Kamu işçilerini bekleyen tehlikeyi açıkladı!
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
600 bin kamu Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olan Kamu Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Çerçeve Protokolü görüşmelerinde aylardır kamu tarafının teklifi bekleniyordu.
İşçleri temsilen Türk-İş ve Hak-İş teklif sunmuş ve kamu işveren sendikası TÜHİS'ten teklif bekleniyordu.
Teklif nihayet açıklanırken, işçileri memnun etmedi. Kamu tarafı, işçilerin ücretlerinde 2025 yılı birinci 6 ayı için yüzde 16, 2025 yılı ikinci 6 ayı için yüzde 8, 2026 yılı birinci 6 ayı için yüzde 7, 2026 ikinci 6 ayı için yüzde 5 artış teklif etti. Bu teklif kamu işçileri tarafından “hakaret” olarak yorumlanırken, bu teklif aynı zamanda işçileri de endişelendiren bir teklif oldu.
Kamu işçileri için kritik zam görüşmesi: 600 bin işçi sonucu bekliyor
Verilen teklifi ve kamu işçilerinin durumunu değerlendiren Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik Birgün'deki yazısında, işçilere sunulan teklifin hükümetten geldiğinin altını çizdi: "Teklif kamu işveren sendikası TÜHİS tarafından verilse de asıl muhatap kuşkusuz hükümet. TÜHİS kendisine verilen siyasi emre uygun bir teklif veriyor. Asıl muhatabı şaşırmamak önemli. 'TÜHİS teklif verdi' demek iş bilmezlik değilse hedef şaşırtmaktır."
Teklifin bu kadar gecikmiş olmasını sorumsuzluk olarak gören Çelik zam bekleyen işçilerin durumuna dikkati çekti:
"Oysa 600 bin kamu işçisinin bir bölümü Temmuz 2024’te bir bölümü ise Eylül 2024’te zam almıştı. Kamu işçileri neredeyse bir yıldır aynı ücretlerle çalışıyor. Ücretler enflasyon ve vergi artışları karşısında eridi. İşçilerin alacakları TİS farkları pula döndü."
KAMU İŞÇİLERİ NE İSTİYOR?
Kamu işçisi zam oranı belli oldu mu?
Kamu işçilerinin seçim dönemi olan 2023'te aldıkları zamları anımsatan Çelik, "Bu artışlar o dönem verilen sendikal aktif bir mücadeleden ziyade siyasi atmosferin bir sonucuydu. Ancak aradan geçen iki yılda koşullar çok değişti. Yüksek enflasyon ve hükümetin kemer sıkma politikaları nedeniyle kamu işçilerin ücretleri ve emek gelirleri ciddi biçimde geriledi." ifadelerine yer verdi.
İşçi tarafının bu ortamda hazırladığı teklifin makul olduğuna işaret eden Prof. Dr. Çelik, mevcut durumda kesintilerle birlikte kamu işçilerinin 40-42 bin lira civarında maaş aldıklarını bildirdi.
Çelik "Kamu işçileri hem ücretlerinde ciddi bir artış hem de vergi kesinti yükünün artmasından korunmak istiyor. Örneğin teklifle vergi oranlarının yüzde 15’te sabitlenmesi isteniyor. Vergi dilimleri artışı işçilerin belini büküyor." diye durumu ifade etti.
İşçilerin sırtındaki vergi yükünü anlatan Çalışma Ekonomisi Uzmanı Çelik şunları kaydetti:
"Kamu işçilerin önemli bir bölümü Haziran 2025 itibariyle yüzde 27’lik üçüncü vergi tarife dilimine girdi. Diğer bir ifadeyle şu anda 2024’teki ücretlerinden daha düşük ücret alıyorlar ve bu ücretleri zaten enflasyon karşısında erimiş durumda.
Yıllık brüt 330 bin TL ve üzeri ücret kazancı yüzde 27’lik vergi dilimine tabi. Kamu işçilerin ödeyecekleri aylık gelir vergisi yılın ikinci yarısında ilk yarıya göre ikiye katlanacak ve 14-15 bin TL’yi bulacak. Prim kesintileriyle birlikte toplam kesinti oranları yüzde 30’un çok üzerine çıkacak.
