Kirli savaşın namlusunun ucundaki Türkiye!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Nesimi der ki, ey füze yapanlar
Acımasız zalim cana kıyanlar
Bırak ey yaşasın bütün insanlar
Barış güvercini uçsun dünyada"
Aşık Nesimi Çimen
Ortadoğu kan gölü. Bir yandan paylaşım savaşları, diğer yandan din savaşları…
Suriye’de iktidarı ele geçiren cihatçı, selefi HTŞ terör örgütü yüz bine yakın Alevi’yi din adına hunharca katlederek soykırım yaptı. HTŞ cinayet örgütü bu soykırımı da bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirdi. Kendisine ‘demokrasinin beşiğiyim’ diyen ülkelerin bu soykırım karşısında çıtı bile çıkmadı, çıkarmadılar. ‘Demokrasi getireceğim’ diye Suriye’ye müdahale eden ABD, bu terör örgütünü meşrulaştırarak Alevi soykırımına göz yumdu.
İnsanlık düşmanı Siyonist katillerin işbaşında olduğu İsrail, gözü dönmüş serseri gibi çevresindeki tüm devletleri yutmaya çalışıyor. Başta Filistin olmak üzere Irak, Suriye, Lübnan ve şimdi de İran’a müdahale ederek emelini gerçekleştirmek için her türlü saldırgan yollara başvuruyor. Böylelikle Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adım adım hayata geçiriliyor.
BOP masum halkların kanı üzerinde inşa ediliyor.
Ülkemizdeki hemen hemen tüm siyasi aktörlerin dikkat çektiği nokta önem arz etmektedir. BOP’un namlusunun ucunda Türkiye var. Pentagon tarafından çizilen Ortadoğu haritası, 1990’lı yıllarda gündeme geldi. Bu haritada Ortadoğu’da kurulacak yeni devletçiklerin neler olacağı belirlenmişti. Bugüne baktığımızda da bu haritada öngörülen yapılanmanın gereği yapılmaktadır. Büyük İsrail yaratma projesi olarak hayata geçirilen BOP’un, ABD’nin kontrolünde sürdürüldüğüne tanık oluyoruz. ABD’nin Ortadoğu’da yürüttüğü kirli savaşlarda Türkiye’nin de nasibine düşeni alacağı gün gibi aşikarken, siyasi iktidardan hala kayda değer bir tepki göremedik.
Masum halkların kanı-canı üzerinde inşa edilmek istenen BOP’un hayata geçirilmesinde Türkiye’nin katkısının olması halinde ‘Yurtta barış, Dünya’da barış’ ilkesi ihlal edilir. Bu kirli ve haksız savaşlara ortak veya taraf olamayız!
Laik demokratik cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu kuruluş ilkeleri yol göstericidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluş ilkelerinden uzaklaşarak, yanı başımızda masumların dökülen kanına ve gözyaşına kayıtsız kalmamalıdır.
Ortadoğu’da emperyalist güçlerin küresel saldırısı altındaki mazlum halkların zulüm ve kanla yok edilmek istendiği bilinmektedir. 21. yüzyılda bu bölge savaşlar yoluyla üçüncü dünya savaşına tanıklık yapmaktadır. Bir yandan Rusya-Ukrayna savaşı en acımasız haliyle sürmekte; diğer yandan ABD onlarca yıldır Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da devletlere müdahale ederek etnik ve din savaşları yoluyla bölgede egemenlik kurulmaktadır.
İRAN’DAN SONRA SIRADA TÜRKİYE Mİ VAR?Devleti yöneten kadronun siyasetini belirleyen önemli bir kişilik olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye'dir. Türk milleti Siyonizm'in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir, taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir" diyerek, Türkiye’ye yönelecek olan tehlikeye dikkatleri çekti.
Bu tehlike sinyalleri göz ardı edilemez. Tedbir almak ve toplumu gelecek olan tehlikeye karşı uyanık olmasını sağlayacak olan devlettir. Siyasi iktidarların yanlı ve yanlış stratejisine karşı halkın can ve mal güvenliği devletin sorumluluğundadır.
Küresel kriz içinde kıvranan emperyalist güçler, bölgesel savaşlar yoluyla tehlike sınırlarının ötesinde sertleşmekte ve bölge halklarının hayatına kast etmektedir. Her seferinde barış ve diyalog beklentileri boşa düşürülmektedir.
Siyasi iktidar tarafından PKK terör örgütüyle sürdürülen ‘barış süreci’nin de boşa düşürülmesi kaygısını taşıyan yurttaşlarımızın çoğunlukta olduğu göz ardı edilmemelidir. Komşu ülkelerindeki kaosun ülkemize sıçramamasını sağlayacak olan siyasi iktidarın politik duruşudur. Türkiye halkları ekonomik ve siyasi olarak gelecek kaygısı içinde kıvranırken, bu sıkıntıların üzerine gelecek olan toplumsal çatışmaları kaldıracak bir ruh haline sahip değildir.
Yurtta Barış, Dünyada Barış Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli şiarıdır.
Halk ve Hakk Ozanı Nesimi Çimen’in şu dörtlüğünü barışın ne denli hayati olduğunu anlamak istemeyen iktidar sahiplerine iletiyorum:
"Dostluklar kurulsun, insanlar gülsün
Barış güvercini uçsun dünyada
Yok olsun kötülük, düşmanlık ölsün
Barış güvercini uçsun dünyada"


