Karanlık çağ lobisi
Haber7 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Düşünün, pilotlar sendikası, insansız hava araçlarının işlerini ellerinden alacağını söyleyerek eylem yapıyor, baskı grupları oluşturuyor ve sonunda İHA - SİHA işini yasaklatıyor.
Baykar gibi şirketlere de en fazla otomobil sektörüne yedek parça üretmek düşüyor. Ülke geri kalsa da mühim değil, yeter ki pilotlarımız kendilerini güvende hissetsinler!
Ya da misal televizyon yayıncıları öyle kuvvetli bir lobi oluşturuyor ki Türkiye’de internet yasaklanıyor. İnternetten haber almaya kalkanlar suçüstü yakalanırsa linç ediliyor. Türkiye internetsiz bir ülke olarak mutlu mesut hayatına devam ediyor. Yeter ki televizyon yayıncılarımızın ekmeği eksilmesin!
“Olur mu öyle saçma şey yahu” diyerek güldüğünüzü görebiliyorum. Tamam, belki bunlar olmuyor ama bunlar kadar saçma başka bir şey oluyor.
Dünyanın hemen her ülkesinde kullanılan taksi uygulamalarının Türkiye’de çalıştırılması yasak. Daha doğrusu, uygulamaların kendisi değil de uygulama üzerinden yolcu taşıma hizmeti vermek yasak.
Neden? Çünkü taksici lobisi öyle istiyor!
Taksiciler dışında taşıma hizmeti verenlere “korsan” deniyor. Çünkü taksi plakaları yok. Peki “taksi plakası olanın memlekete hayrı ne”, kimse sormuyor.
Sıfır vergi veren, canları nasıl isterse o şekilde çalışan, yolcu beğenmeyen, rotaları kafasına göre seçen taksiciler… Memlekete o kadar çok hayırları dokunuyor ki kendileri dışında birileri taşımacılık yapmaya kalkarsa yol kesip adam dövüyor, cam çerçeve kırıyor!
Yol kesene korsan derler ama bizim taksiciler yapında adı “ekmek kavgası” oluyor. Tanesi 8 milyon liradan 100 tane taksi plakası olan adam “ekmek kavgası” yapıyor… Yerseniz!
Detayları bir yana bırakalım… Her biri milyoner olan taksicilerimizin öyle kuvvetli bir lobisi var ki ABD’den Rusya’ya, Fransa’dan Azerbaycan’a kadar dünyanın her medeni ülkesinde kullanılan taksi uygulamaları Türkiye’de çalışamıyor, yasa dışı ilan ediliyor.
Ben son birkaç yıldır tüm yurtdışı seyahatlerimde bu uygulamaları kullanıyorum. Bunların en bilineni Über ama artık başka markalar da var. Telefonumdaki uygulamaya sadece gitmek istediğim adresi yazıyorum ve dakikalar içinde taksi ayağıma geliyor.
Üstelik ekonomik tipten lüks modellere kadar fiyat farkı ödeyerek istediğim türde araç seçebiliyorum. Gideceğim rotaya göre ödeyeceğim ücreti baştan görüyorum, kazıklanma endişem yok. Ödeme kredi kartımdan yapılıyor, sürücü ile ne pazarlık yapıyorum ne de para alışverişi. Seyahatin sonunda sürücüye ve araca puan verebiliyorum, olumsuz konuları bildirebiliyorum. İstersem sürücüye bahşiş bile bırakabiliyorum.
Sürücülerin tamamı kendi aracını kullanan insanlar olduğu için uygulamalar taksiye göre çok daha güvenli. Öte yanda, bildiğiniz gibi taksilerde çalışan inanların büyük çoğunluğu araç ve plaka sahibi değil.
Uygulamalarda yapılan tüm ödemeler kayıt altında ve her kuruşun vergisi veriliyor. Elden para alışverişi çok az olmakla beraber, o da maliye tarafından takip edilebiliyor.
Uygulamalar, olumlu bir rekabet ortamı oluşturduğu için kaliteli hizmet verenlerin kazanmasını ve uzun vadede fiyatların düşmesini sağlıyor. En sık gösterilen örneklerden biri Moskova. Uygulamalardan önce havaalanı-şehir taksi ücretleri 150-200 dolar civarında iken şimdi 20 dolarlara kadar düşmüş durumda.
Dünyanın her yerinde fiyatları düşüren, kaliteyi artıran ulaşım/taksi uygulamaları, küçük bir grubun çıkar hesapları yüzünden hala Türkiye’ye giremiyor. Bir yanda uzaya gidiyoruz, atom santrali kuruyoruz, SİHA teknolojisinde dünya lideriyiz. Diğer yanda dünyanın en basit konularından birinde adeta karanlık çağı yaşıyoruz.
Gaffar Yakınca / Haber7


