Köylülerin Ankara daki zeytin nöbeti nin son günü: Bu sadece başlangıçtı, mücadelemiz köylerde, ormanlarda devam edecek
T24 kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasına karşı çıkmak için çeşitli illerden Ankara'ya gelen köylüler, TBMM yakınındaki Cemal Süreya Parkı’nda 3 Temmuz'da başlayan “zeytin nöbeti”ni bitirdi. "Havama, suyuma, toprağıma dokunma” sloganlarıyla tepkilerini dile getiren köylüler, "Bu sadece başlangıçtı, bundan sonra mücadelemiz asıl köylerde, ormanlarda devam edecek " dedi.
Ayrancı ve Ankara halkına teşekkür eden köylülere, Cemal Süreya Parkı’ndaki zeytin nöbetinin son gününde, CHP Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Ayça Çağlar ve CHP İlçe Kadın Kolları da destek verdi.
Köylüler adına konuşan Esra Işık, “Umudumuza ve dayanışmamıza zarar veremeyeceksiniz demek için buradayız ” dedi.
Işık'ın annesi Necla Işık da "Bu davada ne kadar kararlı olduğumuzu ve vicdanlarına bir ses vermeye çalıştık... Olmayan vicdanlarına. Çünkü vicdanlar bizimle buradaydı. Bu, AK Parti, MHP ve şirketlerin yasasıdır. Biz asla bu yasayı kabul etmiyoruz " diye konuştu.
Direnişe katılan köylülerden biri, "Atatürk'ün bize gösterdiği ilkelerden yürüyoruz. Biz sadece Muğla, Ege Bölgesi olarak gelmedik buraya. Çünkü Türkiye'nin her yeri talan ediliyor. Göz göre göre üç tane insan bizi maymun gibi oynatıyor. Böyle bir şey olamaz. Bu yasayı alın, başınıza çalın " ifadelerini kullandı.
"Biz bir daha Soma yaşanmaması için mücadele edeceğiz"Söz alan ziraat mühendisi bir vatandaş ise Soma sürecinde yaşananlara tanık olduğunu ve Muğla'da da aynı şeylerin yaşanacağına dair kaygılarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 25 yıldır AK Parti iktidarı köylünün elinde olanı biteni aldı. Mecliste, bizim güya derdimizin zeytin olmadığını söylediler. Bir ziraat mühendisi olarak kendi meslektaşlarımın para karşılığı bin yıllık, iki bin yıllık zeytin ağaçlarına, taşınamayacağını bildikleri halde 'taşınabilir' demelerinden utandım. Biz bunların geçirmiş oldukları şirket ve holding yasalarını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ben İzmir Kınık'tan geliyorum. 301 Soma işçisinin madenlerde yaşamını kaybettiği sürece tanık oldum. Soma’da olan Muğla'da da olacak. Bunlar önce topraklarımızı alır. Sonra madene sokar. O madende de biz böcek gibi öldürür. Biz bir daha Soma yaşanmaması için mücadele edeceğiz. Köylünün, şirketlerin köylüsü olmadığını bundan sonraki süreçte göstereceğiz."
Akbelen'deki mücadeleyi de hatırlatan bir vatandaş, eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a seslenerek şunları söyledi:
"Haksız olduklarının farkındalar ve bu yüzden bize hiçbir şey yapamadılar, korkmuyoruz. Biz topraklarımıza sahip çıktığımzda karşımıza dikiliyorlar, bunu Akbelen'de de yaşadık. Sayın Varank’a sesleniyorum, geçen sefer bin tane jandarma gönderdin, bir köye 5 tane toma gönderdin. Gönder, iki bin tane gönder, kendin gel yüreğin varsa, biz bu topraklar için ölmeye hazırız. Sen hazır mısın? "
Yasanın TBMM'de görüşülmeye başlamasının ardından çeşitli illerden Ankara'ya gelen köylüler, 3 Temmuz'dan bu yana, Meclis yakınındaki Cemal Süreya Parkı'nda nöbet tutuyordu.
Yasa teklifinin kanunlaşmasının ardından nöbetlerini bugün tamamlayan köylüler, "Bu sadece başlangıçtı bizim için, bundan sonra mücadelemiz asıl köylerde, ormanlarda devam edecek. Biz, köylünün milletin efendisi olduğunu, şirketlerin köylüsü olmadığını bundan sonraki mücadelede göstereceğiz " diyerek mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ifade ettiler. (ANKA)


