Kendisi bu hayata uyum sağlamak için canını dişine takmıştı... Özenle büyüttüğü şımarık kızı annesinin yüzünü kara çıkardı!
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Bir de bu tür ailelere sonradan katılanlar var... Elbette bunların birçoğu da taçlı aile mensuplarıyla evlenenler. Her ne kadar bambaşka dünyalardan geliyor olsalar da bu evlilik onların da hayatını değiştirir.
'Modern çağların külkedileri' olarak anılan bu kişilerin en çarpıcı örneği İngiliz kraliyet ailesinin gelini Kate Middleton.
Kolay değil... Sıradan bir ailenin kızı olarak dünyaya gelip, İngiltere'nin gelecekteki kraliçesi olmak, halkın sevgisini kazanmak öyle küçümsenecek bir durum sayılmaz.
ONUN GELECEĞİNİ YAŞAYAN BİRİ VAR
Kate henüz "beklemedeki kraliçe" ama onun geleceğini daha şimdiden yaşayan biri var dünyanın bir ucunda... Ki o da kimi zaman giyimi, kuşamı ve görüntüsüyle 'Kate'in kız kardeşi' olarak anılıyor.
Kim mi bu kişi?
Onun öyküsü, Kate'in yanında biraz daha masal gibi.
Çünkü Danimarka'dan çok uzaklarda, Avustralya'da dünyaya gelip bambaşka bir coğrafyada "kraliçe" oldu...
Üstelik, dilini bile sonradan öğrendiği Danimarka'nın geçmişteki veliaht prensi, şimdinin kralı Frederik'ten bile daha çok sevildi halk tarafından.
HALK ONU KOCASINDAN DAHA ÇOK SEVDİ
Dünyanın hayatta kalan ilk gerçek kraliçesi yani tahtı babasından devralan soydan kraliçesi Margrethe'nin yerini erkenden oğluna devretmesinin nedeni de gelinini korumaktı söylenenlere göre.
Frederik'in adı ihanet söylentilerine karışınca hem onu gerçek hayata döndürmek hem de halkın bunca sempatisini kazanan Mary'yi kaybetmemek için hiç beklenmedik bir anda tahtını evladına verdi.
Bu şekilde de Avustralya'da dünyaya gelip aslında veteriner olmayı hayal eden Mary, Danimarka Kraliçesi tacını giydi.
Tamamen başka bir ortamda yetişen eski adıyla Mary Elizabeth Donaldson, Frederik'in kim olduğunu bile bilmeden onun ilgisini çekti, sonra aşka düşüp evlendiler. Bu süreçte Mary, hiç kolay olmayan bir değişimden geçti.
Kraliyet ailesine uygun giyinmeyi, yürümeyi hatta gülümsemeyi öğrendi. Daha da ötesinde ülkenin hiç bilmediği dilini bile akıcı şekilde konuşur hale geldi. Zaten daha tahta çıkmadan önce de halkın sempatisini çoktan kazanmıştı. Son durumda kocası tahta çıkıp kendisi de kraliçe olduktan sonra ona yönelik sempati de arttı.
BÜYÜK KIZ BİRAZ BAŞLARINI AĞRITACAK GİBİ
Mary ile Frederik'in 19 yaşındaki Veliaht Prens Christian dışında 18 yaşında Isabella adında bir kızları ve Vincent ile Josephine adında biri erkek diğeri kız ikizleri var.
Bu dört çocuk, özellikle de veliaht olan Christian geleceklerine özel olarak hazırlanıyorlar.
Elbette çocuklar yaşlarının gereğini yerine getiriyor hayatın keyfini çıkarıyor olsa da bugüne kadar onları magazin basınına düşüren herhangi bir konu olmamıştı.
En büyük çocuk Christian'ın adının aşk söylentisine karıştığını saymazsak tabii. Ama bu da o yaşta ve göz önünde bir genç için son derece normal.
Ama görünüşe göre Mary ile Elizabeth'in ikinci çocuğu Isabella çiftin başını biraz ağrıtacak gibi.. Hatta buna şimdiden başladı bile.
