Krizin ana nedeni Maliye nin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni Ekonomi Haberleri
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Maliye’nin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni, ekonominin sırdında kambur gibi duruyor. Türkiye son yıllarda ağır bir ekonomik çıkmazın içine girdi. Dolar kuru 2 yıl gibi kısa bir sürede 20 liradan 41 liraya çıktı. Bu yükseliş, 360 milyar doları aşan ithalatı doğrudan pahalılaştırdı, temel ihtiyaçlardan akaryakıta kadar her kalemde fiyatları şişirdi. 85 milyon vatandaşın alım gücünü eriten enflasyonun arkasındaki gizli fail yalnızca dış koşullar değil, içerideki “vergisiz döviz kazancı düzeni” olarak dikkat çekiyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 75, 80 ve 82'inci maddeleri kapsamında döviz kazançlarının vergiye tabi olması gerekirken, Maliye Bakanlığı bu hükümlere rağmen bireylerin yüklü miktardaki döviz kazançlarından vergi almıyor.
KANUN VAR UYGULAMA YOK
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesi (menkul sermaye iradı), 80. maddesi (değer artışı kazançları) ve 82. maddesi (arızi kazançlar) dövizden elde edilen kazançları da kapsıyor. Yani bireyler döviz alım satımından, kur farkından veya faizinden gelir elde ettiklerinde vergilendirilmesi gerekiyor. Anayasa’nın 73. maddesi de “Herkes mali gücüne göre vergi öder” diyerek bu yükümlülüğü pekiştiriyor. Ancak uygulamada Maliye Bakanlığı bu açık hükümleri görmezden geliyor. Şirketlerden döviz kazançları için %25 vergi alınırken, milyar dolarlık bireysel döviz kazançları vergisiz bırakılıyor. Bu durum yalnızca bir “idari hata” değil, bir "adalet ihlali" olarak da dikkat çekiyor.
VERGİSİZ DÖVİZİN BEDELİ: ENFLASYON VE FAİZ KISKACI
Türkiye’nin son yıllarda birçok ekonomik çalkantı yaşadı. Ekonomiyi enflasyon ve faiz kıskacına alan vergisiz döviz düzeni enflasyonu körüklüyor, faizleri yükseltmek için koz olarak kullanılıyor ve şirket değerlerini yerle bir eden borsa çöküşlerine neden oluyor. Vergisiz kazanç düzeni, piyasada dövize talebi artırıyor. Bireyler ve spekülatörler, vergi ödemeden yüksek kazanç elde ettikleri için dövizi sürekli yukarı taşıyor. Dolar yükseldikçe ithalat pahalanırken, enflasyon kontrolden çıkıyor. Enflasyonu frenlemek için faiz artırma yolu tercih ediliyor ancak faiz yükseldikçe döviz de talep görüyor. Bu kısır döngü Türkiye’yi, dünyada eşi benzeri olmayan bir “faiz–enflasyon-döviz sarmalına” sürüklüyor.
FATURAYI VATANDAŞ ÖDÜYOR
Vatandaş maaşından vergi öderken, kasasında milyon doları olan bir avuç dolar zengini vergisiz kazançla hem piyasayı yönetiyor hem de devletin maliye politikalarına yön vermeye çalışıyor. Bu düzenin faturasını vatandaş yüksek enflasyon ve faizle ödüyor. Bu gerçeği hane halkının ödeme kalemlerinde ve merkezi yönetimin bütçe hesaplarında görmek mümkün. Merkezi yönetimin bütçe giderleri içerisindeki faizin payı yüzde 11’den yüzde 17’ye çıktı. 6 puanlık artıştan dolayı, devletin faiz gideri bir yılda yaklaşık 800 milyar lira arttı.
MALİYE SORUMLULUK ALMAKTAN KAÇIYOR
Bugünkü tabloda, yalnızca döviz spekülatörlerinin değil, onlara göz yumanların da payı var. Maliye Bakanlığı’nın “uygulamıyoruz” diyerek kenara çekilmesi, bu çarkın sürmesinin onayı olarak değerlendiriliyor. Sistem; vergiyi toplamakta zorlanan devleti, "vatandaştan aldığı vergileri servet sahiplerine aktaran" pozisyonuna düşürüyor. Bu tabloya göre; enflasyonun da faiz kıskacının da Türk Lirası’nın değer kaybının da asıl sorumlusu Maliye yönetiminin göz yumduğu vergisiz döviz düzeni.
