Kırıkkale de 11 yıl önce kaybolup cesedi derin dondurucuda bulunmuştu: Korkunç cinayetin detaylarını ağabey anlattı 3. Sayfa Haberleri

Kırıkkale'de 11 yıl önce kaybolan Hüseyin Okumuşoğlu'nun cesedi, kiracısı Meliha Veske'nin evindeki derin dondurucuda bulunmuş, korkunç cinayet Türkiye'yi dehşete düşürmüştü. Okumuşoğlu'nun kardeşleri Mahir ve Yılmaz Okumuşoğlu, cinayetin organize bir şekilde işlendiğini iddia ederek, "Bir insanı 11 yıl buzdolabında saklamak insanlığa sığar mı?" dedi. İşte acılı ailenin çarpıcı açıklamaları.

Kırıkkale'de 16 Mayıs 2025 tarihinde, ev sahibi C.Ç., uzun süredir haber alamadığı kiracısı Meliha Veske'nin dairesine çilingir yardımıyla girdi. Karşılaştığı manzara dehşet vericiydi: Derin dondurucu ve buzdolabında çöp poşetlerine sarılı bir erkek cesedi bulundu. Yapılan incelemeler, cesedin 2014 yılında kaybolan Hüseyin Okumuşoğlu'na ait olduğunu ortaya çıkardı. Meliha Veske'nin ise 3 Mayıs'ta sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenildi.

"CİNAYET ORGANİZE ŞEKİLDE İŞLENDİ"

Hüseyin Okumuşoğlu'nun kardeşleri Mahir ve Yılmaz Okumuşoğlu, İHA'ya yaptıkları açıklamada, 11 yıl boyunca süren kayıp sürecinde yaşananları anlattı. Olayın organize bir cinayet olduğunu savunan kardeşler, ağabeylerinin kaybolmadan önce şüpheli hareketlerle karşılaştığını belirtti.

YANGINDAN SONRA YANIK İZİ YOKTU YARA İZİ VARDI

"2014'te ağabeyimin Ankara'daki evinde bir yangın çıktı. Olaylar bu yangından sonra başladı. Siyah gözlüklü, peçeli bir kadın kapıyı çalarak yardım istedi. Ağabeyim kapıyı açık bıraktığında kendinden geçti. Uyandığında evi yanmıştı, özellikle yatak odası tamamen kül olmuştu. Hastaneye gittiğimizde ağabeyimin ayağında yanık izi yoktu, ancak derin bir yara vardı. Olayın nasıl gerçekleştiği bir muammaydı."

"TÜM BİRİKİMİMİ MELİHA VESKE'YE VERDİM"

Yılmaz, ağabeyinin hastaneye bir çantayla geldiğini ve bu çantayı Meliha Veske'ye teslim ettiğini söyledi. Çantanın kaybolduğunu ve ağabeyinin tüm birikimini Veske'ye verdiğini öğrendiklerini belirten Yılmaz, "Ağabeyimin iş yerinde bulduğumuz bir el yazısında, 'Tüm birikimimi Meliha Veske'ye verdim, onu almak için evine gidiyorum' yazıyordu. O nottan sonra kendisinden haber alamadık" dedi.

"CİNAYETİN İŞLENDİĞİ EVE BİR KİLOMETRE MESAFEDE..."

"Ağabeyim kaybolmadan önce telefon sinyali, cinayetin işlendiği eve bir kilometre mesafede kesildi. Tedavisinden sonra kiraladığı araç, günler sonra Ankara'daki evinin önünde bulundu. 11 yıl boyunca ağabeyimi bekledik. Cesedi teşhis ettiğimde sırtında bıçak izleri gördüm. Bir kadının iri yarı bir adamı bıçaklayıp buzdolabına koyması mümkün mü? Bu organize bir cinayet."

"BİR İNSANI 11 YIL BUZDOLABINDA SAKLAMAK İNSANLIĞA SIĞAR MI?"

Mahir Okumuşoğlu, cesedin 11 yıl boyunca bozulmadan kaldığını ve ağabeyinin 2014'teki haliyle durduğunu belirtti. Meliha Veske'nin cinayetten sorumlu olduğunu düşündüklerini ifade eden Mahir, "Bu kadın cinlerle, muskalarla uğraşıyormuş. Bir insanı 11 yıl buzdolabında saklamak insanlıktan çıkmaktır. Adalet Bakanlığımızdan ve savcılığımızdan bu olayın çözülmesini bekliyoruz. Cinayet şüphelileri ölmüş olabilir, ancak yardım ve yataklık yapanlar cezalandırılmalı" dedi.

AİLENİN TEK TESELLİSİ: CENAZENİN TOPRAĞA VERİLMESİ

Aile, 11 yıl süren belirsizliğin ardından Hüseyin Okumuşoğlu'nun cenazesini toprağa vermenin tek teselli olduğunu söylüyor. Mahir Okumuşoğlu, "Devletimize güveniyoruz.Bu olayı çözecek olan devletimizdir. Aklımıza türlü sorular geliyor: Bu evi kiralayıp ağabeyimi buraya mı çağırdılar? Tek tesellimiz, cenazesinin toprağa verilmiş olması" diye konuştu.