Korkutucu rapor açıklandı! Okyanuslar zehirleniyor
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
"Okyanus asitlenmesi" adlı verilen yeni bir çevre felaketi insanlığı tehdit edebilecek boyutlara ulaştı. Okyanus asitlenmesi "Gezegensel sınır çerçevesinde, kabul edilemez sınıra yaklaşan bir süreç" olarak tanımlanıyor. Son raporlar da 2020 yılına kadar ortalama küresel okyanus koşullarının okyanus asitlenmesi sınırını çoktan geçtiğini ortaya koyuyor. Avrupa Uzay Ajansı tarafından desteklenen son çalışmada ise çarpıcı sonuçlar yer alıyor. Buna göre tehlikenin, Atlantik Okyanusu'nda yer alan ve Azorlar, Kanarya Adaları, Madeira, Cabo Verde ve Selvagens Adaları'nı kapsayan bölgede olduğu belirtilirken bu adaların, yüksek endemizm oranları ve benzersiz biyolojik özellikleriyle tanındığı ifade ediliyor. OceanSODA projesi kapsamında yapılan analizlere göre, 1982–2022 yılları arasında küresel yüzey okyanus pH seviyesi yaklaşık yüzde 18 oranında azaldı; bu da deniz suyunun giderek daha asidik hâle geldiğini ortaya koyuyor. 1985–2018 döneminde ise asitlenme trendinin sürekli arttığı ve bu durumun, özellikle kalker kabuklu deniz canlıları ve mercanlar gibi türler için hayati öneme sahip karbonat iyonlarının kritik seviyelerin altına düşmesine yol açtığı belirtiliyor.

Çalışmada şunlar kaydediliyor: “Son 50 yılda bu bölgedeki bitki türlerinin yok olma oranları, küresel ortalamanın üzerinde seyrediyor. Araştırmacılar, Linnaeus'un "Species Plantarum" adlı eserinden bu yana Macaronesia'da 126 taksonun yok olduğunu belirledi. Bu yok oluşların 13'ü küresel, 155'i ise yerel düzeyde gerçekleşti. Yok oluşların başlıca nedenleri arasında adaların yaşı, rakım, tanıtılan otçul memeliler ve insan nüfusu büyüklüğü yer alıyor. Özellikle 1960'lardan itibaren yaşanan sosyoekonomik değişiklikler, kıyı bölgelerinde bir 'yok oluş sıcak noktası' oluşturdu. Bu durum, adalardaki ekosistemlerin insan faaliyetlerinden ne denli etkilendiğini gösteriyor.”
Araştırma, Azorlar ve Kanarya Adaları'ndaki bitki florası üzerinde yapılan analizlerle, endemiklik, omurgalılar tarafından tozlaşma, azot bağlama kapasitesi, odunsuluk ve hayvanlar tarafından tohum yayılması gibi özelliklerin yok olma riskini artırdığını ortaya koydu. Bu biyolojik özellikler, bitki türlerinin çevresel değişikliklere karşı hassasiyetini belirliyor. Bu bulgular, okyanus adalarındaki biyolojik çeşitliliğin korunması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

Adaların benzersiz ekosistemleri, sadece yerel değil, küresel düzeyde de önem taşıyor. Bu nedenle, adalardaki bitki türlerinin yaşam öyküsü özelliklerinin daha iyi anlaşılması, gelecekteki yok oluş risklerinin doğru bir şekilde tahmin edilmesi ve önlenmesi açısından kritik öneme sahip. Araştırmacılar, adalardaki biyolojik çeşitliliğin korunması için kapsamlı biyolojik değerlendirmelerin yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu değerlendirmeler, adalardaki ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve biyolojik çeşitliliğin devamı için temel oluşturacak. Ayrıca, insan faaliyetlerinin adalardaki ekosistemler üzerindeki etkisinin azaltılması için politikaların geliştirilmesi ve uygulanması gerekiyor.
BENZERSİZ SİSTEMLERRaporun sonuç bölümünde ise “Macaronesia bölgesindeki bitki türlerinin yok olma oranlarının yüksekliği, adalardaki ekosistemlerin kırılganlığını gözler önüne seriyor. Bu durum, sadece bölgesel değil, küresel düzeyde de biyolojik çeşitliliğin korunması için bir uyarı niteliği taşıyor. Adalardaki benzersiz ekosistemlerin korunması, gelecek nesiller için biyolojik çeşitliliğin devamını sağlamak adına hayati önem taşıyor” deniliyor.
[email protected]
Kaynak: Web Özel


