Levon Kordonciyan: Çantacı terzi değilim kimsenin ayağına gitmem
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
◊ Kordonciyan Ailesi’nin dördüncü kuşak temsilcisisiniz. Dedelerden gelen mesleği kendi yeteneklerinizi de üstüne koyarak icra ediyorsunuz. Ama şimdi aldığınız kararla şaşırttınız, mesleğe ara veriyorsunuz. Bu radikal kararın sebebi nedir?
- Biliyorsunuz bir pandemi dönemi yaşadık. O dönemde düğünler iptal olmuştu. Biz pandemiden sonra 2 sene şık bir vaziyette çalışmaya devam ettik. Fakat smokini popüler ettiğimiz için çok insanı heveslendirdik herhalde. Merdiven altı da demek istemiyorum ama maalesef öyle üretimler başladı. Smokinin değerini düşürecek fiyatlarda smokin üreten firmalar ortaya çıktı. Böyle smokin mağazalarının açılmasıyla birlikte kalite biraz düştü. Bazı insanlar ekonomik sıkıntılardan onları tercih etti, fakat varlıklı olan kişiler de bunu yaptılar. Biz de dedik ki; bu işi fırsat bilelim, 3 sene bir şarj olalım. Çünkü kendimize göre rakip bulamamaya başladık.
◊ Hiç rakibiniz yoktu değil mi bu alanda?
- Ben her zaman bulunduğumuz caddede 15-20 tane bizim işten yapacak firma olsun isterdim. Gerçek terziyi kastediyorum ama, öyle tezgâhtarları değil.
◊ Gerçek terzi nasıl olur?
- İyi bir terzi kalıpsız çalışır. Ben sizin ölçünüzü aldığım zaman masaya yatırırım. Ve aldığım ölçüde kalıpsız çalışırım. Ama şimdi her eline mezurayı alan, terzi olmaya başladı. Bu da adaba uymuyor. “Fast food” derler ya, iş ona döndü.
◊ Siz bu alanda ne gibi yenilikler kattınız sektöre?
- Biz kiralamayı marka yaptık. Türkiye’de 9 bin smokinle çalışıyoruz biz. Satılık formatında kiralama yaptık insanlara. Boyu kısa olan kişi için smokinin boyunu kısalttık mesela. Yıllarca bu hizmeti verdik. 150 yıllık bir firmayız. Türkiye’de önceden smokin kiralandığında yadırganırdı. Ama ben sektöre kiralama işini kattım. Bizim kiralama fiyatlarımız satışla eşittir. İnsanlar derlerdi ki “Abur cubur firmadan alana kadar sizden kiralayalım”. Neden biliyor musunuz? “Sizinle gelip burada atölye muhabbeti yapmak isteriz” derlerdi.
BİZ TERZİLER PSİKOLOG GİBİYİZ, İNSAN SARRAFIYIZ
◊ Hepsi bir bütün aslında değil mi bu işte?
- Biz aslında psikolog gibiyiz. Şimdi kızımın ısrarıyla açık öğretimden okulu bitireceğim. Üniversitede de psikoloji okuyacağım. İnsan sarrafıyız. Kızım okumamı çok istedi. Ben de bunu da fırsat bildim.
◊ Kızınızın bu mesleğe ilgisi var mı?
- Bu işi devam ettirmek istiyor. Çok güzel çizimleri var. Daha 16 yaşında... Biz işimizin kölesiyiz. Her şeyi kendimiz yapmayı seviyoruz. Telefon çaldığında da kendimiz açarız. Müşteriyle direkt diyalog kurarız.
◊ Siz aslında geçmişten gelen gelenekleri devam ettiriyorsunuz...
- Evet, bunu devam ettirmek lazım. Alaylıyız biz. Ben okul okumadım. Şimdi ortaokuldan başlayacağım eğitime. Uzun bir süreç olacak benim için. Ama yapacağım. Aklıma koyduğumu başarırım. Tuttuğunu kopartırız biz.
◊ Siz kapanma kararını aileye danışarak mı aldınız?
- Beraber karar verdik. 3 sene içinde çıktı bu düşünce. Yavaş yavaş müşteri portföyünün farklılaştığını hissettik. Ben gömlek diktiğim zaman müşterilerime, aynı kumaştan poplin iç çamaşırı dikerim. O çamaşırın fiyatına smokin yapmaya başladılar. Ben smokinimi o fiyatlara veremem. Bende kalsın. Saklayayım onu hazine gibi ama verirsem değeri düşer. Öyle delisiyiz bizler işimizin. Zaten deli ustalar bitti artık.
KLİMALI SMOKİNLERLE DÖNECEĞİM
◊ Ara vereceğinizi söylediniz. Mesleğe geri döndüğünüzde nasıl bir farklılık bizleri bekliyor?
- Bir AR-GE çalışmam var. Smokinlerimi yazın serin, kışın sıcak tutacak hale getireceğim. Klimalı yapacağım. Vatkalara klima koymaya başlıyorum. Benim tekniğimle yapacağım. Bunu da ilk defa size söylüyorum. Boş durmak yok. Ayrıca bu süreçte kitabımı yazacağım. Belgeselimi yapacağım.
◊ Hayatınızı mı yazacaksınız?
- 150 yılı yazacağım, sadece benim hayatım değil. Ben yaşarken bunu yazayım ki yaşlandığım zaman daha sonralarını da yazabileyim. Bütün bunlara belki bir belgesel teklifi gelir bu arada. Zaten yurtdışında Hollywood işlerim var benim.
