“Küçük çöp”ten korkulur!
Haber7 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Üniversite yıllarında sol hareketin içerisinde yer alan “Devrimci Kemal” malum kaset sonrası CHP’nin başına geçtiğinde, kampanya sırasında çalınması için ona bir seçim şarkısı yazıldı.
Şarkıyı yazmak şerefi de; “ilk kez bir kişiye şarkı yazdım” diyen Onur Akın’a nasip oldu.
Genel Müdürlüğü döneminde 70’den fazla akrabasını SSK’ya torpille yerleştirdiği belgelense de Onur Akın’ın, Kemal Bey için tercih ettiği sıfat;
“Hem temiz hem dürüst bir insanoğlu” oldu.
Onur Akın her ne kadar “kendi bestem” diye övünse de henüz tanıtım toplantısı bitmeden “Kılıçdaroğlu Marşı”nın müziğinin, Ahmet Kaya’nın “Kadınlar Dağlara” şarkısından uyarlama olduğu ortaya çıktı.
“Geliyor Kılıçdar, Kılıçdaroğlu” ile hafızalara kazınan ve 13 yılda hiçbir seçim kazanamadığı için hakkıyla bir türlü çalınamayan o şarkının ilk kıtası ise;
“Kılıçlar çekildi bu bir düello,
Kısa çöp uzun çöpten hakkın alacak,
Karanlığın sonunda güneş olacak…” diye başlıyordu.
Tabii!..
Kılıçların çekildiği son düelloda kaybeden Kemal Bey oldu.
Kimse tanımazken Kılıçdaroğlu’nun getirip İstanbul’un başına bela ettiği Ekrem İmamoğlu’nun açıktan desteklediği Özgür Özel, delege pazarlıkları ve kirli para iddialarının gölgesinde gerçekleşen CHP’nin 38’inci Olağan Kurultayı’nda Kemal Bey’i devirdi…
Böylece “Geliyor Kılıçdar, Kılıçdaroğlu” şarkısı sonsuza dek susarken, zavallı Kemal Bey de “sırtından bıçaklanmış” bir vaziyette o çok sevdiği “Genel Başkanlık” koltuğuna veda etti.
Derken…
Kurduğu “İmamoğlu Suç Örgütü” ile İBB’nin 560 milyar lirasını buhar eden CHP’li Ekrem İmamoğlu, tutuklu olduğu Silivri Cezaevi’nden 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için gönderdiği kutlama mesajında ilginç bir ifade kullandı.
CHP’li belediyelerde çalışan çok sayıda işçinin emeklerinin karşılığını alamadıkları için iş bıraktıklarını ve sokaklarda çöp dağlarının yükseldiğini görmezden gelen Ekrem İmamoğlu,
“Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı günler yakındır” diyerek, Kılıçdaroğlu Marşı”nda geçen o şifreli kelimeyi 1 Mayıs’ta tekrarladı.
Böylece…
Ekrem İmamoğlu, aslında “Kısa çöp”ün kendisi olduğunu ima etti.
Fakat hesaplamadığı bir şey vardı.
Kısa da uzun da olsa “çöp” çöptü.
Muhakkak o çöpün altından kötü kokular çıkacaktı.
Dediğimiz gibi de oldu…
Yolsuzluktan tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun belediyeden daha çok gittiği Le Meridien Otel’de kameraları bantladığı, kullanması izne bağlı jammer cihazıyla gizli görüşmeleri perdelediği ortaya çıktı.
Akabinde eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu birden bire kaset paniği sardı.
Kendisini sütten çıkmış ak kaşık ilan eden İmamoğlu, durduk yerde;
“Görüştüğüm herkesi hedef alacak, linç edecekler. Görüntüleri montajlayacaksınız, daha önce defalarca yaptığınız gibi başını sonunu keseceksiniz, yandaş kanallarda ve TRT’de defalarca yayınlayıp benim masum vatandaşımı kandırmaya çalışacaksınız” şeklinde abuk sabuk iddialar ortaya attı.
Sonra da adeta ön almak istercesine;
“Ben bugüne kadar kiminle görüştüysem İstanbul’un menfaati için görüştüm” savunması yaptı.
İşini gücünü bırakıp kendini diyet borçlu olduğu İmamoğlu’nu aklamaya vakfeden CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de “Yapay zekâyla sahte ses kayıtları üretilecek” iddiasını ortaya atarak benzer imalarda bulundu.
5 Mayıs sabahında, henüz kargaların bile kahvaltısını yapmadığı bir saatte, koştura koştura yapılan bu paylaşım elbette bir telaşın habercisiydi. Belli ki “kısa çöp” bu defa işlerin yolunda gitmediğini fark etmişti.
Sonrasında “özel hayat” nitelemesine tabi başka iddialar ortaya atıldı.
Bizler, “voleybol” tutkusunu yakından bildiğimiz Ekrem Bey hakkında ortaya atılan skandal iddia için “acaba” derken…
İlginç bir gelişme oldu ve bu defa Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun, 81 ilden 515 çocuğun yazdığı mektup ve çizdiği resimlerden, hem de İBB binasında “Üzülme” diye bir sergi açtığını gördük. Oysa iddialar doğru ise asıl üzülmesi gereken Ekrem İmamoğlu değil, Dilek Hanım’ın kendisi, ama sonuçta kendi bileceği iş.
Bu arada…
1 Mayıs mesajında durduk yere “Küçük çöp” diyen İmamoğlu, Silivri cezaevindeki küçük televizyonundan izlediği eşi Dilek Hanım’ın bazı mektupları okumasından çok duygulanmış ve “bir siyasetçinin en güçlü sevgi kaynağı çocukların sevgisi” olduğunu anlamış.
İster inanın ister inanmayın… Doğru düzgün resim bile çizemeyen el kadar çocukların yazdığı iddia edilen mektuplardaki bazı ifadeler şöyle:
“Ekrem amca seni çok seviyorum cumhurbaşkanı olacaksın.” “Umarım yakın zamanda aramıza katılırsın.”
Tabii tüm bu olan bitene bakınca, çocukların yazdığı iddia edilen o mesaja katılmamak elde değil.
Bu kadar skandala rağmen bu ülkede bir insan rezil olmuyorsa, vezir de olur, lise diploması olmadığı halde cumhurbaşkanı da seçilir.
Demedi demeyin!..
Bu arada…
“Ülkeyi yönetmeye talip birinin çevirdiği dümenler benim umurumda değil; bana emekli maaşlarından bahset” diyen müzmin muhalifleri de boş geçmeyelim…
3 Temmuz’da açıklanması beklenen SSK, Bağ-Kur, tarım emeklilerinin zam oranı yüzde 19-20’ler civarında olacakmış.
100’de yüz olsa da fikriniz değişmez biliyorum ama hatırlatayım istedim.
Yeni Akit