ÇÖZÜM: VERGİSİZ KAZANCA SON
Türk Lirası’nın değerini eriten ve itibar kaybına neden olan vergisiz döviz düzenine son verme görevi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda olmasına rağmen bu konuda idari sorumluluktan kaçınılması dikkat çekiyor. Bireysel döviz kazançlarından %25 vergi uygulanırsa, spekülasyon son bulur, dövize talep azalır, Türk Lirası’na güven artar, faiz baskısı düşer ve enflasyonun ateşi söner. Bugüne kadar birçok finansal krizin tetiklemesine neden olan vergisiz döviz düzeninin devem etmesi, yeni krizler çıkarmak için tetikte bekleyen çevrelerin elinde koz olaya devam edecek.

Vergi olsaydı bu oyun olmazdı
Eğer döviz kazançları üzerinden %25 vergi alınsaydı, spekülatörlerin elinde dolar bu kadar değerli bir silah olmayacaktı. Çünkü yükselişten elde ettikleri kazancın çeyreği doğrudan devlete gidecek, bu da dövizi tutmanın cazibesini yok edecekti. Vergisiz bırakılan döviz düzeni ise krizi büyüttü, halkı yoksullaştırdı. Bugün yaşadığımız yüksek enflasyon, faiz baskısı ve üretimdeki daralma, “vergisiz döviz düzeni”nin sonucudur. Bu düzen devam ettikçe, dolar her gün milletin sofrasına zam, sanayicinin borcuna yük olarak dönecektir.

Vatandaşın masum sorusu vurgunun maskesi oldu
2016 yılında İstanbul’daki bir vergi dairesine mütevazı bir vatandaş, yurt dışından getirdiği bir miktar dövizle ilgili beyanname verip vermeyeceğini sorarak özelge (mukteza: Yazılı Maliye görüşü) talebinde bulundu. Vergi dairesi, bu kişiye yazdığı muktezada sadece bu özel ve düşük tutarlı işlem için “beyanname gerekmeyebilir” şeklinde ihtiyatlı bir yorum yaptı. Ancak işte tam burada Türkiye’nin mali tarihinde vergisiz bir alan açıldı. Bu sınırlı ve şahsi yorum, bazı döviz vurguncuları tarafından bir yasal muafiyet gibi kullanıldı. Vergi yokmuş gibi davranıldı. Bu yorumun arkasına sığınılarak, milyarlarca dolarlık döviz alım satımından elde edilen kazançlar yıllar boyunca vergisiz kaldı. Oysa Anayasamız açık: “Vergi, kanunla konulur; muafiyet ve istisna da kanunla olur.” Hiçbir vergi dairesi yetkilisinin yorumu, devletin vergi sistemini geçersiz kılamaz. Ancak maalesef bu açık hukuk kuralı yıllardır çiğnendi. Bugün hâlâ bireyler yüksek miktarda döviz alıp satarak kazanç sağladığında hiçbir vergi ödemiyor. Oysa aynı kazancı bir şirket sağladığında %25 vergi ödüyor.
DOLAR 20 YILDA 18 LİRAYA, 2 YILDA 41 LİRAYA ÇIKTI
Vergisiz döviz düzeni ile doları oyuncağa çevirdiler. 2021 yılında Türkiye, tarihinin en büyük kur şoklarından birini yaşadı. Yaklaşık 50 gün içinde dolar 9 liradan 18 liraya fırladı. İki ayda yaşanan bu sert dalgalanma, piyasaların dengesini alt üst etti. Doların bir gecede 2-3 lira sıçraması, milletin cebini boşaltırken, belli çevrelerin elinde döviz adeta bir oyuncak gibi kullanıldı. Spekülatörler, vergisiz kazançla dolar alıp satarak piyasayı istedikleri gibi yönlendirdi. 21 Aralık 2021’de açıklanan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi ile dolar, 18 liradan 12-13 lira seviyelerine geri çekildi. Böylece önce hızla yükseltilen kur, yeni bir sistemle düşürüldü. Bu süreç, vatandaşın güvenini zedeledi, sanayiciyi borç yükünün altında bıraktı.
Vergisiz döviz düzeni:
- Ekonomiyi çökerten
- Halkı yoksullaştıran
- Faizi tırmandıran
- Sanayiyi bitiren
- Borçlunun malını gasp eden sistem