GİYDİĞİ TİŞÖRT OLAY YARATTI
18 yaşına girişi daha kısa süre önce "prenseslere" layık bir şekilde kutlanan Isabella epeydir fazla rahat, kraliyet ailesine çok yakıştırılmayan hatta bazıları tarafından "şımarık" diye nitelendirilen davranışlarıyla gündeme geliyordu.
Ama genç prenses son yaptığıyla artık kraliyet yorumcularının da "diline" düştü.
Isabella; Danimarka'nın Skandenborg kentinde düzenlenen Smukfest adlı müzik festivaline izleyici olarak katıldı. Yanında ağabeyi Christian ve arkadaşları vardı.
Buraya kadar normal... Her genç gibi onlar da eğlenme haklarını kullandı. Hatta Christan'ın yanındaki Emma adlı okul arkadaşıyla samimiyeti aşk söylentilerine bile yol açtı.
Ama Isabella'nın o festivalde giydiği tişört kelimenin tam anlamıyla olay oldu.. Çünkü genç kızın tişörtünün üzerinde alenen Danimarka dilinde küfürlü ve kaba sözler yazılıydı.
İşte bu durum, Isabella'nın eleştiri oklarını üzerine çekmesine, Danimarka kraliyet ailesinin de bundan nasibini almasına kadar uzandı.
'RAHATLIĞIN DA SINIRI VAR'
Kraliyet yorumcusu Jarl Cordua, Isabella'yı eleştiri yağmurunu tuttu...
Köşesinde genç kızın giydiği tişörtün önündeki küfürlü ve kaba sözleri masaya yatıran Cordua "Zenginler, kraliyet ailesinin ikinci çocuğunun giydiği tişörtün üzerindeki sözler nedeniyle parti düzenliyor" diye yazdı.
Aslında kraliyet ailesi üyelerinin de zaman zaman gevşemeye ve rahat davranmaya hakkı olduğunu hatırlatan Cordua "Buna elbette izin verilmeli. Ama sınırlar var..." diye devam etti satırlarına.
Cordua, kraliyet ailesi üyesi olmanın bazı zorunlulukları beraberinde getirdiğini hatırlatıp birinin Isabella ile oturup konuşması gerektiğini de ekledi.
'ŞAPKALI HANIMLARIN DEVRİ BİTTİ... CESUR PRENSES GELDİ
Deneyimli kraliyet yazarı Jim Lyngvild de Isabella'nın bu tavrının kendisini şaşırttığını belirtmeden geçemedi.
Ama onun düşüncesi bambaşka... Kısaca söylersek Isabella'nın bu davranışını olumlu bile buldu.
Lyngvild "Kraliyet ailesi için uzun yıllardır yapılan en iyi halkla ilişkiler girişimi" diye nitelendirdi durumu.
Bunun nedenini de şöyle açıkladı: "Böylece kralımız da birçok açıdan günümüz değerlerini temsil eden bir ailesi olduğunu gösteriyor. Şapkalı hanımların zamanı geçti, Prenses Isabella geldi."
Onun yorumuna göre dünyada böyle bir şeye cesaret edebilecek tek prenses de Isabella.
AİLEYİ ZOR DURUMDA BIRAKTIĞINI SAVUNANLAR ÇOĞUNLUKTA
Her ne kadar özellikle genç kesim Isabella'nın bu giyim tercihini onaylasa da daha tutucu olanlar genç kızın ailesini zor durumda bıraktığı görüşünde.
Genç kız zaten bir süredir gerçekten de dünyanın farklı ülkelerindeki kraliyet ailesi üyelerinin örneğini çok sergilemediği kadar rahat tavırlarıyla konuşuluyor.
Özellikle de bambaşka bir dünyadan gelip hiç bilmediği kurallara uyum sağlayan annesi Mary'nin olup bitenlerden rahatsız olduğu da konuşulanlar arasında.
Geçtiğimiz nisan ayında Isabella'nın 18'inci yaşı gösterişli bir şekilde kutlanmıştı.
2004 yılında evlenen Mary ile Frederik'in dört tane çocuğu var.


