İsteğe bağlı sigortalılık nedir? Sahte sigortalılığın nedenleri
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi, vatandaşın yaşamında en kritik güvence. Çalışma hayatı boyunca düzenli sigortalı olmak herkesin imkânı dahilinde olmuyor. Kimi hiç çalışamıyor, kimi yarı zamanlı iş buluyor, kimi de işsiz kaldığında günlerini dolduramıyor. İşte bu noktada devreye “isteğe bağlı sigorta” giriyor. Yani vatandaşın kendi cebinden prim ödeyerek sosyal güvenlik şemsiyesi altında kalabilmesi.
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILIK NEDİR?Türkiye’de ikamet eden ve zorunlu sigortalı olacak bir işte çalışmayan herkes bu haktan yararlanabilir. Ayrıca yurtdışında olup da Türkiye’nin sosyal güvenlik anlaşması yapmadığı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları için de aynı imkân söz konusudur. Şartlar nettir:
- Zorunlu sigortalı bir işte çalışmıyor olmak,
- Ay içerisinde 30 günden az çalışıyor ya da eksik süreyle sigortalı görünüyor olmak,
- Kendi sigortalılığı nedeniyle malullük veya yaşlılık aylığı almıyor olmak,
- 18 yaşını doldurmuş olmak.
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce isteğe bağlı sigorta ödeyenler için de haklar korunmuş, herhangi bir işlem yapmadan bu kapsamdaki sigortalılıkları devam ettirilmiştir.
NEREYE VE NASIL BAŞVURULUR?İlk defa isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan “İsteğe Bağlı Sigorta Giriş Bildirgesi” ile ikamet ettikleri yerdeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne veya merkezine başvurmaları gerekiyor. Bugün artık e-Devlet üzerinden de birkaç dakikalık işlemle online başvuru yapılabiliyor. Daha önce isteğe bağlı sigortalılığı olanların yeniden sisteme dahil olması içinse sadece bir dilekçe yeterli.
PRİMLER NASIL ÖDENİR?İsteğe bağlı sigortalı, aylık kazancını kendi beyan ediyor. Bu kazanç, prime esas alt ve üst sınır arasında olmak zorunda. Prim oranı %32’dir. Bunun %20’si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası için; %12’si ise genel sağlık sigortası için alınır. Yani bugün yatırılan her prim hem emekliliğe hem de sağlık güvencesine dönüşüyor.
Ancak unutulmaması gereken kritik bir kural var: Primler, ait olduğu ayı takip eden 12 ay içinde ödenmezse o ay için hizmet hakkı tamamen kaybolur.
BAŞLANGIÇ VE SONA ERME ŞARTLARIİsteğe bağlı sigortalılık, başvurunun Kurum kayıtlarına geçtiği günü takip eden günden itibaren başlar. Sona ermesi ise; kişinin kendi talebiyle çıkması halinde prim ödenen son günü takip eden günden, emeklilik aylığı bağlanması halinde talep tarihinden, vefat halinde ise ölüm gününden itibaren olur.
1 Ekim 2008’den sonra ilk defa isteğe bağlı sigortalı olanlar ile eski kanunlara göre isteğe bağlı prim ödeyenlerin bu tarihten sonra ödedikleri primler 5510 sayılı Kanunun 4/b (Bağ-Kur) statüsünde kabul edilmektedir. İşte bu düzenleme, sahte sigortalılık sorununu doğuran en kritik eşiktir.
1 Ekim 2008’e kadar vatandaşlar, isteğe bağlı SSK primi ödeyerek çalışmadan da SSK statüsünde sigortalı olabiliyordu. Ancak bu hak kaldırılınca, isteğe bağlı sigorta sadece Bağ-Kur statüsünde değerlendirilmeye başladı.
Türkiye’de emeklilikte hangi statüden emekli olunacağı son 2520 gün üzerinden belirlenir. SSK’dan emekli olmak, Bağ-Kur’a göre daha kolaydır. Bu yüzden emeklilik hesabında avantaj sağlamak isteyen vatandaş, son dönemde SSK’lı görünmek ister. Ama iş bulamayan veya fiilen çalışamayan kişiler bu imkândan mahrum kalınca, sahte sigortalılık denilen yasa dışı yola başvuruyor.
Sahte sigortalılık, kişinin gerçekte çalışmadığı halde bir tanıdığının işyerinde sigortalı gösterilmesidir. Kağıt üzerinde sigortalı görünen bu kişi aslında işyerinde yoktur. SGK denetimlerinde bu durum tespit edildiğinde, söz konusu günler tamamen silinir. Silinen günler sonrası kişi emeklilik için gerekli gün sayısını dolduramıyorsa, bağlanan emeklilik maaşı da iptal edilir. Dahası, bugüne kadar ödenmiş emekli maaşları ve yapılan sağlık harcamaları faiziyle birlikte geri alınır.
Bugün binlerce vatandaş sahte sigortalılığın mağduru. Aslında bu mağduriyetin temelinde, 2008’de kaldırılan isteğe bağlı SSK hakkı yatıyor. Çünkü vatandaş kendi isteğiyle SSK statüsünde prim ödeyemediği için mecburen fiilen çalışmadan sigortalı görünmeye yöneliyor. Eğer bu hak yeniden tanınsaydı, ne vatandaş mağdur olurdu ne de sosyal güvenlik sisteminin güvenilirliği zedelenirdi.
Bir başka önemli detay ise şu: Emekliliğine 1260 günden az eksiği olan kişiler, bu süreyi Bağ-Kur’da tamamladıktan sonra SSK’ya geçerek yine SSK’dan emekli olabilir. Ancak bu kuralı bilmeyen pek çok vatandaş, gereksiz yere sahte sigortalılığa yöneliyor ve hayat boyu birikimini riske atıyor.
İsteğe bağlı sigortalılık, vatandaşın kendi cebinden prim ödeyerek yarınını güvence altına alabilmesinin en meşru yoludur. Ancak 2008’de yapılan değişiklik, bu yolu daraltmış ve sahte sigortalılığı körüklemiştir. Çalışma hayatının gerçeklerine bakıldığında, özellikle işsiz kalan ya da eksik günleri bulunan milyonlarca vatandaş için isteğe bağlı SSK hakkının yeniden tanınması büyük önem taşımaktadır.
Bugün sosyal güvenlik sadece rakamlar, tablolar ve kanun maddelerinden ibaret değildir. Bu mesele, vatandaşın yarınına duyduğu güvenin adıdır. Eğer insanlara kendi emekliliğini yasal yollarla güvence altına alma imkânı yeniden verilirse, sahte sigortalılık gibi yollara da gerek kalmayacaktır.


