Kılıçdaroğlu’nun cezaevi ziyaretinin perde arkasında ne var? Ayazı unutmayan bir liderin hafızası...
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Geçtiğimiz günlerde CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Silivri Cezaevi'ne gerçekleştirdiği ziyaret, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ekrem İmamoğlu'na yakın kaynaklar tarafından görüntüler servis edildi, sosyal medyada yorumlar havada uçuştu. Kimileri bu kareleri "helalleşme", kimileri "yeni sayfa" olarak yorumladı. Oysa işin perdesi çok daha farklı…
Aslında ziyaretin mimarı İmamoğlu'nun ta kendisi.

SABAH'ın CHP'den aldığı kulis bilgilerine göre; Silivri'de yolsuzluk nedeniyle tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'na defalarca haber gönderdi. "Gelin… Lütfen gelin… Beni unutmayın…" mesajları, üç kez özel olarak iletildi. Ve sonunda Kılıçdaroğlu bu çağrılara kayıtsız kalamadı, düştü Silivri yollarına.
CHP içinde yaptığım araştırmalara göre cezaevinde yaşananlar ise siyasetin başka bir boyutuna işaret ediyor. Cezaevi ziyareti sonrası Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresine aktardığına göre Ekrem Imamoğlu oldukça yorgun, bitkin ve ciddi biçimde zayıflamıştı. Ancak İmamoğlu'nun fiziksel halinden çok, Kemal Kılıçdaroğlu'na söyledikleri çok daha dikkat çekiciydi: "Ne olur bizi buralarda sahipsiz bırakmayın…""Siz bizim doğal genel başkanımızsınız…" "Siz bize hep yol gösterdiniz… Siyasetteki babamızsınız…" Bu ifadeler, sadece bir vefa değil, aynı zamanda siyasi bir çağrıydı. Kemal Kılıçdaroğlu cephesinde İmamoğlu'nun kurultay darbesiyle indirdiği Kılıçdaroğlu'na verdiği mesajları içerideki belirsizlik ortamında bir tür "siyaseten kendine koruma" alanı oluşturmaya çalıştığı ifade ediliyor. Çünkü cezaevi kulislerinde, CHP'ye kayyum atanabileceği ya da partinin yönetimine dış müdahale ihtimalinin yüksek sesle konuşulduğu belirtiliyor.

Aynı gün bir başka kritik görüşme daha gerçekleşti. Eski CHP Vekili Aykut Erdoğdu da Kemal Kılıçdaroğlu ile cezaevinde görüştü. Görüşmeye dair bilgi veren kaynaklarıma göre ortam oldukça manidardı. El etek öpme girişimleri, göz yaşları, pişmanlık dolu sözler… Erdoğdu'nun: "Bizi affedin…" "Sizi hep sevdik ama yanlış anlaşıldık…"
Ziyaret sonrası atılan resmi mesaj da dikkat çekici.
Ziyaretin ardından İmamoğlu'na yakın bir sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Kılıçdaroğlu'nun adı dahi geçmedi. Halbuki içeride edilen tüm "unutma bizi" yalvar yakar ricalara rağmen bu sessizlik, dış müdahale şüphesini gündeme taşıdı. Mesajın dili, daha çok CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çizgisine yakın bir soğukluk barındırıyordu.


Ancak içerideki manzara, dışarıdaki bu soğukluğun tam tersiydi.
Sonuç olarak…
Siyaset zaman zaman ihanet, çatışma ve kopuşlarla ayrılsa da, cezaevi koridorlarında karanlık çöktüğünde eski yollar stratejik olarak yeniden İmamoğlu tarafından örülmek istenebilir. Bugün Silivri'de olan biten tam da bu. Zamanında "ihanet eden" organize figürlerin, kuyrukları sıkıştığında yeniden "bir araya gelme" arzuları ortaya çıkabilir.

Ancak o figür Kemal Kılıçdaroğlu gibi yediği ayazı unutmayan siyasi hafızası güçlü biriyse! Vay onların haline…


