Kuraklığa karşı beklenmedik tavsiye: e postalarınızı silin... Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
İngiltere'de 12 Ağustos'ta yapılan resmi açıklamaya göre, ülkenin birçok bölgesi kuraklık tehdidi altında ve su kaynakları üzerindeki baskı giderek artıyor. Bu duruma yanıt olarak bir dizi önlem paketi açıklayan hükümetin listesindeki en dikkat çekici madde ise "dijital su tasarrufu" oldu.
Birleşik Krallık Çevre Ajansı Su Direktörü Helen Wakeham, "Musluğu kapatmak veya eski e-postaları silmek gibi basit eylemler, su talebini azaltma ve doğal hayatı koruma yönündeki ortak çabamızda büyük rol oynar," diyerek tavsiyenin arkasındaki mantığı açıkladı. Gerekçe olarak, e-postaları ve eklerini barındıran veri merkezlerinin soğutma sistemlerinde kullanılan devasa su miktarı gösterildi.
E-postaları silmek gerçekten ile yarar mı?Ancak hükümetin bu tavsiyesi, teknoloji dünyasında bir tartışma başlattı. Bağımsız medya kuruluşu "404", eski e-postaları depolamanın su tüketiminin, üretken yapay zekâ sorgularının işlenmesi için harcanan suyun yanında "devede kulak" kaldığını iddia etti.
Yapay zekânın su tüketimi konusunda da rakamlar oldukça değişken. ABD Hükümet Sorumluluk Ofisi'nin (GAO) bir raporuna göre 60 yapay zekâ sorgusu yaklaşık bir litre su tüketirken, OpenAI CEO'su Sam Altman bir ChatGPT sorgusunun maliyetinin "bir çay kaşığının on beşte biri kadar" olduğunu belirtiyor.
Dijital su tasarrufunun etkinliği tartışılırken, yetkililer kuraklıkla mücadelede kanıtlanmış ve daha etkili yöntemleri de hatırlattı. Vatandaşlara yapılan diğer öneriler arasında şunlar yer alıyor:
Günde 200 ila 400 litre su israfına yol açabilen sızdıran tuvaletlerin onarılması.
Daha kısa duşlar alınması.
Bahçe sulaması için yağmur suyu biriktirme sistemleri kurulması.
Bitkileri sulamak için mutfaktaki durulama suyunun yeniden kullanılması.
Sonuç olarak, e-postaları silmenin kuraklığı tek başına durdurmayacağı açık. Ancak hükümetin bu sıradışı önerisi, su krizinin ciddiyetini ve tasarruf için hem dijital hem de fiziksel dünyada tüm yolların denenmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.


