Kaboğlu’ndan Halk TV’ye karartmaya tepki: Anayasaya aykırı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, Halk TV ve Sözcü TV'ye 8 Temmuz'dan itibaren uygulanması beklenen 10 günlük yayın yasağı hakkında açıklamada bulundu.
Kararın anayasaya aykırı olduğunu söyleyen Kaboğlu, "Her iki yaptırım kararında da hem anayasaya aykırılık açıktır, hem de telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması kesindir. Bu bakımdan İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu yürürlüğü durdurma kararını kaldırması anayasaya aykırıdır.
Bir an önce bu konuda Bölge İdare Mahkemesi'nin yürürlüğü durdurma kararını vermesi, bu yaptırımın askıya alınması ve bunun iptal edilmesi anayasamızın gereğidir. Özgürlükçe anayasal düzenin, demokratik hukuk devletinin ve demokratik toplumun gereğidir" dedi.
‘TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ZARARLAR’Kaboğlu, kararın anayasaya aykırı olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu:
‘DİPLOMA YIRTMANIN YAPTIRIMI OLAMAZ’"Anayasamızın 13'üncü maddesine göre hak ve özgürlükler, sınırlandırılabilir. Hak ve özgürlükler askıya alınamaz. Madde 15'e göre eğer Türkiye'de olağanüstü hal var ise, seferberlik hali veya savaş durumu var ise, o zaman durumun gerektirdiği ölçüde durdurulabilir. Bu nedenle Halk TV ve Sözcü için uygulanan bu yaptırım anayasaya kesinlikle açık olarak aykırıdır. Hatta Anayasa madde 6'ya göre, kaynağını anayasadan almayan hiçbir devlet yetkisi kullanılamaz kuralı açıktır. Bu açıdan RTÜK kaynağına anayasadan almayan devlet yetkisi kullanmıştır. Anayasayı ihlal etmiştir. Bu bakımdan bu kararın idare mahkemeleri tarafından ivedi bir şekilde kaldırılması ve iptal edilmesi gerekmektedir. Televziyon yayınlarının durdurulması aslında çok yönlü olarak açıkça anayasaya aykırı olduğu gibi, bu yaptırımların uygulanması telafisi mümkün olmayan zararlar da yaratacaktır. Çünkü 10 gün süreyle iki televizyon bütün toplumun bugün ve geleceğini ilgilendiren haberleri halka ulaştırmaktan yoksun kılıcaktır. Halk haber alma hakkını daha sınırlı bir biçimde kullanabilecektir. Bu açıdan her iki yaptırım kararında da hem anayasaya aykırılık açıktır, hem de telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması kesindir. Bu bakımdan İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu yürürlüğü durdurma kararını kaldırması anayasaya aykırıdır. Bir an önce bu konuda Bölge İdare Mahkemesi'nin yürürlüğü durdurma kararını vermesi, bu yaptırımın askıya alınması ve bunun iptal edilmesi anayasamızın gereğidir. Özgürlükçe anayasal düzenin, demokratik hukuk devletinin ve demokratik toplumun gereğidir."
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Boğaziçi Üniversitesi mezuniyet töreninde diplomasını yırtan Doruk Dörücü'nün şafak baskını ile gözaltına alınması hakkında da konuşan Kaboğlu, son 6 aydır tanık olduğu gözaltı eylem ve işlemlerinin yüzde 99'unun anayasaya aykırı olduğu belirtti. Kaboğlu şu ifadeleri kullandı
RESMÎ GÖREVLİLERE ÇAĞRI"Çünkü anayasa madde 19'a göre yargıca böyle bir takdir yetkisi tanınıyor olmakla birlikte Ceza Mahkemesi Kanunu, bunun seçeneklerini adli kontrol başlığı altında öngörmüştür. Yani bir kişinin suçlu olduğu şüphesi var ise o kişi gözaltına alınmaz, tutuklanmaz. O kişi yargılanır ama serbest bir biçimde yargılanır. Eğer kaçma kuşkusu ya da delilleri yok etme şüphesi varsa o zaman adli kontrolde yaptırımı uygulanır. Bu açıdan emniyetin gözaltı uygulaması, savcıların tutuklamaya sevk kararı, hakimlerin tutuklama kararı kesinlikle anayasaya aykırıdır. Bugün tanık olduğumuz bu gözaltı kararı da bir kişinin kendi diplomasının yırtmasının yaptırımı olarak bir gözaltı olamaz. Çünkü diploma bir kamu malı değildir. Herkesin kendi mülküdür. Ancak öldükten sonra mirasçıları onu sahiplenebilir. Yoksa kendi diploması, malı mülkü üzerine başkalarına zarar vermemek kaydıyla dilediği gibi tasarruf edebilir."
Bütün anayasal kurumları anayasaya saygıya davet eden Kaboğlu, "Yasama yasa yaparken, yürütme yasaları uygularken, yargı da yargılama görevini yaparken, anayasaya uymalıdır. Anayasanın üstünlüğü kuralı, yani madde 11 herkesi bağlamaktadır. Bu açıdan hukuka bağlılık, anayasaya bağlılık hepimizin yararınadır.Hukuk güvenliğinin olmadığı bir ülkede ne iktisadi güvenlik olur, ne toplumsal güvenlik olur ne de siyasal istikrar sağlanır. Bu nedenle anayasaya uymak aslında bir ortak andımızdır. İstanbul Barosu Başkanı olarak, resmi görevlileri keyfi uygulamalardan kaçınmaya çağırıyorum. Anayasayı ihlal eden görevlilerin de yaptırıma tabi tutulmasını talep ediyorum" diye konuştu.


