Komisyonda söz patronların: İşverenden Terörsüz Türkiye ye tam destek Gündem Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Komisyonun 9'uncu toplantısına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TİSK Genel Başkanı Özgür Burak Akkol, TZOB Başkanvekili Ahmet Bahadır Sezgin, MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir, TÜSİAD Başkan Yardımcısı Bülent Ozan Diren ve ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın katıldı.
TERÖRÜN OLMADIĞI ÜLKELER 5 KATI BÜYÜDÜ
TİSK Başkanı Akkol, terör sorunundan mustarip olan bölgenin kalkındırılması gerektiğini ifade ederek, "Bölgede kişi başına düşen gelir 20 sene ile aynı. Türkiye'de yaklaşık yüzde 25 kayıt dışı istihdam varken bölgede yüzde 46. Neredeyse 2 kişiden biri kayıt dışı istihdamda. Bölgede istihdam ve vergi tabanının artırılması açısından büyük bir potansiyel görüyoruz. Terörsüz ülkeler, terörle mücadele eden ülkelere göre 5 katı bir büyüme göstermiş. Barış düzeyi düşük olanlar da faiz oranlarının yüksek olduğu belirlenmiş" açıklanmasında bulundu.
TERÖRE HARCANAN PARAYLA NE YAPILABİLİR
Akkol, küresel terörün maliyetinin 14,4 trilyon dolara ulaştığını kaydetti. Terörle mücadele sürecinin Türkiye’ye maliyetinin sorusuna cevap bulmak için farklı yöntemlerle üç farklı çalışma yaptıklarını söyleyen Akkol, terörün Türkiye'ye yıllık maliyetinin minimum 140 milyar dolar, maksimum 240 milyar dolar olduğunu söyledi. Akkol, "Bu parayla (100 milyar dolar) 2,5 milyon konut yapılabilirdi, 12 kuzey Marmara otoyolu, 9 İstanbul İzmir otoyolu, 50 Yusufeli barajı yapılabilirdi. 160 bin özel okul, 1000 özel üniversite, 100 BYD fabrikası yapılabilirdi" bilgisini verdi. Akkol, IRA örneğine dikkat çekerek, Kuzey İrlanda'da işsizliğin yüzde 42 oranında azaldığını, 30 milyar dolar yatırım çeken ülkenin 64 milyar dolar yatırım çekmeye başladığını söyledi.
TERÖR OLMASAYDI KİŞİ BAŞI GELİR 30 BİN DOLARDI
MÜSİAD Başkanı Özdemir, Terörsüz Türkiye hedefi için 18 farklı alt çalışma grubu oluşturduklarını belirterek, "Genel merkezimizde terörsüz Türkiye çalışma grubu kurduk" dedi. Özdemir, "Türkiye'de bugüne kadar karara harcanan para yalnız güvenlik politikaları için değil, aynı zamanda dolayı maliyetleri de hesaba katara konuşuyorum. Teröre harcanan para eğer harcanmamış olsaydı ülkemiz ilk 10 ekonomik ülke arasına girebilir kişi başı milli gelirimiz 30 bin doları geçebilirdi" dedi. Bölgenin ekonomik olarak tecrit edilmiş durumda olduğunu da kaydeden Özdemir, Suriye sınırında organize sanayi ve endüstri bölgesi de önererek, "Biz Terörsüz Türkiye vizyonunu sadece iç güveblik meselesi olarak görmüyoruz" dedi. Gaziantep - Şanlıurfa hızlı tren hattı kurulmasını da öneren Özdemir, bu hattın bölgenin yatırım potansiyeline olumlu etkisi olacağını söyledi
YATIRIM ORTAMI GÜÇLENECEK
TZOB Başkanvekili Sezgin bölgede kalıcı barışın sağlandığı bir senaryoda bölgesel ölçekte çok güçlü fırsatların gerçekleşeceğini söyledi. Sezgin, "Bu senaryoda yalnızca Doğu ve Güneydoğu Anadolu için geçerli olmak üzere, mera verimi yüzde 15-20 artabilir, yem maliyetleri yüzde 20–30 azalabilir. Özel sektör yatırımları yüzde 50 artabilir. Dijital tarım teknolojileriyle verimlilik yüzde 30 yükselebilir. Bölgesel tarımsal GSYİH katkısı yıllık yüzde 5–8 büyüyebilir. Tarım istihdamı yüzde 10–15 artabilir. Bu sadece ekonomik bir sıçrama değil; göçün tersine dönmesi, kırsal nüfusun güçlenmesi ve toplumsal uyumun pekişmesi demektir" dedi.
11 milyar dolarlık ihracat
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Terörsüz Türkiye'nin hedefine ulaşılması halinde Kalkınma Yolu projesinin hayata geçirileceğine işaret etti. Hisarcıklıoğlu, geçen yıl güneydoğu 11 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini de anımsatarak, Terörsüz Türkiye'nin bölge kalınması bakımından önemine işaret etti. TESK Başkanı Palandöken, "Herkes bize kıskançlıkla bakıyor hala fitne sokmaya çalışıyorlar bu süreç ne olacak diyorlar zaten başlaması demek bitmesi demek. Dönen tekere çomak sokmak isteyenler olacak sürecin uzamaması lazım. Yasal zemin üzerinde bütün prosedürler tamamlanmış bir vaziyette halka sunulması lazım" dedi. TÜSİAD Başkan Yardımcısı Diren, "Demokrasi ve hukuk devletinin tartışma konusu edilemeyecek bir düzeye getirmek içeride ve dışarıda ülkemize kurumlarımıza demokrasimize güveni artırmak hiç şüphesiz ekonomimiz de güçlendirecektir" dedi.


