İşte Suriye gerçeği: Trump Şam’da!
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Aslında bu kare her şeyi anlatıyor. Trump afişleri Şam’da billboardlarda!
Hayır, yapay zeka ürünü değil.
CNN İnternational muhabirinin, anonslarıyla hazırladığı Suriye izlenimleri haberinden. Zaten kanalın internet sitesinde yayınlandı. Arayıp kendiniz teyit edebilirsiniz.
Afişte “Suriye YENİDEN umutlu” yazıyor. Trump’ın “ABD’yi YENİDEN büyük kılacağız” sloganına gönderme yapılıyor yani.

Şam sokaklarından bir fotoğraf daha. Bu kez Trump afişte yalnız değil. Suudi Arabistan’ın güçlü prensi Selman ile birlikte.
Afişin altında “Teşekkürler Suudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletleri” yazıyor.
Aslında hepimizin çoktan görüp bildiğini anlatıyor fotoğraflar.
Bölgenin - hatta kendisine göre- “dünyanın şerifi” Trump ve Suriye’ye vasi tayin ettiği S. Arabistan bize geleceğimizin haberini veriyor.
Aynı zamanda, Şara’nın, Türkiye’nin de desteğiyle elini kolunu sallayarak Suriye’yi ele geçirmesinin ardındaki hikayeyi anlatıyor.
Tıpkı Irak’ın işgalinde olduğu gibi, Suriye’nin de neredeyse saatler içinde düşmesinin nedenlerini gösteriyor.
Şara çoktan teslim olmuş. Türkiye, yani AKP iktidarı çoktan onaylamış. ABD’nin bölge dizaynında bir “ROMANTİK TRAJEDİNİN DAHA SONUNA GELİNMİŞ”!
Az ilerisi Gazze. Oradaki filmin adı ise, “SOYKIRIMIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ”!
Lafın gelişi değil!
Avrupa’nın her köşesinde Gazze’de yaşananlar “soykırım” diye niteleniyor. Öyle protesto ediliyor.
Biz de kınım kınım kınıyoruz!!
Mesela.. Gazze’ye insani yardım, yani bebek maması, yiyecek, ilaç falan götüren gemi İsrail askerleri tarafından durduruldu. İçindekiler rehin alındı.
Madleen gemisindekilerin akıbeti henüz belirsiz.
Neyse ki, kendisini “Gazze’nin tek savunucusu” diye takdim etmeye doyamayan iktidar, Dışişleri’ne bıraktığı tepkiyle İsrail’i protesto etti:
“Netanyahu hükümetinin, seyrüsefer serbestisini ve deniz güvenliğini de tehdit eden bu menfur saldırısı, İsrail’in bir terör devleti olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.
Gazze'de açlığı bir silah olarak kullanan ve insani yardımların ulaştırılmasını engelleyen İsrail’in soykırım politikalarına karşı uluslararası toplumun haklı tepkisi devam edecektir. İsrail’in saldırgan ve hukuk tanımaz tutumu, insanlık değerlerine sahip çıkan sesleri susturamayacaktır.”
Netanyahu ne kadar korkmuştur, kim bilir!
Ama, danışmanları, 2010 yılında yine Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisinin İsrail komandoları tarafından basıldığını.. 10 kişinin bu baskında öldüğünü.. Erdoğan’ın ise “giderken bana mı sordunuz” dediğini hatırlatmış olmalı!
* * *
Aralarında bir TC vatandaşı ile Türk asıllı bir Alman vatandaşının da olduğu Madleen aktivistleri de yola çıktıklarında Erdoğan’a sormadı diye biliyorum.
Sormaya kalksalar da ulaşabilirler miydi, sanmam.
Zira Reis buralarda pek meşgul. Bir türlü kanıtlanamayan İBB iddialarıyla ve CHP’ye kayyum atama projesiyle uğraşıyor.
En son, okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim, gazeteci sevgili Erk Acarer ortaya çıkardı ki, Kurultay günü İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu telefonda görüşmüş.. Ve Kılıçdaroğlu yarıştan çekilmek istediğini açıklıkla ifade etmiş!
Bir zamanlar “her tuttuğu altın oluyor” denilen Erdoğan, şimdi neye elini atsa kurutuyor. O kadar ki işler, “Saray’dan son çıkan elektrikleri kapatsın” noktasına geldi gelecek.
Dilerim, umarım.. Irak ve Suriye’nin başına gelenleri birileri bizim de başımıza getirmeye kalkmadan çıkıp giderler Saray’dan da bir romantik trajedi de biz yaşamayız!!
İKİ MEDYA NOTU:
* Bildiğim kadarıyla Anadolu Ajansı ve TRT Suriye’de akredite. Yani rahat rahat dolaşıp haber yapabiliyorlar. Merak ettim, Şam sokaklarında hiç mi gözlerine ilişmemiş bu billboardlar. Haberi yine uzaklardan mı almalıydık..
* KRT televizyonu, yolda sahip değiştirince ilginç bir noktaya gelmişti. Kılıçdaroğlu’nun kurultayla ilgili “şaibe” açıklaması orada, canlı yayında gündeme düşmüştü. Son olağanüstü kurultaya dair iddialarıyla dikkati çeken Berhan Şimşek de orada esip savurmuştu. Kanalın “BİRİLERİ” için işlevi bitmiş olmalı ki, deyim yerindeyse fişini çekiverdiler. Onca meslektaşımı, maaşlarını ve yemek paralarını ödemeden ortada bırakıverdiler. Gazeteci meslek örgütleri bu konuda, üyeleri olup olmadığına bakmaksızın devreye girmeli. Meslektaşlarına sahip çıkmalı. Sağlık nedenleriyle gidemesem de yanlarındayım, hazırım!


