Kedilerin dillere destan özelliği, İHA lara ilham oldu Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Güney Koreli araştırmacılar, kedilerin olağanüstü görme yeteneğinden ilham alarak askeri insansız hava araçları (İHA) ve gözetleme robotları için devrim niteliğinde bir lens teknolojisi geliştirdi. Değişken ışık koşullarına anında uyum sağlayan ve hedefleri kusursuz bir hassasiyetle takip eden bu teknoloji, geleceğin güvenlik ve gözetleme sistemlerini yeniden şekillendirmeyi vaat ediyor.
Doğanın en yetenekli avcıları olan kedilerin, en zorlu ışık koşullarında bile hareketli nesneleri takip etme yeteneği, Gwangju Bilim ve Teknoloji Enstitüsü'ndeki bilim insanlarına ilham verdi. Ekip, kedilerin bu üstün görüş sistemini taklit ederek İHA'ların operasyonel kabiliyetini zirveye taşımayı ve hedef takibini optimize etmeyi amaçlıyor.
Geliştirilen lens, bir kedinin göz bebeğinin ışığın yoğunluğuna göre anlık olarak daralıp genişlemesi prensibiyle çalışıyor. Bu dinamik ve uyarlanabilir yapı, dronun gece, gündüz veya alacakaranlık fark etmeksizin her zaman optimum görüşü korumasını sağlıyor. Ayrıca, tıpkı avına kilitlenen bir kedi gibi, lens de karmaşık ortamlardaki önemli hedeflere odaklanarak gereksiz ayrıntıları filtreliyor. Bu sayede hem enerji tasarrufu yapılıyor hem de takipte hata payı en aza indiriliyor.
Projenin bir sonraki ve en kritik adımı, bu lens teknolojisine yapay zekâyı (YZ) entegre etmek. Bu sayede İHA'lar, insan müdahalesi olmadan hedefleri otonom olarak tanıyıp kesintisiz bir şekilde izleyebilecek. Bu gelişme, sahadaki verimliliği artırma potansiyeli taşırken, otonom askeri sistemlerle ilgili etik tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Araştırmacılar, teknolojinin henüz askeri operasyonlar için tam olarak hazır olmadığını vurguluyor. Özellikle düşük ışık koşullarındaki görüntü çözünürlüğünün ve hedefe kilitlenme doğruluğunun artırılması için optimizasyon çalışmaları devam ediyor.
Bu inovasyonun potansiyeli ne kadar büyükse, beraberinde getirdiği endişeler de o kadar ciddi. Daha yetenekli ve otonom gözetleme sistemlerinin yaygınlaşması, kişisel mahremiyet ve sivil özgürlükler üzerinde nasıl bir etki yaratacak? Bu teknolojinin kötüye kullanımını önlemek için hangi yasal ve etik düzenlemeler hayata geçirilecek?
Kedilerden ilham alan bu teknoloji, doğanın inovasyon için sonsuz bir kaynak olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Geliştirme aşamasındaki bu lensler, gözetleme anlayışını kökten değiştirme potansiyeline sahip. Ancak bu gücün insanlık yararına nasıl kullanılacağı, teknolojik gelişmenin yanı sıra toplumsal bir bilinç ve küresel bir sorumluluk gerektirecek.


