Kötüleşen rakamlar ve büyüyen siyasi kaos Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Bugün eylül enflasyon rakamı açıklanırken, yıl sonu enflasyonunun yüzde 30’un altına inip inemeyeceği de belli olacak. Ekimin ilk günlerinde açıklanan veriler, ekonominin yavaşlamasına rağmen enflasyon umudunun azaldığını gösteriyor. Bozulan verilere eklenen siyasi kaos ortamı, ileriye dönük beklentileri daha da kötüleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM açılışında yaptığı konuşmada 2026 yılının ekonomide reform yılı olacağını söyledi. Erdoğan, böyle söyledi ama ekonomiyle ilgili hiç kimsenin, bu iktidarın reform yapacağına ilişkin güveni bulunmuyor. Son yıllarda ekonomik programın gereği reformların bile yapılamadığı, aksine reform ve yapısal tedbirlerde sürekli geri gidildiği ortada. Hem de seçim yaklaşırken, reform yapılacağına ilişkin inanç oluşturmak, boşuna çaba.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıklanan her veriye ilişkin, bazen genel, bazen sektör bazında pembe tablo çizmeyi sürdürüyorlar. Örneğin dün dış ticaretle ilgili “ihracata ve üretime desteğimiz devam edecek” açıklaması yapan Şimşek’in açıklamaları, genel karamsar tablo nedeniyle, “zorlama ve inandırıcılıktan uzak” bulunuyor.
Bugün TÜİK’in açıklayacağı eylül enflasyon rakamının yüzde 2.5’in üzerinde açıklanması bekleniyor. Analistler, öncü verilerin, TÜİK’in eylül enflasyonu için yüzde 3 civarında bir artış açıklaması gerektirdiği görüşündeler. Ancak geçen yıl eylül rakamı olan 2.97’lik oranın aşılmayacağı, “TÜİK’in enflasyon yeniden yükselişe geçti izlenimi vermemek için, 2.97’nin altında bir rakam açıklayacağını” söylüyorlar.
İTO ile TÜİK enflasyon rakamları arasındaki fark giderek açılırken, TÜİK’e olan güven, bugün yeniden yoğun tartışma konusu olabilir. Çünkü yılbaşında yapılacak enflasyona bağlı zamlar nedeniyle, son yıllarda “TÜİK’in yıl sonlarındaki enflasyon rakamlarını bilerek düşük açıkladığı” yönünde yaygın bir kanı bulunuyor.
ERDOĞAN’IN SİYASİ PLANI
Yüksek beklenen enflasyonun yanında, açıklanan son verilere göre; imalat sanayi üretiminde 1.5 yılı aşan olumsuz görünümün devam ettiği, tüketici güveninin azaldığı, ağustosta işsizlik oranlarında yeniden artış başladığı görüldü. Bu açıklanan veriler ve yüksek enflasyon beklentisine bağlı görünüm daha da karamsarlaşırken, hükümet yetkililerinin pembe tabloları, piyasalarda alıcı bulamıyor.
Ekonomideki olumsuz gidişatın yanında, iç ve dış politikada kritik günlerden geçtiğimiz gözüküyor. Son dış ve iç siyasi gelişmeleri izleyen piyasa oyuncuları “Sürpriz bir şeylerin planlandığını” konuşuyor, planın ne olduğunu tahmin için ipuçları arıyorlar.
ABD ziyaretinden önce ve görüşme sırasında açıklanan ABD’den uzun vadeye yayılan milyarlarca dolarlık yeni alımlara karşılık, Türkiye’nin ne kazandığı hâlâ anlaşılamadı. ABD sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın DEM Parti başta olmak üzere CHP dışındaki muhalefetle arayı yumuşatma çabası dikkat çekiyor. ABD dönüşü İran’a dönük yaptırım kararları alınması da “ABD’nin Erdoğan’a meşruiyet kazandırma girişimi” tartışmalarını alevlendirdi.
CHP, üzerindeki siyasi yargı baskısı nedeniyle TBMM’nin açılış oturumuna katılmazken, yurt dışında mitinglere başlama kararı, 24 Ekim’deki kurultay davasına kadar gerginliğin tırmanarak süreceği beklentisi yaratıyor.
Bu arada son dönem bazı iş insanlarına açılan davalar nedeniyle şirketlere el koyma işlemlerinin artması, zaten kötü giden ekonomiyle birleşince, iş kesimindeki huzursuzluğun büyümesine neden oluyor.


