Jandarma tayinlerinde Menzil gölgesi Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Geçen hafta Jandarma Genel Komutanlığı’nda bir üst rütbeye terfiler, emekliye sevkler belli oldu. Daha önce emekliye ayrılan komutanların toplu listesi yayınlanır, kimin emekliye ayrıldığı bilinirdi. Şimdi ise “Gizli-kişiye özel” kayıtlı yazıyla emekliye sevk edildikleri belirtiliyor. Örneğin şu anda kimin emekliye sevk edildiğini ancak çok yakın arkadaşları biliyor.
Jandarma Genel Komutanlığı’nda Menzil tarikatının etkili olduğu basında sıkça yer alıyor. Geçen yıl tarikatın önde gelen isimlerinden birisinin Genel Komutanlığa gidip bazı generallerle fotoğraf çektirip bunu paylaştığını da hatırlatalım. Daha önce olmayan bazı görüntüler, söylemler de eksik olmuyor. Örneğin, komutanla görüşmesi gereken alt rütbedeki isimlere daha çok komutanın namazda olduğu, camiye gittiği söyleniyor. Oysa aynı karargahta geçmişte de namaz kılan, camiye gidenler vardı. O zaman, benzer durumda, komutanın şu anda uygun olmadığı, camiye gittiyse de dışarıda olduğu belirtilirdi.
ÖNCE OKUL, SONRA SİLAH ARKADAŞI
İlçe Jandarma komutanlarından bazılarının müftü, imam dururken toplulukta Kuran-ı Kerim okuduğu da sıkça bilinen bir durum. Oysa, bir ilçe jandarma komutanının terfisi buna göre değil, suçlularla mücadele edişi, halkla ilişkilerine, liyakatına göre olmalı. Güvenlik görevlisinin liyakatı öne çıkarılmalı. Suçla mücadelenin hem teorisini hem pratiğini bilen, sahada ve karar alma süreçlerinde kendini kanıtlamış generallerden dört yıl olan görev süresini doldurmadan sistem dışına çıkarılması da pek uygulanan bir yöntem değildi.
Günümüzd,e kendilerini Atatürk’ün önce okul arkadaşı, sonra silah arkadaşı olarak gören komutanların soruşturma, benzeri olumsuzlukları olmamasına ragmen emekliye sevk edilmeleri onlar için de büyük acı.

İKİ KEZ GAZİ OLDU
Haksızlıklar baştan başlıyor. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı Albay Nurettin Alkan, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün hain darbe planı döneminde arkadaşları Ahmet Hacıoğlu, Ali Demir, Güven Şağban ve Aziz Yılmaz’la karargahı darbeci grubun elinden kurtarmaya çalışan ve onlara karşı silah kullananlardı. O gece Albay Nurettin Alkan darbeci gruba karşı mücadele ederken kolundan yaralandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Devlet Övünç Madalyası” verildi ve Tuğgeneralliğe terfi ettirildi.
Bu onun ilk gaziliği değildi. 1993’te bölücü terör örgüt Diyarbakır’ın Çüngüş ilçesinde yol kesmişti. İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Nurettin Alkan, teröristlerle çatıştı. Bindiği araç adeta kevgire çevrildi. Hem kendisi, hem şoförü yaralandı. Şoför, direksiyon hakimiyetini kaybetti araç dereye yuvarlandı. O gün, ikisi de yaralı kurtulmuştu.
Cumhurbaşkanının elinden “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” almış bir general kim ve kimlerin hedefi olabilir? Bu sorunun cevabı, yalnızca bireysel ilişkilerde ya da idari kararlarla açıklanamaz. Ortada daha derin, daha yapısal bir problem olduğunu akla getiriyor. Bu iddiaları araştırmak, kamuoyunu da bilgilendirmek gerekiyor.
ÖNERGELERE CEVAP YOK
CHP İzmir Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı ve İçişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Gölge Bakanı Murat Bakan, Jandarmada tarikat iddialarıyla ilgili çok sayıda soru önergesi verdi. Özellikle Menzil başta olmak üzere Kurdoğlu tarikatının etkili olduğunu öne sürdü. Murat Bakan, Menzil ve diğer tarikatlarla ilgili sorularına cevap verilmediğini belirtti ve şunları söyledi:
“Jandarma Genel Komutanlığı, kolluk kuvvetleri içinde en az siyasallaşan kurumdu. Daha önce Emniyet’ten şikayetçi olunurken, jandarmanın bugün daha çok siyasallaştığını, tarikat ve cemaatlerin atama, tayin ve terfilerde birinci öncelik haline geldiğini önergelerimde vurguladım. Sorular yönelttim. Özellikle Menzil, Kurdoğlu, Süleymancıların etkilerinin olduğunu da vurguladım.”
Eğer bu iddialar doğruysa, devletine sadakatle bağlı komutanların görevden uzaklaştırılması, sadece bir şahsın tasfiyesi değil, kurumun geleceği açısından da ciddi bir güvenlik sorunu olarak değerlendirilmeli.
BİR GARİP DURUM
Kanun, kural bilen, bunların dışına çıkmayan, Atatürk’ün jandarması, haksızlıklara uğradığı dönemde de devletine küsmedi. Örneğin, albayın atanması gereken göreve, Nurettin Alkan’ı Tümgeneral rütbesiyle atadılar. Nasıl olsa onur meselesi yapıp istifa edeceği düşünüldü. O zaman bu durumu soranlara, “Türk milletine hizmetin yeri yoktur” deyip üzüntüsünü içine attı.
Muğla İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Emrullah Büyük, Tümgeneralliğe terfi ettirildi. Emrinde tugaylar, alaylar olması gereken komutan Moskova’ya atandı. Generalliğe terfi etmeniz için sahada olmanız gerekir. Buna da yeterince uyulmuyor. Örneğin Özel Kalem Müdürü Albay Barış Soyal, terfi ettirildi ve Bitlis’e jandarma komutanı olarak atandı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Foça’da birliğinin başında olan Tümgeneral Semih Okyar, Moskova Askeri Ataşesi Tuğgeneral Hadiyet Arıkan da emekliye sevk edilenler arasında bulunuyor. Erzurum’da görevli Tuğgeneral Doç. Dr. Engin Avcı da emekliye sevk edildi.
“KOMUTANLIĞIN EMRİNE” DENİLDİ
Şunu biliyoruz. Dört yıllık görev süresini doldurmadan bir komutan alınıyor, emekliye sevk ediliyorsa bunun için ya soruşturma geçirmesi, arsızlık, hırsızlık gibi olaylara karışmış olması gerekir. Yani, objektif bir gerekçesi olmalı. Komutanların kararnamesinde, “Jandarma Genel Komutanlığı emrine” yazıldı. Ama görevden alınma tamamen kadro boşaltmaya dönük olduğu, alınanlara yeni görev vermek değil, emekliye sevk edilmek olduğu anlaşıldı.
Bir komutan söyledi: “Terfilerde namaz kılıyor mu, oruç tutuyor mu?” gibi kıstaslar aranıyor. Yani, Allah’ın sorması gereken sorular bizler için soruluyor. Oysa bizim için ‘suçla mücadele ediyor mu, ahlaklı mı, görevini hakkıyla yerine getiriliyor mu?’ gibi araştırmalar yapılmalıydı” diyor. Tarikatın, cemaatin etkisiyle terfi ediliyor, görevden almalar yapılıyorsa yazık ki ne yazık...
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Çardakçı’nın en azından milletvekillerinin iddidialarını cevaplandırmalı.


