Kartalkaya davası başlıyor: Yüreği yanan aileler ve sanıklar ilk kez yüz yüze Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 78 kez "olası kastla öldürme", "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istenen 13 sanık ile "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edilen 19 sanık bugün hakim karşısına çıkacak.
Müştekiler ile taraf avukatlarının da ilk duruşmada hazır bulunacağı, 210 müşteki ve 32 sanığın yer aldığı dosya kapsamı göz önüne alınarak duruşma için 14 günlük süre ayrıldı.
Taraf sayısının fazlalığından adliyedeki duruşma salonlarının kapasitesi yetersiz kalacağı için Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu, 700 kişilik duruşma salonuna dönüştürüldü.
İç ve dış cepheleri boyatılan salona güvenlik kameraları yerleştirildi. Salondaki aydınlatma sistemi tamamen değiştirildi, elektrik altyapısı yenilenerek jeneratör sistemine bağlandı, UPS bağlantısı yapıldı.
OKUL ÇEVRESİNE POLİS BARİKATIOkulda ayrıca kadın ve erkek tutuklular için ayrı bölümler hazırlandı. Mahkemenin yapılacağı okulun çevresi, polis ekipleri tarafından barikatlarla tamamen kapatıldı. Yeni otopark alanları oluşturulurken, polis ekipleri de yoğun güvenlik önlemi aldı.
1000 POLİS GÖREV YAPIYOROkula giden ana yol, iki yönlü olarak ulaşıma kapatıldı. Mahkeme salonuna girecek kişilerin, polis ekiplerinin oluşturacağı kontrol noktalarından listedeki isimlerine bakılarak girişlerine izin veriliyor. Mahkeme boyunca okul içerisinde ve dışında çevre illerden gelen takviye ekiplerle birlikte yaklaşık 1000 polis görev yapıyor. Mahkeme salonunun önüne AFAD ve Kızılay ekipleri tarafından görevliler için de çadırlar kuruldu. Hayatını kaybeden 78 kişinin aileleri ve oteldeki yangından sağ kurtulan kişiler ile çok sayıda vatandaş duruşmanın görüleceği salona akın etti. Davaya katılacak olanlar polis kontrol noktasından geçirildikten sonra alana alınıyor. Çok sayıda vatandaşlar da ellerinde ‘Başka Ceren yok’, ‘İhmail değil, olası kast’, ‘Yangının adı Kartalkaya’, ‘Hesap verilmeden yas tutulmaz’ yazılı dövizler taşıdı. (D
AİLELER AÇIKLAMA YAPTIGrand Kartal Otel’de 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin davanın ilk duruşması öncesi, yangında hayatını kaybedenlerin yakınları basın açıklaması yaptı.
Duruşma öncesinde yangın faciasında yakınlarını kaybeden aileler basın açıklaması yaptı. Açıklama, aileler adına yangında oğlu Ömür'ü kaybeden anne Zeynep Kotan tarafından okundu.
"O gece yalnızca bir yangın çıkmadı, o gece göz göre göre gelen, bile bile yapılan ve engellenmeyen bir katliam yaşandı. Bunun adı ihmal değil, bunun adı cinayettir" ifadelerine yer verilen açıklama şu şekilde:
"Grand Kartal Otel, Kartalkaya'daki en büyük ve en bilinen otellerden biridir. Otelin sahipleri ve yöneticileri binayı avuçlarının içi gibi tanıyorlardı; yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Biliyorlardı ki, bir yangın çıkarsa burada insanlar ölecek. Yine de hiçbir önlem almadılar ve ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal Otel'in sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadılar. Ne bir uyarı verdiler, ne bir alarm sistemi devreye girdi, misafirler tek bir kelimeyle, tek bir işaretle bile uyandırılmadı. Onlar arabalarını kurtarmaya giderken, bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Biz mi sevdiklerimizi ölümden ölüm beğenirken, otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş, meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık, nasıl bir merhametsizlik, nasıl bir vicdansızlıktır?
Biz her şeyi takip ettik, ediyoruz. Olaydan yalnızca bir ay önce hazırlanan ve otelde yangın önlemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koyan ancak otel sahiplerinin 'Bu önlemler çok masraflı' diyerek geri çektirdiği denetim raporunu biliyoruz. Bu ihmali göz yuman mal yetkilileri, yangının söylenenden daha erken başladığını, yangın anında yalnızca ayrıcalıklı misafirler için yapılan kurtarma operasyonunu, tüm otel yöneticilerinin ve personelinin kurtulduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtilen altın zamanın, canlarımızı kurtarmak için değil, otel sahiplerinin araçlarının çıkarılması için kullanıldığını, karar kılan delilleri silinen kamera kayıtlarını da biliyoruz.
Artık tek bir beklentimiz var: Yargılama süreci şeffaflıkla yürütülsün ve tüm gerçekler gün ışığına çıksın.
"Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz"Biz bugün burada, bu katliamda sorumluluğu bulunan herkesin ve her kurumun hesap vermesini talep ediyoruz. Bugün sanık sandalyesinde oturanlara ek olarak, görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında da derhal soruşturma izinlerinin verilmesini bekliyoruz. Bilirkişi raporunda, bu yangında 1. dereceden sorumlu olduğu belirtilen Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, hiçbir zaman soruşturma izni vermedi. Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz.
"Bu ülkenin gençleri çıkar uğruna ölüme terk edildi"O gece 78 can yitirdik, 36'sı çocuktu. Ölenlerin yaş ortalaması yalnızca 27'ydi, yani hayatlarının daha başındaydılar. Onlar, yeni bir yüzyıla umut atmış kuşağını temsil ediyorlardı, ama 2025'in bir kış gecesinde ihmalin ve açgözlülüğün karanlığında nefessiz bırakıldılar. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi, torunlarımızı geleceğe hazırlıyorduk, mezara değil. Onların öldüğü yer bir savaş alanı değil, bir tatil oteliydi. Sabah kayak yapacaklardı ama sabaha ulaşamadılar, çünkü o binada bulunanlar ve o binaya göz yumanlar kendi keyifleri ve maddi çıkarları uğruna bu ülkenin gençlerini, çocuklarını bile bile ölüme terk ettiler.
"Kim susarsa bu katliama ortak olur"Biz buradayız, yasımızı bir kenara koyduk, canlarımız için dimdik ayaktayız. Susmayacağız. Kim susarsa, kim geri durursa, bu katliama ortak olur. Bu dava yalnızca bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da yalnızca canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu. Ama biz bu küllerden adalet ateşini yeniden yakacağız, evlatlarımız için, insanlık için, bu ülkenin onuru için."


