Jeopolitik yanında iç politik risklere de dikkat Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, jeopolitik riskleri iyi analiz ettiklerini, kimsenin kaygı duymamasını söylemiş. Bu riskleri nasıl yönetecekler orası meçhul ama son dönemde iyice artan iç politik risklerin ekonomiyi bozmaya devam etmesi konusunda ne düşünüyorlar, acaba?
Merkez Bankası yönetimi dün bankacılarla bir araya gelip küresel ekonomideki son gelişmeler ile yurt içi makroekonomik görünümü ele almış. Büyük ihtimal yine TL’den dövize kayışı engelleyecek önlemler konuşulmuştur.
Özetle; ekonomi yönetimi büyüyen risklerin, bu nedenle de piyasalarda yoğun olarak konuşulan, “zaten kırılgan makro dengelerin, bu krizlerden nasıl etkileneceği” tartışmalarından rahatsız olmuş gözüküyor.
Bu tartışmalardan rahatsız olacak bir şey yok; risklerin şeffaf biçimde, tüm yönleriyle tartışılması gerektiği açık. Tartışılacak ki; karar alıcılar önümüzdeki dönem nelerle karşılaşabileceklerini iyi görebilsinler. Risk analizi yapıp, olacakları görmeleri lazım ki; işlerini ona göre düzenleyebilsinler. Rahatsız olmak yerine tartışmaları ekonomi yönetimi de yakından takip etmeli ki; halkın geleceği için daha rasyonel kararlar alabilsin.
Jeopolitik gelişmelerin ve senaryoların takip edildiğini belirten Bakan Şimşek, piyasalarda istikrarın ve ekonomide sağlıklı işleyişin sürdürülmesi için, “kurumların güçlü bir eş güdüm içinde gereken tedbirleri hızlı ve kararlı şekilde almaya hazır olduklarını” belirtmiş.
Ardından, “Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda senaryolar üzerinden ekonomimize yönelik yapılan spekülasyonlara lütfen itibar etmeyiniz” demiş. Programla ekonominin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdıklarını savunan Şimşek, enflasyonla mücadelede kararlı olduklarını, dezenflasyonun devamı için gerekli tüm adımları atmaya devam edeceklerini kaydetmiş.
SORU ÇOK, GÜVEN YOK
Açıklamayı okuyan piyasa oyuncuları, bankacılar, iş insanları ve vatandaşlar burada yazanlar karşısında “Oh, hadi rahat edelim, bizi yönetenler ekonomiyi iyi idare ediyor” diyebilirler mi?
Sizce; eş güdümün olmadığını geçmiş iki yıl içerisinde, herkes görmedi mi? 19 Mart’ta yeterince döviz satılıp, kurların patlaması neden engellenmedi o zaman? 2 yılda tek haneye ineceği söylenen enflasyon, hâlâ yüzde 35 değil mi? TÜİK’in yardımıyla yıl sonu 30’a indirildi diyelim; 20’nin altına indirmek için gereken radikal kararları, siyasi iradenin alamayacağını, herkes görmüyor mu?
Enflasyonla mücadelede kararlı olduklarını söylemek için çok geç. Artık inmeye başlıyor derken, 19 Mart’ta çıkarılan krizin ekonomiye çıkardığı faturayı, herkes görmezlikten mi gelsin?
Yetkililerin son iki yıllık performanslarını bilip de bu yapılan açıklamayı okuyanlar, nasıl olup da söylenenlere güvenecekler? “Bakan Şimşek ve Merkez Bankası yönetimi istediğini yapamadı, tam işler düzeliyor dendiğinde siyasi kararlarla yeniden işler bozuldu, yani teknisyenler enflasyonla mücadele etmek istiyor ama bir türlü izin verilmiyor” denilebilir, hepimiz de söyledik. İyi de gelinen noktada sonuç değişiyor mu?
Bu açıklamada jeopolitik riskler yanında iç siyasi riskler yer almıyor. İmamoğlu’nun avukatı ve Fatih Altaylı işlerini yaptıkları için tutuklandılar. Bakan Şimşek, bu devam eden baskılarla ekonomide işlerin düzelmeyeceğini görmüyor mu?
Hukuk devleti ve demokrasi olmadan, ekonominin kalıcı düzelmeyeceğini artık Bakan Şimşek de görmeli.


