Kâbus dolu günler biter mi? Sözcü Gazetesi

Ülkedeki, çürüme çok derin!

İşin en ilginç yanı bu çürümenin 2018 yılından sonra hızlanması... Son 7 yılda ülke içinden çıkılmaz sorunların bataklığı haline geldi.

Batı dünyasında eşi-benzeri olmayan, ancak Güney Amerika ülkelerinde görülen “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” yani “Tek Adam Rejimi”, çöküşü hızlandırdı.

Kâbus dolu günler yaşıyoruz!

Devlet bu kadar da sahipsiz mi ki, sahte diplomalı mühendisler, doçentler, profesörler ülkeyi sarmış...

Çeteler, 270 üst düzey kamu görevlisinin imzalarını ele geçirmişler, hem YÖK’ün sistemine, hem de E-Devlet sistemine elektronik olarak yerleşmişler...

Okuyup üniversiteyi bitirmeye ne gerek var? Parayı bastıran binlerce kişi istediği diplomayı almış!

Dünyada böyle başka bir ülke var mıdır?

Çeteler, ahtapotun kolları gibi kuşatmışlar her yeri...

Kirliliğin ve çürümüşlüğün boyutları hem mide bulandırıyor, hem de ürkütüyor insanı!

Hukuksuzluğun, sahtekârlığın hâkim olduğu bir ülkede her türlü pislik olur!

★★★

İddianamede okuyoruz!

Çeteler, ellerini kollarını sallaya sallaya Saray’a, bakanlıklara girmişler...

Bakanlıkların katlarını, bakanların odalarını ofis olarak kullanmışlar.

Kim ya da kimler soktu onları Saray’a, bakanlıklara?

Osmanlı döneminde “Lâle Devri” vardı...

Safahat her yanı sarmış, devleti batırmıştı...

Şimdiki dönem “Sahte Diploma Devri”

Çeteler devletin her yanına sızmış!

Hukuksuzluk, adaletsizlik, sahtekârlık bu dönemin özelliği!

★★★

Ülkemizde ağır bir ekonomik kriz yaşanıyor.

Milyonlarca insan geçim derdinde...

Birçok insanımız yarı aç, yarı tok yaşıyor...

Emekliler, asgari ücretliler perişan...

Ormanlarımız cayır cayır yanıyor...

Kadın cinayetleri dur durak bilmiyor...

Türkiye yoksulluk, yolsuzluk, yozlaşma batağında çırpınırken “sahte diploma çeteleri” ortalığı kasıp kavuruyor.

Başka bir ülkede böyle bir skandal ortaya çıksa yer yerinden oynardı. Fakat bizde, sorumluluk duygusuyla istifa eden bir tek yönetici bile yok!

Onlar “LAYÜSEL”dir... Yani hesap sorulamaz varlıklardır. Ülke batsa da onlara dokunulamaz!

★★★

Sistem bozuk!

Bu sistem, haklının değil, güçlünün kazandığı, hemen her şeyin ayağa düştüğü, çarpık, haksız, adaletsiz bir düzen yaratıyor.

Kâbus dolu günlerin bitmesi, bu hengâmeden kurtulma umudu var mı?

Şeffaf, âdil ve demokratik bir yönetim anlayışına dönülmediği sürece, hiçbir umut yok bence!

Değerli bir sanatçıyı kaybettik.

Türk pop müziğinde 1970’li yıllara, kız kardeşi Rana Alagöz’le birlikte damgasını vuran, çok sayıda ödül sahibi olan Selçuk Alagöz 81 yaşında aramızdan ayrıldı.

Selçuk Alagöz 80 dilde şarkı söyleyerek tarihe geçen bir müzisyendi ve bir “Altın Mikrofon” ve “4 Altın Plak” sahibiydi...

Geçen yıl onun 80’inci yaş gününü ailece beraber kutlamıştık. Selçuk Alagöz, son bestelediği “Yaş Seksen Oldu” şarkısını okumuştu bizlere...

“Ne çabuk geçti yıllar, yaş seksen oldu,

Seksen mevsim çiçekler yeşerdi, soldu,

Acı, tatlı anılarla uzun bir yoldu.

Aklım ile bedenim, yapışık kardeş,

Biri seksen yaşında, diğeri on beş.

★★★

Akıl baharda, yazda, beden sonbahar,

Kartopu oynamadan eridi karlar,

Zıt kardeşler olsalar da, iyi ki varlar,

Aklım ile bedenim, yapışık kardeş,

Biri seksen yaşında, diğeri on beş.

★★★

Bodrum’da hayatını kaybeden Selçuk Alagöz, İstanbul Zincirlikuyu’daki aile kabristanında toprağa verildi. Mekânı cennet olsun.

Çıktığın kapıyı çok sert çarpma, bir gün dönmek zorunda kalabilirsin!