe'ye transfer olan Brezilyalı eldiven Ederson ile Galatasaray'a gelen Türk asıllı Alman orta saha İlkay Gündoğan'ın transferlerini de değerlendirdi. Mustafa Alper Avcı, "Yıllarca çok üst seviyede oynamış değerli oyuncular. Türk futboluna mutlaka katkı sağlayacaklardır. Orkun Kökçü'nün Beşiktaş'a gelmesini de sayabiliriz, bu kulüplerin marka değerini yükseltiyor. Ama o oyuncuları tamamlayan, doğru nitelikte futbolcuları da bulabilmek, doğru kadro inşasını yapabilmek de önemli. Bence kesinlikle takımlarına katkı sağlayacaklardır. Ama bunun sonu yok, çok ciddi bonservisler. Evet, bu tür oyuncular alınmalı ama tamamlayıcı olarak kendi oyuncularımızı da yetiştirebilirsek zaten dünya futbolundaki elit kulüplerin yaptığı organizasyonların bir benzerini başarmış olacağız" ifadelerini kullandı.
"Milli takımda istikrar var"
A Milli Futbol Takımı'nın performansına değinen başarılı teknik direktör, kırmızı-beyazlı takımı sahada izlemenin keyif verdiğini aktardı. Avcı, "Milli takımda istikrar var. Montella çok değerli bir teknik adam. Türk futbolunu çok yakından tanıyor. Kendi oyun anlayışının ihtiyaçlarına yönelik oyuncuları seçebilen bir teknik adam. Genç bir jenerasyona sahibiz, çok değerli oyuncularımız var. Takımdaki tecrübeli isimlerin yanına birçok genç oyuncu dahil edildiğinde izlemesi keyif veren bir milli takım oluştu. Antrenöre sabır gösteriliyor. Oyuncuların katkısı da ortada. Gerek milli takım gerekse kulüp seviyesinde Avrupa ile yarıştığımız seviyeyi artırma şansımız olursa çok daha iyi bir milli takım göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Dünya Kupası'na gitmememiz için sebep yok"
Milli takımın geleceğine dair de umutlu konuşan Mustafa Alper Avcı, "Dünya Kupası'na gitmememiz için de bir sebep yok. Artık Türk futbolundan da yurt dışına birçok oyuncu ihraç edebiliyoruz. Avrupa'nın 5 büyük liginde oynanan oyunla kendi ligimizdeki oyun arasında ciddi fark var. Türkiye'deki oyun, bizim hedefimiz olmamalı. Avrupa'daki oyunu yakalayabilme adına doğru adımları atmalıyız. Yunus Akgün çok doğru bir örnek. İngiltere'de geçirdiği bir sezon ve sonrasında Türkiye'ye dönüşü çok daha farklı oldu. O yüzden oyuncuların benzer tecrübeyi edinip tekrar Türkiye'ye dönmeleri bizleri belli bir noktaya taşıyacaktır. O yüzden Dünya Kupası veya Avrupa'da milli takımın başarısı kaçınılmaz ama yurt dışındaki oyuncu sayımızı ve kendi ligimizin keyfini artırmamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.