◊ Yakında başka yapacağınız neler var?
- Şimdi biraz evde istirahat edeyim. Ama yine hiç belli olmaz bizim ne yapacağımız, pat diye hiç ummadığınız bir şey olur!
SMOKİNLERİMİN DEĞERİ REŞAT ALTINI GİBİ ARTAR
◊ Smokin, kadınların da tercihi haline geldi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?
- Kadınların smokini şöyle başladı; erkeklerin smokinlerini kadın versiyonuna dönüştürdük. Zaten erkek terzisi kadın smokinini daha iyi diker. Ama kadın terzisi erkek ceketini dikemez. Bazen damat anneleri gelirdi, “Levon Bey bir tane smokin diker misin?” derdi. İşte onlar ne olduysa kalmadı bu ara. Çaput olarak görmeye başladılar. Zanaat bitti. Pırlantalarda bile artık bilgisayardan suni pırlantalar yapılıyor. Olur mu öyle şey? Damatlar gelir, “Öyle suni pırlanta almayın” derim. Benim smokinlerim de öyledir. 200-300 yıllıktır smokinlerim. Ve “Kıymetini bilin” derim. Değeri her sene Reşat altını gibi artar.
DEDE-TORUN ANDY GARCIA İÇİN SMOKİN DİKTİK
◊ Yurtdışında işler devam edecek mi?
- Devam edecek. Orada ilgi geniş. Burada smokin ayağa düştü.
◊ Yurtdışında çok ünlü isimlere smokin dikiyorsunuz. Onlarla unutamadığınız anılarınızdan örnekler anlatır mısınız?
- En güzel anı, büyük dedemi Sean Connery’nin Atatürk’ten dolayı bulup gelmesi. Nasıl büyük bir isim ki Sean Connery, Atatürk’ü araştırıp dedemin atölyesine geliyor. Ve dedem “Baba” filminin kıyafetlerini yapıyor. Daha enteresan bir şey söyleyeyim size; “Baba” filminde Andy Garcia’nın smokinini dedem yaptı. Ben de “Kurtlar Vadisi” için buraya geldiğinde Andy Garcia’ya krem smokin diktim.
Düşünsenize dede ve torunu Andy Garcia için smokin dikti! Kevin Spacey gelmişti Türkiye’ye. Lacivert smokin diktirmişti bize. Bunun gibi birçok örnek var.
BEN İŞİMİN ÇIRAĞIYIM
◊ Smokine bakış açısının eski değerini yitirmesi, günümüzde değişen moda algısından mı kaynaklanıyor sizce?
- Erkek adam kumaş pantolonuna kemer takacak. Lastikli pantolon olmaz. Adam avukattır, mimardır, hakimdir, beyaz yakalıdır. Bir ceket giyiyor. Altına bağcıklı pantolon giyiyor. Paça masrafı yapmasınlar diye bir de lastikli dar yapıyorlar. Bunlar bizi zaten çok etkiledi. Ben isteseydim hazır giyime girerdim. Bu gibi sebeplerden dolayı kendimizi dinlenmeye alıyoruz.
Çok acı bir şey, aslında belki de böyle yaparak mağazamızı yeniden açtığımız zaman bu işin kalitesini insanlar anlayacaklar. Neden biliyor musunuz? Takım elbiseden smokin olmaz. Bizim kumaşlarımız 6 ay boyunca havuzlarımızda yıkanır, dinlenir. Sonra smokin olur. Üstünüzde yokmuş gibidir. Smokinin farkı Kordonciyan’dır. Ben işimin çırağıyım. Her zaman da çırak olacak kalacağım. Mesela ilk giydirdiğim her zaman en doğrusudur benim. Benim dizlerim nasır bağlamıştır. Paçayı küt diye eğilip yaparım, ikinci iş çıkmaz.
Bugün paça yapamayan terziler var. Ne büyük mutluluk ki öldükten sonra değil, yaşarken değerimi anlatacağım insanlara.
◊ Büyük dedeniz Atatürk’ün kıyafetlerini dikmişti. Anılardan bahseder misiniz?
- Paşa’yla beraber Kınalıada’daki eve gelirlermiş. Büyük dedem çizimlerini yaparmış. Bir ara böbrek rahatsızlığı olduğu için sırtı trikolu yelekler yapmış. Atatürk, dedeme şapkasını, bastonunu ve pantolon askısını hediye etmiş.
BİZ SON MOHİKAN’IZ
◊ Aynı hevesle yeniden dönebilecek misiniz işinize?
- Daha iyi şekilde döneceğim. İnsanlara derim ki; “Ben yaşarken bizden faydalanın. Bizim gibi insanlar gelmeyecek artık. Biz son Mohikan’ız.” Bazı işadamları çocuklarını yıllarca yanıma yolladı. Takım elbise diktirdi. Burada o düzeni, o stili öğrensinler diye. Geçen hafta Türkiye’nin en büyük holding sahiplerinden biri aradı. Beyefendi takım diktirmek için terzi arıyormuş. Maaşlı adam arıyormuş yanına! Olur mu öyle şey? Terzilik demek atölye demektir. Atölyeye gelecek, diktirecek. Racon bozuldu. Çok ayıp bir şey. Ben hiçbir zaman çantacı terzi değilim. Kimsenin ayağına, evine gitmem. Benim atölyem burasıdır. Herkes buraya gelecek. Dünya başkanı da olsa burada bu işin havını alacak. Bu kültür bambaşka bir şeydir.


