İzmir deki saldırı Metaverse ürünü mü? Son dakika haberleri
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Saldırıyı gerçekleştiren 16 yaşındaki E.B, karakolla aynı sokakta oturuyor, lise öğrencisi ve hiçbir suç kaydı yok. Doğal olarak araştırılan konu, E.B’nin bir terör örgütü bağlantısının olup olmadığı, herhangi bir kişi ya da örgütten talimat alıp almadığı. Aynı zamanda E.B’nin radikal örgütlerin propagandalarından etkilenip etkilenmediği de araştırılıyor.
Kanlı saldırıda pompalı tüfek kullanan E.B’nin bu kadar soğukkanlı şekilde eylemi nasıl gerçekleştirdiği, tüfek kullanmayı nereden öğrendiği de titizlikle irdeleniyor. Eylemi gerçekleştiren E.B’nin yakalandığında tekbir getirmesi, saldırının radikal bir kökten dinci terör örgütü ya da grubun motivasyonuyla yapılmış olabileceğini akıllara getirdi. E.B'nin, IŞİD'in öldürülen lideri Ebubekir El-Bağdadi'nin "Artık Türkiye eylemlerin hedefinde olacak" sözlerini sosyal medya hesabında paylaştığı ortaya çıktı.
Ailesinin ifadelerine göre son günlerde radikal eğilimler sergileyen E.B, radikal bazı internet sitelerinde vakit geçiriyordu. Güvenlik birimleri; bu saldırının amacını ve arkasında azmettiren olup olmadığını ortaya çıkaracaktır ancak son dönemde gündelik hayatımızda gençleri etkileyen en az terör kadar büyük bir tehdit var ve o da Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne (MGSB) girmiş durumda.
METAVERSE (SANAL EVREN) TEHDİDİ
Türkçe’ye, “sanal evren” olarak çevrilen Metaverse, sistem içindeki kullanıcıların tamamının aynı artırılmış gerçeklik veya sanal gerçeklik deneyimini paylaşmasını öngörüyor. Bu platformda bulunan kişiler sanal kişilikler (Avatarlar) aracılığıyla yer aldıkları için sanal evrende kişisel hak ve sorumlulukları belirleyecek, ortaya çıkabilecek kriminal ve etik sorunları yönetebilecek bir sisteme ihtiyaç duyuluyor.
Avatarların hukuki bir dayanağı bulunmuyor. Bu nedenle sistemde avatarların görüntüleri kolaylıkla manipüle veya taklit edilebiliyor. Metaverse programının yol açabileceği bir başka tehdit, başta gençler olmak üzere bireylerin gerçek dünyaya yabancılaşma ihtimali. Yapılan araştırmalar bu tehdidi çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağının yüzde 60’ı, milenyum kuşağının ise yüzde 62’si, kişinin kendisini çevrim içinde nasıl sunduğunun gerçek hayatta nasıl sunduğundan daha önemli olduğunu düşünüyor. Milenyum kuşağının yüzde 39’u, kendisini çevrim içi ortamlarda daha iyi ifade edebildiğini söylüyor. Metaverse’in yol açabileceği bir başka tehdit ise toplum genelinde huzursuzluğa yol açma ve manipülasyonlara uygun ortamı sağlama ihtimali. Aynı zamanda kötü niyetli kişiler veya gruplar bu program üzerinden gençleri eğitebiliyor ve suç işlemeye yönlendirebiliyor.
DİJİTAL MANİPÜLASYON (DEEPFAKE) TEHDİDİ
Dijital, sanal evrenin tehditleri bununla sınırlı değil. Başka biçimlerde karşımıza çıkan başka tehditler de var. Bunlardan biri de dijital manipülasyon… Yapay zekâ terminolojisinde, derin öğrenme tekniği kullanılarak oluşturulan sahte videolar, “deepfake” olarak adlandırılıyor. Günümüzde yapay zekâ teknolojisi yardımıyla dijital bir görüntüyü değiştirip yüzü, sesi, mimikleri ve konuşması ile bir insanın kendisinin dahi ayırt edemeyeceği kadar inandırıcı, gerçek dışı videolarını üretmek mümkün. Dijital platformlarda deepfake teknolojisindeki sahtekârlıklar, gerçeğin manipüle edilmesi, kaynak olarak kullanılan gerçek kişilerin izinsiz olarak görüntülerinin başka amaçlar için kullanılması ve bu kişiler üzerinden olmayan bir gerçeğin üretilip kitlelerin aldatılması ya da manipüle edilmesi şeklinde çok boyutlu olarak karşımıza çıkıyor. Bu tehdide karşı olarak geliştirilecek deepfake karşıtı yazılımların küresel boyutta destek görmesi, savunma politikalarının dijital ortamdaki tehditlere yönelik güncellemeleri içermesi, deepfake teknolojisinin zarar verici kullanımının önüne geçilebilmesi için dijital suçla mücadeleyi destekleyecek yasalar oluşturulması çok önemli.
KUANTUM BİLGİSAYARLARIN TEHDİDİ
Kuantum bilgisayarlar, zor görevleri bir saniye gibi hızlı sürede tamamlayan kuantum bitleri kullanarak çağın makinelerinde daha hızlı çalışma ve bilgileri 100 bin kat daha hızlı deşifre etmeye olanak sağlıyor. Şifrelenmiş verilerin kuantum sistemlerine açık olması nedeniyle bu bilgisayarların yaygınlaşması fikri ve ticari hayatta katkı sağlayabileceği gibi ciddi güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. İnternet üzerinden şifreli gerçekleştirilen bir alışveriş, banka işlemleri ile sosyal medya etkileşimlerinin kuantum bilgisayarlar sayesinde başka kullanıcılar tarafından kontrol altına alınabilir.
Hatta bu sistemlerin devletlerin dijital savunma sistemlerini yok edebilecek güce sahip olabilecekleri öne sürülüyor. Kuantum bilgisayarların yol açabileceği tehditler karşısında ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü’nün 2022 yılı itibariyle kuantum dirençli şifreleme algoritmaları oluşturmak üzere 70 ekip kurarak çalışmalara başladığı biliniyor. Türkiye’de kuantum bilgisayarlara yönelik tam manasıyla bir farkındalık oluşmadı. Bu konuda bir eylem planı hazırlanmasına yönelik fikri düzeyde dahi hazırlık yok. Ülkemizde Kuantum bilgisayar geliştirmeye yönelik girişimlerin desteklenmesi, dünyadaki gelişmelerin yakından izlenmesi, risk ve fırsatların takip edilmesi, bu doğrultuda kapsayıcı bir stratejinin geliştirilmesi yerinde bir karar olacaktır.
Kuantum Kütleçekimi çalışmaları ve geliştirilen kuantum sensörler sayesinde dünya üzerinde zaman ve yer bulma yöntemlerinin tamamen değişebileceği, dünyanın herhangi bir yerindeki bir insanın tam konumunu hiçbir GPS cihazı kullanmadan öğrenmenin mümkün olabileceği, bu gelişmenin askeri harekâtların karakterine önemli etkiler yapacağı, yön bulma teknolojilerinin uydudan bağımsız farklı bir döneme geçeceği, kuantum radarları ile görünmezlik (stealth) teknolojisine sahip uçakların tespitinin mümkün olabileceği belirtiliyor.


