İzmir Körfezi’nde ölü balıklar kıyıya vuruyor, denizin rengi bile değişti! İzmir’de neler oluyor? ‘Körfezi besleyen dere yataklarında ağır metaller bulundu’
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
İzmir’de özellikle Bayraklı Konak arasında yoğunlaşan bir deniz kirliliği söz konusu. Balık ölümleri de bu hat boyunca, Bayraklı sahilinde, Turan sahilinde, Karşıyaka sahilinde, Pasaport-Konak İskelesi arasında ve Konak-Üç Kuyular sahil hattı boyunca görülüyor. Kıyıya vuran ölü balıklar ekipler tarafından toplanmaya devam ediyor.
Balık ölümlerinin temel nedeni olarak körfezdeki yoğun kirlilik gösteriliyor. Peki ama ne oluyor da İzmir Körfezi balıkları öldürecek kadar ciddi bir kirlilik düzeyine ulaşıyor? Bu ölümlere nasıl dur diyeceğiz?
80’Lİ YILLARDA BAŞLADI, UZUN YILLARDIR DEVAM EDİYOR
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “İzmir Körfezi özellikle 80’lerden sonra süregelen sanayileşme, kentleşme ve buna karşı yeterli altyapı yatırımlarının gerçekleştirilememesi nedeniyle, uzun yıllardır yoğun bir kirlilik yüklerine maruz kalıyor. Bunun sonucu olarak, akıntı hareketlerinin nispeten az olduğu iç körfezde, mikro-organizmal faaliyetlerle sıkça karşılaşıyoruz” dedi.
ENDÜSTRİ, TARIM, ATIK SULAR VE DAHA FAZLASI
“Kirliliğin fazla, sıcaklığın elverişli olduğu anda alglerin aşırı çoğalıp sonra ölmesiyle hidrojen sülfür, azotlu bileşiklerin parçalanmasıyla amonyak oluşuyor. Bunun dışında, dipte, kirlilik sonucu çökelmiş çamurlu bölgelerde bakteriler sülfatı, hidrojen sülfüre çeviriyor. İşte bu gazlar, kıyı hattı boyunca oldukça kötü kokulara neden oluyorlar. Ayrıca, alglerin sudaki çözünmüş oksijeni tüketmesi sonucunda balık ve diğer deniz canlılarının ölümleri görülebiliyor, bu durum koku sorununu daha da artırıyor” diyen Özçelik körfezdeki kirliliği şöyle açıkladı:
“İzmir Körfezi gibi kapalı sistemlerde, kıyıya yakın durgun ve sıcak sularda, atık suların denize deşarj edildiği noktalarda bu etkiler daha yoğun hissediliyor. Kıyı kirliliği, genellikle insan kaynaklı karasal ve denizel faaliyetler sonucu ortaya çıkıyor. İzmir’de endüstriyel ve tarımsal aktivitelerle, kanalizasyon ve atık su deşarjıyla, kentsel yüzeysel akışla ve de tekne ve platformlardan gerçekleşen kirli su deşarjıyla körfez kirleniyor.”
KÖRFEZİ BESLEYEN DERE YATAKLARINDA AĞIR METALLER BULUNDU
Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, iç körfezi besleyen 10’un üzerinde dere yatağı olduğunu, bu derelerden körfeze akan sularda, kimyasal, organik ve biyolojik kirleticilerin bulunduğu ve de ağır metale rastlandığının zaman zaman rapor edildiğini söyledi.
“Bunun dışında, körfeze doğrudan kanalizasyon ve atık su deşarjı olduğuna dair Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın tespitleri de bulunuyor. Kurak dönemlerde dere akışları az olduğundan veya kanalizasyona verilen su miktarı düşük olduğundan kirletici konsantrasyonları da yüksek oluyor” diyen Özçelik ekledi:
“Bu nedenle, derelerin veya kanalizasyon hatlarının denize bağlandığı deşarj noktalarında yoğun kirletici etkileri görülüyor. Deniz suyunun sıcak olduğu, rüzgâr ve akıntı hareketlerinin kirletici yüklerini iç körfezde hapsettiği zamanlarda, mikro-organizmal faaliyetleri, alg ölümleri sonucu koku yayılımını ve nihayetinde oksijensiz deniz ortamında balık ölümlerini hep beraber görüyoruz.”
BALIK TÜRLERİNİN GÖÇ ROTASI
Özçelik, akarsu ve derelerimizin denizle birleştiği kıyı şeridinin, çoğu balık türü için göç rotası üzerindeki kavşak niteliğinde olduğunu söyledi, “Akarsular, embriyo gelişimi için ideal oksijen açısından zengin bir ortam sunduğu gibi, pek çok türün yumurtalarını bırakması için elverişli çakıllı yataklara sahiptir. Ayrıca balık yumurtaları ve yavru balıklar için açık denizlere nazaran oldukça korunaklıdır” dedi.
KIYI ŞERİTLERİMİZ BU BALIKLAR İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP
Ceyhun Özçelik, “Özellikle tatlı suda doğan, yavruyken tuzlu denize göç eden ve burada yetişkin hale geldikten sonra üremek için tekrar tatlı suya dönen balıklar (Anadrom) için, tuzlu suda doğan yavruyken tatlı suya göç eden ve yetişkin hale geldikten sonra üremek için tekrar denize dönen (Katadrom) balıklar için ve de tatlı suda veya nehir ağzında doğan larva evresinde tuzlu suya sürüklenen yetişkin hale gelmek ve üremek için tekrar tatlı suya göç eden (Amfidrom) balıklar için, akarsu ve denizlerimizin birleştiği kıyı şeritleri hayati öneme sahiptir” diye konuştu.
İzmir’deki toplu balık ölümlerinin büyük kısmı kirli suların geldiği akarsu/kanalizasyon ve denizlerimizin birleştiği sudaki kirliliğin yüksek, oksijen seviyesinin çok düşük olduğu bu minvalde kıyı kesimlerinde gözleniyor. Yer yer su kalitesindeki ani düşüş, buna bağlı balık hastalıkları ve enfeksiyonlar sonucu toplu balık ölümlerinin gerçekleştiği de rapor ediliyor.
Doç. Dr. Ceyhun ÖzçelikBALIK ÖLÜMLERİNE NASIL DUR DENECEK?
“Sorunun çözümü doğrultusunda, belediye ekiplerince ölü balıkların toplanması ve deniz suyuna oksijen verilmesi gibi faaliyetler gerçekleştiriliyor” diyen Özçelik yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
-- Öncelikli yapılması gereken körfeze kirletici girişinin önlenmesi ve körfez tabanına çöken çamurun temizlenmesidir.
-- Sonrasında, körfezin kendini dalga ve akıntı hareketlerine bağlı olarak kısa sürede temizleyeceğini söyleyebiliriz.
-- Derelerden gelen suyun kalitesi arttıkça, körfezdeki mikrobiyolojik faaliyetler ve dolayısıyla alg ölümleri azalacak, buna bağlı olarak kötü koku da ortadan kalkacaktır.
--Umarım etkin bir su kaynakları yönetimi ortaya koyarak, Karşıyaka’dan, Konak’a Balçova’ya tüm körfez boyunca, tertemiz bir deniz ve sağlıklı bir ekosisteme erişiriz.
Fotoğraflar: DHA, İHA


