Laf çok asker yok Dünya Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
ABD'nin başkenti Washington'da geçen pazartesi günü gerçekleştirilen Ukrayna Zirvesi'nde Avrupa liderleri, Kiev yönetimine NATO’nun 5. maddesine benzer güvenlik garantileri verilmesini talep etti. Ancak sahadaki tablo, Avrupa’nın kendi savunmasını dahi sağlayacak askeri güce sahip olmadığını gösteriyor. ABD'nin ilk gün Ukrayna cephesine asker yollamayacağını açıklamasının ardından Avrupa'nın nasıl bir oyun planı olduğu sorusunu gündeme getirdi. Avrupa'nın üç büyük ülkesi Almanya, İngiltere ve Fransa ordularının asker ve teçhizat anlamında yaşadığı sıkıntı durumu daha da sıkıntılı hale getiriyor. Bu durum, kıta liderlerinin yüksek sesli söylemlerini fiili imkânlarla destekleyemediklerini ortaya koyuyor. Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump'tan ders alır duruma düşen Avrupa liderleri, taşıyamayacakları sözün altına mı giriyor?
RAKAMLARIN GÖSTERDİĞİ GERÇEK
Almanya, NATO’nun talepleri doğrultusunda 260 bin askere ulaşmayı hedeflese de mevcut sayı 178 bin seviyesinde ve yıllardır düşüş eğiliminde. Fransa’da aktif askerlerin yalnızca yüzde 56’sı 30 yaşın altında; bu da ordunun yaşlandığını ve yenilenemediğini gösteriyor. İngiltere’de ise 2020’de 80 bin civarında olan kara kuvvetleri personeli 2024 itibarıyla 72 binin altına gerilemiş durumda. ABD'nin kıtada bulunan askerlerinin bir bölümünü çekmeye hazırlandığı iddiası krizi daha da derinleştirebilir. Gençlerin orduya ilgisizliği, bireycilik ve “post-militer kültür” Avrupa ordularının kan kaybının temel nedenleri arasında. Ülkeler maaş artışı, göçmenleri orduya katma ve üniversite-ordu iş birlikleri gibi yöntemlerle çözüm arayışında olsa da kalıcı bir sonuç sağlanabilmiş değil.
SİYASİ BİRLİK GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA ZAYIFLIK
Avrupa liderleri, zirvelerde Ukrayna’ya güvenlik garantileri vaat ederek siyasi birlik görüntüsü vermeye çalışıyor. Ancak aynı anda kendi ordularında asker bulmakta zorlanmaları, bu vaatlerin güvenilirliğini tartışmalı hale getiriyor. Zirvede ABD tarafı, Ukrayna’ya Amerikan askeri gönderilmeyeceğini açıkça ilan etti. İngiltere ise dün yaptığı açıklamada öncephede asker bulundurmayacağını sadece hava sahası ve limanları koruyabileceğini belirtti. Washington’ın desteği olmadan Ukrayna’ya verilen güvenlik garantilerinin pratikte karşılığı yok. Avrupa, söylemleriyle büyük güç imajı çizmek istese de, icraatlarıyla Washington’a bağımlılığını daha da görünür kılıyor. Bu tablo, Ukrayna için verilen güvenlik garantilerinin gerçek bir caydırıcılık taşımadığı, Kiev’in ise “boş umutlarla” oyalanmakta olduğu değerlendirmelerine yol açıyor.
YUNANİSTAN TAKOZ KOYUYOR
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, önceki gün Avrupa'nın "havada, denizde ve karada" operasyonlar yürütmek üzere "güvence güçleri" (İngiliz, Fransız, Alman, Türk ve diğerleri) konuşlandırmaya hazır olduğunu belirtmişti. Ancak NATO'nun en büyük ikinci askeri gücü Türkiye, Avrupa güvenlik mimarisinin etkinliğini sağlamada öncelikli aktör olarak çıksa da, Avrupa'nın kendi içinde yaşadığı liderlik krizi bu adımın atılmasında en büyük engel. Yunanistan'ın, Ankara'nın Avrupa savunma ve işbirliği mekanizmalarına girmesini engellemeye dönük tutumu karşısında güçlü tepki veremeyen Fransa ve Almanya gibi ülkelerin siyasi irade eksikliği, kıtanın ABD ve Rusya gibi güçleri dengeleme stratejisindeki en büyük eksikliği içeriyor.
DERİN KIRILGANLIK
Avrupa’nın söylem ve icraat arasındaki uçurum büyüdükçe, güvenlik politikalarının inandırıcılığı da azalıyor. Kıta, hem yaşlanan nüfus hem de azalan asker kaynağı nedeniyle kendi savunmasını bile garanti edemezken, Ukrayna’ya verilen garantiler daha çok siyasi mesaj niteliği taşıyor. Uzmanlara göre bu durum, Avrupa’nın güvenlik mimarisinde derin bir kırılganlık yaratıyor. Mevcut insan gücü ve toplumsal eğilimler, bu hedefin ulaşılabilir olmadığını ortaya koyuyor.
LAVROV: Üçlü zirveye karşı değiliz
Ukrayna için güvenlik garantileriyle ilgili yürütülen tartışmalara değinen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın da Ukrayna için güvenilir güvenlik garantilerinin geliştirilmesini desteklediğini kaydetti. Lavrov, Rusya'nın dahil olmadığı güvenlik garantilerini ise kabul edilemez bulduklarını ve çıkarlarını korumaya devam edeceklerini dile getirirken ikili ve üçlü zirvelere karşı olmadıklarını belirtti. Avrupa'nın, diplomatik çabanın aksine durumu tırmandırmaya devam ettiğini vurgulayan Lavrov, söz konusu "etik olmayan" çabalarla ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşımını değiştirmeye çalıştıkları değerlendirmesinde bulundu.
Silaha yüzde 10 zam!
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Başkan Donald Trump'ın, Ukrayna'ya gönderilmesi için Avrupalı devletlere satılan silahlarda yüzde 10'luk fiyat artışı uyguladığını söyleyerek, "Belki bu yüzde 10'luk oran, havadan desteğin maliyetini karşılar" dedi. ABD'nin Avrupalı devletlere silah sattığını ve onların da bu silahları tekrar Ukrayna'ya sattığını hatırlatan Bessent, Trump'ın meseleyi "ihtiyatla" izlediğini belirtti. Bessent, Putin'in görüşmede Zelenski ile bir araya gelme konusunda niyetli olduğunu gösterdiğini aktardı.


