Kirazın tadını bilmeyen nesil!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Roma İmparatorluğu’nu yıkıp bu toprakların kaderini değiştiren Fatih Sultan Mehmet’in gücü sofrasına gelince işe yaramıyordu. Fatih hayatı boyunca domates ve patates yemedi.
Hayır! Pahalı olduğu için değil! Elbette pahası neyse karşılayabilecek durumdaydı.
Ne var ki, Amerika kıtası daha keşfedilmemiş, bugün sofraların vazgeçilmezi olan bu iki ürünle henüz tanışılmamıştı.
Padişah sofrasında ağırlık etlerde ve yerel sebze-meyvelerdeydi. Kiraz da tadı, görüntüsü ile baş tacı…
Fatih’in özellikle en sevdiği meyve olduğu söylenir.
Milattan önce 74 dolaylarında Karadeniz’de keşfedilip, ağaç fidelerinin bir Romalı komutan tarafından Avrupa’ya götürdüğü bilinir.
Hatta kimi tarihçiler, nokta atışı ile “anavatanı Giresun’dur” der.
Yani “endemik” bir üründür. Buralıdır.
Gelin görün ki şu günde bile 400lirayla 700 lira arasında etiketle satışa çıkartıldığı için yemesi çok zordur.
Bu yüzden de bu yıllar ileride belki de “kirazın tadını bilmeyen nesil” diye anılacaktır.
*. *. *
Ama yemeyiversinler canım.
TÜİK yine iftiharla enflasyon oranlarını açıkladı: Yüzde 35 müjdesi verdi ya! Her ne kadar o oranlarda bile dünya ölçeğinde zirvede olsak da, ZUZMANLAR pek sevindi.. “Enflasyonda beklenenden daha hızlı bir düşüş var” dedi ya!
Hatta, sokaktaki vatandaş değil, cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz bile aylık enflasyonu yüzde 2’nin altında beklerken.. Aaaaa sürpriz, aylık oran 1,37 olarak açıklandı ya!
İşte hep sizin sayenizde.
Kiraz yemezseniz.. Tatile gitmez, gidemezseniz.. Benim gibi, kaç yıllık ayakkabıları lostra marifetiyle yenileyip giyerseniz.. Yine benim gibi, dergi almaktan vaz geçmişseniz..
Tebrikler!
Birkaç yüzyıl öncesine zaman yolculuğunuz başarılı olmuş demektir.
Koskoca Fatih menemen yiyemedi.. Patates kızartmasının tadını bilmezdi de öldü mü!
Gerçekte öldü tabii ama bu nedenlerle değil.
Siz de kiraz yiyemediğiniz, etin tadını unuttuğunuz için değil başka nedenlerle ölürsünüz.. Ne yapalım!
*. *. *
Bu arada dikkat!
Stres ölüm nedenlerinde baş şüpheli.
O nedenle kafaya takmamaya çalışın.
Türkiye’nin cennet tabiatının yanıp kül olması.. Depremin habire kendisini hatırlatması.. Sofraların da giderek yoksullaşması kafanızı yakmasın.
Veririz Erdoğan’a 6-8 yıl daha.
Kulaklarımızı da, meşrebimize göre Diyanet ya da Cübbeli Ahmet’e açarız.
Mis!!
Bakın enflasyon düşer gibi oldu ya.. Hemen faiz indirimi ihtimali zirve yaptı. Tabii ekonominin düze çıkma ihtimali de..
Oysa çözüm o kadar basit ki; Cübbeli efendiye göre, kadınlar çalıştığı için maaşlar az, ekonomi bozuk. Peki ne yapmalı?
“Kadınların çalışması çok büyük bir fitne fesatlık. Misli yok, kadınların çalıştığı ortama erkek sinek girmeyecek.”
*. *. *
İnsana şaka gibi geliyor, değil mi!
Gerçi İris Cibre, Mustafa Sönmez, Alaattin Aktaş, Mahfi Eğilmez gibi ekonomistler TÜİK verilerinin “ŞAKA GİBİ” olduğu kanaatinde.
Ne var ki mesele gelip kadın haklarına dayanınca iş değişiyor.
Milyonlarca insan aynı şakayı yapıp gülemez herhalde.
İş bulamayıp, öğle yemeği karşılığı zengin bir cemaate / tarikata kapılananların ilk düşmanı kadınlar.
Nasıl olur da O, ERKEK olarak iş bulamaz da kadın bulur.
Zaten görüyoruz; boşanmak, okumak, çalışmak isteyen kadın “fitnenin başı”..
Cezası da bazen kurşunlar, bazen de balkondan uçuvermeler.
Erdoğan hiç kuşkum yok sandıktan çıkamayıp gidecek.. Tek adam rejimi sona erecek.. De..
Kafalar nasıl temizlenecek.
Cübbeliler nasıl susacak.
Sosyal medyada, yoksullara yardım platformlarının videoları kol geziyor. Ev demeye bin şahidin bile yetmeyeceği tavanı akan ama suyu akmayan barakalar.. Çıplak ayaklı çocuklar.. Dehşet görüntüler yani.
Videolarda çocuklara hep aynı soru soruluyor: “VAR MI BİR HAYALİN.. İSTEĞİN”.
Evlerden birinde, çocuklardan biri ne dedi biliyor musunuz?
“YUMURTA”.
Söz buraya kadar!