Dahası işçilerin birikmiş toplu iş sözleşmesi farklarının bir bölümü yüksek vergi oranları nedeniyle budanırken bir bölümü de enflasyon nedeniyle erimiş olacak. Hükümet toplu iş sözleşmesi farklarının finans maliyeni düşürmek için de toplu iş sözleşmesini geciktiriyor. Enflasyonist ortamda ücret farklarının geç ödenmesi işçilerin aleyhine bir durum. Ali Cengiz oyunları bitmiyor!"
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Hükümetin bu teklifinin sendika tarafından öngörülüp buna göre hazırlık yapılması gerektiğini söyleyen Çelik, hükümetin iki yıldır izlediği ekonomi politikası doğrultusunda hareket ettiğini belirtti. Çelik'e göre, hükümet bu nedenle de ücret artışlarını geçmiş ve gerçek enflasyona göre değil enflasyon hedefine göre yapmak istiyor.
"Hükümet bunu hiç saklamadı." diye de ekleyen Çelik pazarlıkta hükümetin atacağı adımı açıkladı:
"Günün sonunda ilk 6 ay için önerdiği yüzde 16’lik teklifi birkaç puan daha iyileştirip, yıllık yüzde 30 civarında bir artış önerecek ve bunda ısrar edecektir."
Prof. Dr. Aziz Çelik'e göre kamu işçileri Özal döneminden bu yana en büyük meydan okuma ve hakaret ile karşı karşıya. 1989-1990 yıllarında Özal dönemindeki "Bahar Eylemleri"ni anımsatan Çelik "hükümet eylemlerin ardından yüzde 140 artışları kabul etmişti. Zor oyunu bozmuştu!" dedi.
Çelik asıl görevini yerine getirmesi gerekenin sendika tarafının olduğuna işaret etti: "Hükümet aslında ne yaptığını biliyor. Asıl sorun sendikalarda."
İşçilere sunulan teklifin "hakaret" olduğunu yineleyen Çelik, sendikaların bu durum karşısında hazırlıksız olmasını ve güçlü bir çıkış yapmamalarını eleştirdi.
"600 bin kamu işçisini ciddi bir tehlike ve oldu bitti bekliyor. Bu denklemi ancak kararlı bir mücadele değiştirebilir." diyen Çelik, asgari ücretle ilgili Türk-İş'in ısrarcı olması gerektiğini söyledi. Asgari ücrete yapılacak iyi bir zammın kamu işçilerine yapılacak zammı da etkileyeceğine dikkati çeken Çelik, "Düşük asgari ücret bütün ücretleri aşağıya çeker ve işçileri birbirine düşürür." dedi.
"Anlaşılan o ki birkaç eylem girişiminden sonra Türk-İş ve Hak-İş “kanuni grev” silahını devreye sokacak. Ancak bu silah boştur. Kanuni bir grevin işe yarama ihtimali iki nedenle düşüktür" diyen Çelik işçilerin bir kısmının grev yasağı kapsamında yer aldığını belirtti. Bu kısımdaki işçiler için Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) gidileceğini ancak bu kurulun da hükümetin arzusuna göre karar vereceğini söyleyen Çelik, bu yolun kamu işçisi için hüsran olacağını söyledi.
İkinci tehlike olarak grevlerin fiilen Cumhurbaşkanının iznine tabi olmasına işaret eden Çelik "Cumhurbaşkanı istinasız her grevi “milli Güvenlik” ve “genel sağlık” gerekçesiyle erteleyebilir." dedi.
Ortadoğu'daki gerilimin de bu kararlara gerekçe edilebileceğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:
"Kamu işçisi için tehlike yıllık yüzde 125 artış isteyip yüzde 30’lara razı edilmek olacaktır. Hükümetin olası planı açıktır. Ancak sendikaların planı nedir?
Görünen köy kılavuz istemez. Kamu işçisini ve ardından diğer işçileri bekleyen tehlike gizli saklı değil. Kamu işçilerini temsil eden sendikalar içinde bulundukları uyuşukluktan sıyrılmalı ve verdikleri teklifin gereğini yapmalıdır.
Uzağa gitmeye gerek yok kamu işçileri kendi tarihlerine bakarlarsa ne yapmaları gerektiğini görecekler."


